Kadın denizcilerin en büyük sorunu ayrımcılık
Denizcilik sektöründe çalışan kadınlar, işin zorluklarından ziyade önlerine erkek meslektaşları tarafından çıkarılan engellerden şikâyetçi. Engellerin üzerinden atlayan denizci kadınlar, “Cesaretimizi birbirimizden alıyoruz” diyor.
Pek çok sektör gibi denizcilik sektörü de cinsiyet ayrımcılığı ve önyargıların izini taşıyor. Ülkede kadınlar, 1980’li yılların ardından denizcilik sektörünün çeşitli kollarında var olmaya başladı. Ticari gemilerde istihdam ve denizcilik okullarına kabul ise 1991 yılından sonra gerçekleşiyor. Sektörde çalışan kadınlar denizciliği zorlaştıran şeyin ne ağır sorumluluklar ne de aylarca açık denizde bulunmak olduğunu söylüyor.
Karşılaştıkları en büyük zorluk: Cinsiyet ayrımcılığı, taciz, mobbing… 2018 yılında yapılan bir araştırmaya katılan denizci kadınların yüzde 26’sı tacize maruz bırakıldığını söylüyor. Bunun yüzde 19’u psikolojik, yüzde 4’ü duygusal ve yüzde 3’ü de cinsel taciz olarak belirtiliyor. Bugünlerde ise denizciler, 2008 yılında kaldırılan yıpranma hakkı için mücadele ediyor. Biz de sektörde çalışan kadınlarla mesleği zorlaştıran etmenler ve mücadele yöntemlerini konuştuk.
ÇOCUKLUK HAYALİMDİ
İlk olarak 2015 yılında Denizcilik Fakültesi’nin güverte bölümüne başlayan 23 yaşındaki denizci Filiz Tilki ile konuşuyoruz. Şimdilerde vardiya zabiti olan Tilki’nin hayali ‘süvari’, yani kaptan olmak. Tilki’ye öncelikle neden bu mesleği seçtiğini soruyoruz. Çok küçük yaşlarda denizci olmayı hedeflediğini anlatan Tilki, şöyle konuşuyor: “Dışarıdan ya da yeni tanıştığım insanların tepkisi hep aynı oldu: ‘Kadından denizci olmaz!’ Üstünden yıllar geçmesine rağmen tepkiler hâlâ aynı, genelde çok şaşırıyorlar. Cinsiyetçi tepkiler ve sorular devam ediyor ama artık pek umursamıyorum.”
Kısmen şanslı bir nesilden olduğunu söyleyen Tilki, öncü kadınların kendilerine örnek teşkil ettiğini düşünüyor: “Yine de genel olarak kadınların sektörde var olması çok kabullenilmiş, normalleşmiş değil. Staj döneminde onlarca şirkette karşımda bir muhatap bulamadan, daha özgeçmişimi bile teslim edemeden ‘Kadın stajyer kabul etmiyoruz’ denerek gönderildim. Özgeçmişimi almayı, konuşmayı kabul eden şirketlerin yetkilileri de genelde gülerek ‘Senin burada ne işin var? Yapamazsın. Sen mi denizci olacaksın?’ gibi korkunç tepkiler gösterdi.”
İYİLİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM!
Kadın olduğu için maruz bırakıldığı ayrımcılıktan bahseden Tilki, “Erkekler ne olursa olsun sizin kendinizi kanıtlamanızı istiyor” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Durmadan mesleki yeterliliğinizi, bilginizi, yeteneğinizi sorguluyorlar. Yormak, pes etmeni sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kendinizi kabul ettirdiğinizi sandığınız noktada da ‘Kadın ama..., kadın olduğuna bakma, erkek gibi çalışır’ gibi cinsiyetçi söylemlerle sizi sözüm ona destekliyorlar. Hâlâ hem kadın hem de yetenekli denizciler olarak kabul göremedik. Başarılı olacaksak da kadınsı özelliklerimizin hepsinden vazgeçmemizi istiyorlar. Daha iyi niyetli gözükenleri de ‘Ben senin iyiliğini düşünüyorum, burada bu şekilde hayatını geçiremezsin, çocuk sahibi olmak isteyeceksin, evlenmek isteyeceksin’ diyerek karşıma geliyorlar. Ama ben aynı soruları yönelttiğimde asla cevap alamıyorum. Eğer denizcilik insan doğasına aykırı ve zor bir meslek ise hem kadın hem erkek için öyle ama yalnızca kadın için kodlanmış bu zorluklar kafada.”
Gemide bir kadın olmasının şok etkisi yarattığını söylüyor Tilki: “Kuzey Afrika ve Batı Afrika hattında çalışırken gittiğim her limanda watchman, kılavuz kaptan, liman işçisi, gümrük memuru, acente görevlisi gibi iletişime geçtiğimiz tüm insanların tacizine maruz kaldım” diyor.
CESARETİMİZ BİRBİRİMİZDEN
Kadınlığın üzerine yüklenen tüm güçsüzlük sıfatlarını reddettiğini söyleyen Tilki, denizci olma hayalindeki kız çocuklarına şu mesajı iletiyor: “Mesleklerin cinsiyeti olmadığı gibi kadınların da sınırı yok, kabul etmiyoruz. Kadın kaptanlarımızın başarıları sayesinde bizler bu mesleği seçme cesaretinde bulunduk. En büyük desteği her zaman sektör içindeki kadınlardan aldık. Kendimizi hiçbir zaman bu ataerkil sektörde yalnız hissetmedik ve bu mesleği seçen hiçbir kadını yalnız bırakmayacağız.”
YAPIMIZ UYMUYORMUŞ!
Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi’nin Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği bölümünde okuyan ve uzakyol vardiya mühendisliği yeterlilik sınavlarına hazırlanan 21 yaşındaki Nisa Güleçoğlu ile konuşuyoruz. Son sınıf öğrencisi olan Güleçoğlu, ilk olarak ‘Bu meslek kadınlara göre değil’ tepkisi gösterildiğini aktardı. Makineci olduğunu söylediğinde ise bu işin fiziksel güç gerektirdiği ve bir kadının fizyolojik yapısının buna uygun olmadığı şeklinde tepkiler aldığını dile getiriyor. Staj yeri bulmakta çok zorlandığından da bahseden Güleçoğlu, “Kara stajı ararken 1’inci sınıfta ‘Kadın stajyer almıyoruz’ diye çok kapıdan geri çevrildim ve staj yapacak yer bulamadım. Daha sonra 2’nci sınıfın güz dönemi sonunda atölye stajı bulabildim” diyor. Güleçoğlu, cinsiyetçi tavırlar karşısında savunma mekanizmasını, işini iyi yaparak harekete geçirdiğini söylüyor.
ORTAK TUVALET VE DUŞLAR
“Kadın zabit adaylarının kabul edilmediği staj yerlerinin listesi yapılmış” diyen Makine Mühendisi Öznur Başak da sektörün dar ve belirli bir kesimin iş alanı olduğu için hem itiraz hem ifşa mekanizmalarının yetersizliğine dikkat çekiyor. Öte yandan yaşanan taciz veya mobbing sebebi ile durumun hukuki alana taşınması durumunda şikâyetçi tarafın büyük ihtimalle işsiz kalacağını belirten Başak, şöyle diyor: “Bazı gemilerde stajyere ayrılmış yer birden fazla kişinin kalacağı şekilde tasarlanmış, geminin kendisi kadınların güvenle barınabilmesini sağlayacak bir yerleşim planından yoksun.”
SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNU
Menstural döneminin 3 ay geciktiğini anlatan Başak, “İşlerin yükü arttıkça stresle beraber birtakım hormonal sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Ben bu süreçte kendimi hem daha yorgun hem daha stresli hissettim. Karada böyle bir durumda bir hekimden yardım almak tedavinin hemen başlamasını sağlar. Gemide ise ertelersiniz” şeklinde konuşuyor.
YIPRANMA HAKKI İSTİYORUZ
Kimyasal tanker süvarisi Esra Konak ile konuşuyoruz. Konak, 13 yıldır denizcilik sektöründe çalışıyor ve son bir yıldır uzakyol gemi kaptanlığı yaparak mesleğinde en üst mertebeye ulaşmış durumda. “Kadından kaptan mı olur?” tepkileri ile sık sık karşılaştığını söylüyor Konak, “Lise öğretmenlerim ‘Bu puana yazık oldu’ demişlerdi” diyor. Fakültede 3 kadın olduğunu söyleyen Koçak, şöyle devam ediyor: “Diğer iş dallarında olduğu gibi bizim sektörümüzde de önyargılar var. Ama bu önyargıların sektörümüzde her geçen gün kadın çalışanların artmasıyla azalacağını düşünüyorum. 13 yıldır çalışıyorum ama insanlar hâlâ şaşkınlıkla bakıyor. Baksınlar.” Zaman zaman korsan saldırılarına maruz kalabildiklerini, savaş bölgelerinde çalıştıklarını söyleyen Konak, “Yıpranıyoruz. 2008 yılında kaldırılan yıpranma hakkımızın en kısa zamanda geri verilmesini talep ediyoruz” diyor.
Görüş
Bence de kadınların bu mesleği yapmaları çok zor. Onlar farkında değil fakat özellikle makinacılar çalıştığı yerde diğer zabitlere yük oluyorlar. Denizde kimse kimseyi uzun süre idare edemez herkesin yapması gereken işler var. Bir kadın kendini yetiştirecek. Seperatör söküp takacak. Filtre kaver kuler vs söküp takacak. El becerisini arttıracak ki gemide ezilmeyecek. Bizimde acemi zamanlarımız oldu fakat kadınlar daha çok fiziksel işlerde yetersizler. Bir makinacı birşeyi söküp takamıyorsa çok eksiktir. Katalog kılavuzdur. Gemiyi götürmez. evrak işleri gemiyi götürmez. Önemlidir fakat Tamamlayıcıdır.
Ben daha kendini yetiştirmiş bir kadın meslektaş görmedim
Dilerim yanılırım
Yazan: Ozkan - 9.02.2021 15:20:39
Aşağıdaki bölüme haber ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
Kurumsal Üyelerimiz
HACIÖMEROĞLU Deni..
MILLENIUM Yachtin..
ADAMOĞLU Denizcil..
BABAYLON Hotel
ALTERNATİF Denizc..
CENK GROUP
SİMPLYDİVİNG
AREL Denizcilik
ALİ RIZA AKSOY De..
SMARİNE Elektrik
...