Navlundaki artış ihracatçıyı zorluyor
Dünyada deniz taşımacılığı üç katı aşan fiyat artışı yaşıyor. Bunun yanı sıra ihracatçıların konteyner bulamama sorunu sürüyor. Gevşeme için 2021’in ikinci yarısı bekleniyor.
2020’nin son çeyreğinde özellikle ihracatçıları sıkıntıya sokan navlun fiyatları (deniz yolu yük taşımacılığı ücreti) mevcut pozisyonunu korumayı sürdürüyor. Daha önce 2021 Mart ayı için fiyatlarda düşüş öngören taşımacılık firmaları, şu anda yılın ikinci yarısını işaret ediyor. Tüm dünyanın problemi olan fiyatlarda Çin’den Hindistan’a 3 kat, Çin’den ABD’ye 2.5 kat, Çin’den Türkiye’ye ise 3 kata varan artışlar devam ediyor.
Koronavirüs pandemisinin ilk şokuyla ve ağır seyrettiği dönemde küresel ticarette tedarik zinciri aksarken, arz ve talep dengesi de bozuldu. Adeta dünyada dibe vuran ticaretin bir anda yeniden açılması ise mevcut hacimlerin yetersiz kalmasına neden oldu. Bu sıkıntılar, dünyada konteyner kıtlığı ile limanlarda gemi ve çalışan sayısının azalmasıyla ise tetiklendi.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Aslında dünya üzerinde dünya ticaretinin ihtiyacı kadar konteyner var. Ama şu anda yanlış yerlerde. Mesela ABD’de pandemi koşulları bölgeyi çok zorluyor. Bu yüzden ya konteynerler limanda kaldı ya da gemileri boşaltacak çalışan sayısı azaldı. Yine Çin’e giden konteynerler kaldı. Afrika’nın güneyindeki bölgelerde bekleyenler var. Bunların çok yoğun ihracat yapan bölgelere çekilmesi lazım. Mümkünse yeni bir yükle, ya da boş olarak. Ancak boş olarak gelirse de yüksek bir maliyeti var. Tıkanıklık devam ettiği için artık mart gibi normale dönmesini beklemiyoruz. Navlun fiyatlarındaki düşüşün yılın ikinci yarısında yaşanabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Bakanlıklara iletti
Gemilerin ve konteynerlerin büyük kısmının Çin ve ABD’de demirlemesiyle navlun bedellerinde yüzde 300’e varan artışlara neden olduğunu vurgulayan Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Başkanı Fatih Varlık, demuraj ve ardiye fiyatlarında da aynı sıkıntının yaşandığını hatırlattı. Ayrıca TİAD söz konusu sorunu Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına da taşıyarak çözüm önerilerini de iletti. Varlık, “40 ft’lik bir konteynerin taşınma maliyeti Ocak 2020’de 3 bin dolar değerindeyken bu rakam 2021 Ocak ayında yüzde 300 artışla 12 bin dolara yükseldi.
Salgın öncesinde dünya üzerindeki ticaretin yüzde 85’i deniz yoluyla yapılırken, bu oran bugün yüzde 90’lara ulaştı. Pandemi nedeniyle dünya genelinde ticaret önemli seviyelerde düştü. Bu düşüş küresel ticaretin yoğun olarak gerçekleştirildiği deniz ticaretini de etkiledi. Gemilerin ve konteynerlerin büyük kısmı Çin ve ABD’de demirlendi. Ayrıca, ABD ve Çin arasında artan tıbbi malzeme ticareti nedeniyle gemi ve konteynerler bu 2 ülke arasında sıkışmış durumda. Konteyner ve gemi bulunup ihracat yapılsa bile, diğer ülkelerden yapılacak ihracat olmadığında gemi ve konteynerler gittiği ülkede demirlemek zorunda kaldığından ciddi bir demuraj ve ardiye ücreti oluşuyor” diye konuştu.
Merkez hedefi
İhracatçılar da konteyner bulamadıklarını ve artan fiyat sıkıntılarını ilgili bakanlıklar ile paylaşmıştı. Ticaret ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları tarafından yerli konteyner için teşvik çalışması yapılabileceği iletilmişti. Bu kapsamda konteyner üretimi yapabilecek firmalara basınç, hidrolik gibi testleri sağlayacak test laboratuvarı yapılması hedefleniyor. UTİKAD Başkanı Emre Eldener, yerli çalışmaları değerlendirirken, “Kısa vadede çözüm olmaz ancak Türkiye’nin bir konteyner üretim merkezi haline gelmesi, dünya deniz taşımacılığında önemli bir ülke olma hedefi varsa güzel bir adım olur” dedi.
Demirin ateşi sönüyor
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, konteyner sorununun tüm dünyada devam ettiğini belirtirken, ilerleyen yıllar için demir yolu ticaret aksının öneminin daha iyi anlaşıldığını söyledi. Son dönemde hem sanayici hem de inşaatçıları önemli bir sıkıntıya iten demir, çelik, plastik gibi hammadde fiyat artışlarındaki yeni gelişmeleri de ileten Öztiryaki, “Pandeminin ağır geçtiği dönem ardından ülkelerin yüksek talebi ve stok yapma eğilimi fiyatlara her hafta artış yansıttı. Yanı sıra hurda kullanımı azalınca hurda çıkışı da azalmıştı. Demirde ton fiyatı 900 dolarlara kadar çıkmıştı. Şimdi ateşi biraz söndü ve geri geldi. 750 dolar seviyesinde. Türkiye’nin gelişim potansiyelini göz önünde bulundurarak, özellikle hammadde çıkarılan maden alanları ve plastik hammadde konusunda pozitif ayrımcılık ile destek olunmasını öneriyoruz” dedi.