Bu ayrıntıyı gördünüz mü?
Önceki gün deniz tarihini yarabilecek çapta büyük bir beladan şansa sıyrıldık. Sulara gömülen 335 grostonluk LPG yüklü Ro-Ro gemisindekiler patlasaydı neler olabileceğini, üç kilometre civarındakilerin can tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğinden kestirin.
Gemi battıktan ve yürekler ağızlarda denize düşen LPG tankerleri bulunduktan sonra, yanlışlar sıralanmaya başlandı.
Gemi normal hareket saatinden beş saat önce yola çıkmıştı.
Gemideki beş TIR ve kamyon bağlanmamıştı.
Bu detayları veren dünkü Sabah Gazetesi, haberin yer aldığı sayfaya bir kutu açmış, başlığına da şunları yazmıştı:
Başlığın altını okuyunca şaşırtıcı detaylara rastlıyordunuz. Batan gemi meğer 2000 yılına kadar Deniz Kuvvetleri'nin malıymış. 2001 yılında Denizciler Dayanışma Derneği'ne hibe edilmiş... Bu dernek de emekli askeri personel Tümamiral Atalay Varol başkanlığında gönüllü faaliyet yürütürmüş.
Dernek Başkanı Tümamiral Varol, gemiyi üç yıl önce kiraya verdiklerini söylüyor. Alize Denizcilik Limited Şirketi'ne kiralamışlar. İlginç bir durum...
Emekli Amiral, kazayı geminin erken saatte yola çıkmasına bağlayanlara şöyle seslenmekte:
"Gemi erken yola çıktı diyorlar. Geç çıksa olmayacağının garantisi var mı? Kaza geliyorum demez..."
Türkiye'de kimbilir fark etmeden nelerden geçiyoruz. Böyle bir facianın eşiğinden dönülmesinin ardından hibe edilmiş ıskarta bir geminin emekli askerlerin derneği tarafından kiraya verildiğini, geminin batmasını da dernek başkanı emekli amiralin, "kaza geliyorum demez" şeklinde yorumladığını öğreniyoruz.
Böyle bir kaza olmasa, hiçbir şey bilemeyeceğiz. Mayınlı belaların etrafımızda dolaşıp durmasına rağmen, son ana kadar bilmemiz gibi...