Tarihi dalış
Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’na girme nedenlerinden olan Midilli gemisi, 100 yıldır Ege’nin derinlerinde yatıyor. Türk, Yunan ve Alman araştırmacılar Midilli’nin sırlarını birlikte çözdü. Savaş Karakaş da bu dalışı belgesel yaptı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’na girme nedenlerinden Midilli gemisi, Ege Denizi’nin 73 metre derinliğinde incelendi. Midilli’nin sırlarını çözmek için çalışan ekipte, 100 yıl önce birbirleriyle savaşan ülkelerden Türk, Yunan ve Alman sualtı araştırmacıları yer alırken, deniz belgeselcisi Savaş Karakaş da bu çalışmayı belgesele dönüştürdü. İngiliz donanmasından kaçan Goben ve Breslau adlı iki Alman kruvazörü, 10 Ağustos 1914’te Osmanlı’nın izniyle Çanakkale Boğazı’na girdikten sonra Yavuz ve Midilli isimleriyle donanmamıza katılmıştı. Osmanlı sancağıyla Karadeniz’e açılan iki gemi, Ekim 1914’te Rus limanlarını bombalayınca, Osmanlı İmparatorluğu Almanya liderliğindeki Mihver Devletler saflarında I. Dünya Savaşı’na girmişti. Osmanlı sancağı ile bin 261 gün dolaşarak dünya savaşının en şiddetli deniz muhaberelerinde görev yapan Midilli, 20 Ocak 1918’de gönderildiği İmroz (Gökçeada) seferinden dönemedi. Yunan askeri birliklerine karşı harekata katılan Midilli, 5 deniz mayınına çarparak batarken, 475 kişilik mürettebatından 172 kişi kurtuldu.
Osmanlı’yı I. Dünya Savaşı’na sokan Midilli’yi ilk bulan 1993 yılında sualtı araştırmacısı Selçuk Kolay olmuştu. Gökçeada açıklarında 65-73 metre derinlikte olduğu tespit edilen Midilli için harekete geçen belgesel yapımcısı Savaş Karakaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile birlikte hazırladığı projeyle geminin sırlarını ortaya çıkardı. Ege Denizi’nin 65-73 metre derinliğinde dalışa yasak bölgede 100 yıldır bekleyen gemiye, Türk ve Alman derin su dalgıçları daldı. Selçuk Kolay rehberliğinde dalış yapan 4 Türk, 3 Alman ve 1 Yunan dalgıç, akıntılı ve derin sulardaki savaş mezarlığında Midilli’yi defalarca ziyaret etti. Dalış operasyonunu yöneten Erol Öztunalı, belgeselci Savaş Karakaş, sualtı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin ve Hasan Tan’dan oluşan Türk ekibe, Yunan dalgıç-deniz tarihi araştırmacısı Dimitris Galon, Alman dalgıçlar Derk Remmers, Ralf Wissel ve Markus Kerwath eşlik etti.
TCG Alemdar’dan hatıra plaketi
100 yıl önce birbiriyle savaşan ulusların temsilcisi dalgıçlar 73 metre derinlikteki Midilli kruvazörünün çarptığı mayınlarla açılan gövdesini, ölüm saçan toplarını, köprü üstünü, hangarlarını ve silah depolarını görüntüledi. Tarihçiler 19 Mayıs Üniversitesi’nden Ozan Tuna ve Doç. Dr. Mithat Atabay ile Milli Savunma Üniversitesi’nden Dr. Evren Mercan’ın bilgilendirmesiyle hazırlanan belgesel, yakın tarihimizin tanığının bilinmeyenlerini gözler önüne serdi. Türk donanmasının gözbebeği denizaltı kurtarma gemisi TCG Alemdar da gelişmiş sonar ve görüntüleme sistemlerini Midilli gemisi için seferber ederken, ROV - Uzaktan Kumandalı Aygıt ile Midilli’nin 150 mm’lik topunun üzerine anı plaketi bıraktı.
‘Savaşın izlerini gördük’
Belgeselde 1. Dünya Savaşı’na neden girildiğinin yanıtlarını aradıklarını anlatan Savaş Karakaş, “Midilli büyük ölümlere neden olan savaşın iki kara kutusundan biriydi. Yavuz’un yok edilmesiyle Midilli’nin önemi artmıştı. Savaşa girerken nelerin peşine takıldığımızı, hangi uyarıların kulak arkası edildiğini öğrendik. Sualtında bekleyen yakın tarihimizin tanığına indiğimizde dünya savaşının izlerini ararken, tarih meraklılarının sorularını cevaplayan bir belgesel çekmeyi amaçladık” dedi. Sualtı görüntüleme uzmanı Ali Ethem Keskin de “Midilli’nin sadece bir gemi enkazı olmadığını, ülkelerin kaderini ve geleceğini etkileyen bir tarihi derinlerde koruduğunu gördük” dedi.