AQUA HERCULES gemisinin icradan satışına ilişkin açıklama
İskenderun İcra Müdürlüğü tarafından 4 Eylül tarihinde satılan M/V AQUA HERCULES satışına ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklama aynen şöyle:
"İskenderun İcra Müdürlüğü tarafından 04/09/2018 tarihinde satış ihalesi gerçekleştirilen M/V AQUA HERCULES Gemisinin satışı hakkında, İHA VE DHA kaynaklı 04/09/2018 tarihli haberlerde kamuoyuna yansıyan yanlış ve yanıltıcı nitelikteki haberlerin tekzibi ve kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için aşağıdaki açıklamayı yapmak zarureti hasıl olmuştur.
Söz konusu ihaleye ilişkin olarak, dosya alacaklısı ve ihale alıcısı Med Marine firması vekiline dayanılarak verilen haberlerde; Med Marine A. Ş.’nin daha önce 3 kez fırtına nedeniyle sürüklenen gemiyi “devlet adına’ kurtardığı”, “gemi sahiplerinin, geminin satılmaması için mücadele verdikleri”, “Ulla gemisi gibi ikinci vaka yaşanmamasından memnun oldukları”, “açık arttırtmada devlet adına Med Marine adlı şirket tarafından 20 milyon liraya alıcı bulduğu” gibi, kasten yapılmışsa yalan, bilgisizlik nedeniyle yapılmışsa da eksik ve yanlış bir takım bilgilerin yer aldığı görülmüştür. Doğru olmayan bu bilgiler üzerinden kamuoyunun yanıltılmaya, yargı mercilerinin etkilenmeye ve böylece ihale alacaklısı Med Marine A. Ş.’ye haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu haberleri okuyan vatandaşlarımızın, kendilerini ve çevrelerini büyük bir tehlikeden kurtaran ve üstelik bunun için cebinden 20 milyon TL para ödeyecek olan Med Marine A. Ş.’ye şükran borçlu olmamaları işten bile değildir. Oysa gerçekler tamamen faklıdır. Bu süreç, toplam 127.000,00 TL ödeyerek, nasıl milyonlarca USD’lik gemi sahibi olunabileceğini anlatan, gerçek hak sahiplerinin haklarının yendiği, haksız kazanç peşinde olanların ise güçlü olduğu, tipik bir Türkiye hikayesidir.
Öncelikle belirtelim ki; ihale alacaklısı Med Marine Klavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri İnşaat Sanayi ve Ticaret A. Ş.’nin, gemiyi devlet adına kurtarması veya ihaleye devlet adına girmesi söz konusu değildir. İlgili şirket, kamuyla ilgisi olmayan özel bir şirket olup, ortaklık yapısı bellidir. İstenildiğinde herkesin ulaşabileceği bu bilgiler ortadayken, haberlerde geçen ‘devlet adına’ vurgusunun kim tarafından ve ne amaçla oraya konulduğu açıklanmaya muhtaçtır. Ayrıca, MV AQUA HERCULES gemisinin, daha önce İskenderun Körfezinde batan ‘toksik atık’ yüklü M/V ULLA gemisiyle kıyaslanması da doğru değildir. M/V AQUA HERCULES’in, M/V ULLA gibi ‘toksik atık’ taşıması söz konusu değildir. Geminin yakıtı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla çevre ve insan sağlığı açısından o tip bir risk taşımadığı açıktır. Bu nedenle M/V ULLA olayıyla arasında herhangi bir benzerlik yoktur. Med Marine A. Ş. vekili, bu kıyaslamayla, İskenderun halkını bir tehlikeden korudukları mesajı verirken, aslında kendi haksız kazançlarını kamuoyu nezdinde meşrulaştırma gayreti içindedir. Son olarak, Med Marine A. Ş., yaklaşık 7.000.000,00 (yedimilyon) USD ‘kurtarma alacağı’ olduğu iddiasıyla başlattığı bir takiple, teminatsız olarak girdiği ihalede, gemiyi, alacağına karşılık olarak almıştır. Yoksa 20 milyon TL karşılığında alması ve bu miktarda bir parayı ödemesi söz konusu değildir. Tabii, gerçekte bu miktarda bir alacağının olmadığını ifade etmemize de lüzum yoktur. Sadece 112.000 TL harç ve 15.000 TL satış avansı olmak üzere toplamda yaklaşık 127.000,00 TL karşılığında nasıl milyonlarca USD’lik gemi sahibi olunacağı sorusunun cevabı ise, merak edenler için aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Son olarak, ihale sürecinin henüz tamamlanmadığının, takip ve ihale sürecinde yapılan hukuksuzluklara karşı, tarafımızca İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/622 E. sayılı dosyasıyla İHALENİN FESHİ davası açıldığının ve ilk duruşmasının 18/10/2018 tarihinde saat 13.05’te görülecek olduğunun da bilinmesini isterim.
ROPAX1 KS (Norveç)’nin sahibi olduğu ve Sisa Denizcilik (Türkiye) tarafından İskenderun-Mısır arasında Ro-Pax taşımacılığı yapmak amacıyla kiralanıp işletilen, Birleşik Krallık bayraklı M/V AQUA HERCULES isimli RoRo gemisi, Mısır’da çıkan iç karışıklıklar neticesinde, Sisa Denizcilik’in güvenlik gerekçesiyle seferlerine ara vermesi sonucunda, Sisa Denizcilik’ten olan alacaklarını tahsil etmek isteyen Mısır’daki acentesi UET tarafından alıkonulmuştur. Bu borcun, Sisa Denizcilik tarafından işletine bütün gemilerden kaynaklana bir cborç olduğunu, sadece M/V AQUA HERCULES gemisinden kaynaklanmadığını da burada ayrıca belirtmek isteriz.
Borcun bir kısmının, UND ve gemide araçları bulunan nakliye firmaları tarafından ödenmesi sonrasında serbest bırakılan ve İskenderun’a gelen gemi, bu defa da, alacaklılar (yakıt, kumanya, acentelik, taşıma, personel vs. alacakları), tarafından başlatılan yasal işlemler neticesinde Mahkemeler ve İcra Müdürlüklerince verilen ihtiyati haciz/haciz ve seferden men kararları nedeniyle beş yıldan uzun bir süredir İskenderun körfezinde beklemektedir. Bu bekleme döneminde, maaşlarını uzun bir süredir alamayan ve gemide çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veren, az sayıdaki Türk mürettebat ile başta gemi kaptanı olmak üzere Romanyalı olan diğer mürettebat da 2013 yılı sonu itibariyle gemide yaşam imkanlarının ortadan kalkması ile birlikte gemiyi terk etmek zorunda kalmışlardır. Süreç bu şekilde ilerlerken, 2014 yılı Nisan ayının başlarında, süreci sabote edip bugüne taşıyan ve asla normal kabul edilemeyecek, hayatın olağan akışına, hak ve hukuka aykırı, danışıklı bir takım olaylar meydana gelmiştir. Şöyle ki;
İlk önce, Sisa Denizcilik’in İskenderun acentesi olup, 02/04/2014 tarihinde acentelikten istifa ettiğini bir e-postayla resmi olarak İskenderun Liman Başkanlığı’na bildiren Turman Denizcilik, hemen bir gün sonrasında -ne değişmişse?- bu defa gemiye kendileri tarafından yerleştirilen ve öncesinde gemiyle hiçbir ilişkisi bulunmayan Gürcistan uyruklu bir denizciden gemi adına geniş kapsamlı bir vekalet almak suretiyle (!), kendisini usulsüz olarak yeniden acente tayin ettirmiştir. Sonrasında ise, Turman Denizcilik Ltd. Şti. ile İskenderun Körfezinde Römorkaj hizmeti veren Med Marine A. Ş., hava şartlarının da etkisiyle kıyıya doğru sürüklendiği gerekçesiyle içinde yük, yakıt ve personel bulunmayan M/V AQUA HERCULES gemisinin, tekrar açığa çekilmesi için anlaşmışlar ve gemi, Med Marine A. Ş. tarafından açığa çekilmiş ve bırakılmıştır. Bu aşamada, akıl almaz bir şekilde, Med Marine A. Ş. tarafından, ‘kurtarma hizmeti’ verildiği iddiasıyla 09/04/2014 tarihli ve 6.000.000,00 (altımilyon) USD bedelli bir fatura kesilmiştir. Böylece, öncesindeki vekalet alma işleminin gerçek amacı da anlaşılmış olmaktadır. Bundan sonra, fatura bedeli ödenmediği için Med Marine A. Ş. vekili tarafından Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu ile icra takibine girişilmiştir. Bu icra takibinden gönderilen ödeme emri de yine gemi maliki adına acente Turman Denizcilik’e tebliğ edilmiş ve Turman Denizcilik’in yasal süre içerisinde itiraz etmemesi üzerine takip, itirazsız bir şekilde kesinleştirilmiştir. Akabinde geminin kıymet takdiri yaptırılmış ve satışı istenmiştir. Bu işlemlerden anlaşılmaktadır ki, geminin sahipsiz olduğunu gören ve kurtarma alacağının, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca gemi üzerinde rehin hakkı bahşeden öncelikli alacaklardan olduğunu bilen söz konusu iki firma, gemiye haksız olarak el koymak ve buna hukuki bir kılıf uydurmak için aralarında danışıklı olarak anlaşmışlar ve yukarıda anlatılan olaylar meydana gelmiştir.
Bu aşamada, söz konusu takipten haricen haberdar olmamız üzerine, icra dosyası tarafımızca incelenmiş ve alacaklı vekilince yasal sürede geminin satışının istenmemesi nedeniyle icra takibinin düştüğü tespit edilmiş ve İcra Mahkemesine şikayet yoluyla başvurulmuş ve Mahkemece tedbiren geminin satış işlemleri durdurulmuştur. Dava sonunda, yerel mahkemece davamızın reddedilmesi üzerine, karar tarafımızca temyiz edilmiştir. Bu süre içinde, dosya Yargıtay’dayken, alacaklı vekilince kanuna aykırı olarak yeniden geminin satışı talep edilmiş ve İcra Müdürlüğü’nce bu talep kabul edilerek gemi yeniden satışa çıkarılmıştır. Bu işleme karşı da şikayet yoluyla tarafımızca dava açılmış ve bu ikinci satış işlemi de iptal ettirilmiştir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, yasal sürede satış istenmediği için icra takibinin düşmüş olduğunu vurgulayarak temyiz talebimizin kabulüne karar vermiş ve yerel mahkeme kararını bozmuştur. Bu karara karşı, alacaklı vekilince yapılan karar düzeltme istemi ise yine aynı Dairece reddedilmiştir. Bu defa, yeniden yargılama yapan İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi, Yargıtay bozma ilamına uyarak şikayetimizin kabulüne ve icra takibinin düştüğüne karar vermiş, iş bu karar itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Böylce Med Marine A. Ş.’nin ilk icra takibi düşmüştür.
Bu takibinden sonuç alamayacağını gören Med Marine A. Ş., bu defa, ‘geminin teslim alınmaması nedeniyle devam eden kurtarma ve yardım ameliyesi/gözetim bedeli’ talepli, 03/04/2017 tarih ve 6.487.680,00 (altımilyondörtyüzseksenyedibinaltıyüzseksen) USD bedelli bir başka fatura düzenlemiş ve söz konusu fatura, 11/04/2017 tarihinde İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11699 E. sayılı dosyasıyla yine Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu ile bu defa başka avukatlarca icra takibine konulmuştur. Bu takipten yasal süre içinde haricen haberdar olmamız üzerine, tarafımızca takibe itiraz edilmiş ve takip durdurulmuştur. Alacaklı vekilince yasal süre içinde itirazın kaldırılması veya iptali talep edilmediğinden, icra takibi, 1 yıllık süre sonunda takipsizlik nedeniyle kapatılmıştır. Böylece Med Marine A. Ş.’nin bu girişimi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Yukarıda anlatılan her iki girişiminden de istediği sonucu alamayan Med Marine A. Ş. vekili, bu defa, 2017 yılı Kasım ayında 09/04/2014 tarihli ilk faturayı İskenderun İcra Müdürlüğü’nün 2017/36575 E. sayılı dosyasıyla, bu defa 953.835,61 USD işlemiş faiz de eklemek suretiyle toplam 6.953.835,61 USD üzerinden tekrar 'Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu' ile takibe koymuştur. Burada hemen belirtelim ki, Türk Ticaret Kanununun ilgili 1326. maddesi uyarınca ‘kurtarma alacaklısına’ bahşedilen rehin hakkı 1 yıllık hak düşürücü süreye tabiyken, İcra Müdürlüğü’nün, kendisine sunulan faturanın tarihini incelemeden rehin takibini kabul etmesi kanuna açıkça aykırıdır. Akabinde bu icra takibinde de ödeme emri gemi maliki adına Turman Denizcilik’e gönderilmiş ve Turman Denizcilik, gemi malikini bu ödeme emrinden haberdar etmediği gibi, takibe de önceki takipte olduğu gibi itiraz etmemiştir. Böylece icra takibi yine itirazsız bir şekilde kolayca kesinleştirilmiştir. Ardından, İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi’nden geminin kıymet takdiri talep edilmiş ve Mahkemece skandal bir şekilde önceki 01/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda 9.500.000,00 USD (o günkü kur üzerinden 20.231.200 TL) rayiç değer biçilen gemiye, bu defa bilirkişi incelemesi yaptırmaya gerek görülmeden 20.231.200 TL değer biçilmiştir. Bu karar da tarafımıza tebliğ edilmemiş ve gemi, bu değer üzerinden satışa çıkarılmıştır. Bu arada şunu da belirtelim ki, söz konusu gemi, İskederun Liman Başkanlığı’nca 18/07/2018 tarihinde satışa çıkarılmış ancak, her ne olduysa hiçbir gerekçe gösterilmeden ihale iptal edilmiştir. İptalin hemen sonrasında ise Med Marine A. Ş. geminin satışını talep etmiştir. Bu süreçte biz Haziran ayı sonlarında takipten haberdar olduk ve derhal, İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/461 ve 462 E. sayılı dosyalarıyla ödeme emrinin ve takibin iptaliyle satışın tedbiren durdurulmasını talep ettik. Satış günü olan 04/09/2018 tarihine kadar, Mahkemeye, satış gününün yaklaştığına ilişkin olarak defalarca yazılı olarak beyan dilekçesi vermemize ve sözlü olarak hatırlatmamıza rağmen Mahkemece tedbir hususunda bir karar verilmemiş ve ihale gerçekleşmiştir. Yalnızca ihaleye 6 dakika kala, Mahkeme kaleminde çalışan memur tarafından arandım ve alacak miktarının %10’u (ki 695.383,56 USD yani yaklaşık 4.500.000 TL ediyor) oranında teminat yatırmamız halinde hakim hanımın satışın tedbiren durdurulmasına yönelik karar vereceği tarafımıza bildirilmiştir. Bu noktada Mahkemenin de hakkını teslim edelim!!! İşte tüm bu yaşanan sürecin sonunda ihale yapılmış ve Med Marine A. Ş., teminatsız olarak ihaleye katılmış ve ihalenin diğer tek katılımcısı olan gemi söküm (hurda) şirketinin 19.250.000,00 TL’lik teklifine karşılık 20.000.000,00 TL teklif ederek, alacağına karşılık olarak ihaleyi kazanmıştır. Alacaklarının, yaklaşık 46 milyon USD olduğu düşünüldüğünde, ihalede verdikleri rakam, kendi alacaklarını bile karşılamaya yetmemektedir.
Böyle bir çekme hizmetinden ötürü fatura edilen bu rakamın kabul edilebilmesi hiçbir surette mümkün değildir. Nitekim bu rakamın, aşırı şişirilmiş olduğu, bu olaydan yaklaşık on ay sonra kesilen başka bir faturadan da açıkça anlaşılmaktadır. Şöyle ki; 09/02/2015 tarihinde İskenderun Liman Başkanlığı, kötü hava şartları nedeniyle geminin, iskelelerinde barındırılmasının mümkün olup olmadığını, Limak İskenderun Ulus. Liman İşl. A. Ş.’ye sormuş ve olumlu cevap verilmesi üzerine gemi, 10/02/2015-14/02/2015 tarihleri arasında bu limanda barındırılmıştır. Bu hizmet karşılığında kesilen 21/02/2015 tarihli faturada, geminin durumu barındırma değil, fuzuli işgal olarak nitelendirilerek toplam 456.526,33 USD talep edilmiştir. Bu işlemde de, römorkaj hizmeti Med Marine A. Ş. tarafından verilmiş olup, faturadaki miktarın yalnızca 18.560 USD’lik kısmı, RÖMORKAJ CER HİZMETİ (4 YANAŞMA+4 AYRILMA) karşılığı talep edilmiştir. Yani, on ay önce sadece gemiyi kıyıdan açığa çeken Med Marine firması 6.000.000,00 USD talep ederken, on ay sonra 4 YANAŞMA+4 AYRILMA için Limak A. Ş.’den 18.560 USD talep etmiştir. Bu fatura da ödenemediği için, yine Med Marine şirketinin de vekili olan aynı avukat tarafından icraya konulmuştur. Bu takibe de tarafımızca itiraz edilmiş ve İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen İtirazın İptali davası sonucunda alacak miktarı, 53.462,50 USD’ye indirilmiştir. Karardan önce davacı vekili dosyadan istifa etmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine bu defa Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararla alacak miktarı 67.973,76 USD olarak belirlenmiştir. Bu karar da alacaklı tarafça temyiz edilmiş olup, dosya halen Yargıtay’dadır. Kesilen bu faturadaki römorkaj bedeli ile önceki fatura karşılaştırıldığında aralarında dağlar kadar fark olduğu açıkça görülmektedir. Bu fatura her ne kadar Limak A. Ş. tarafından kesilmişse de, yukarıda da açıklandığı üzere, onlar da römorkaj hizmetini Med Marine A. Ş.’den almaktadırlar. İlgililerce talep edilmesi halinde söz konusu her üç fatura da tarafımızca kendilerine gönderilecektir.
Sonuç olarak, yukarıda da açıklandığı üzere, ihalenin feshi için tarafımızca İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/622 E. sayılı dosyasıyla dava açılmış olup, ihale henüz kesinleşmemiştir. Biz, müvekkillerin haklarını korumaya ve gerçek hak sahiplerinin haklarını almaları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşanan bu haksızlıklara ve hukuksuzluklara, yargı mercilerince er geç dur denileceğine inanıyoruz. Bu noktada, yalan ve yanlış haberlerin tekzibi ve gerçeklerin kamuoyu ve yetkililerle paylaşılması için iş bu açıklamaya lüzum duyulmuştur"