''Türk Denizciliğine Bakış'' paneli Bodrum'da yapıldı
Su araçlarının gövde ve sorumluluk sigortalarını tek bir çatıda toplayan Türk P&I öncülüğünde düzenlenen “Türk Denizciliğine Bakış” paneli bugün Bodrum’da Bodrum Yacht Kulübü’nde gerçekleştirildi.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran , İMEAK DTO Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç ve Türk P&I Başkanı Ufuk Teker Habertürk TV’nin canlı yayınladığı ‘’Türk Denizciliğine Bakış’’ adlı programa katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun’un da katıldığı programda deniz turizminden taşımacılığa, denizlerde güvenlikten su araçları sorumluluk sigortalarına, doğal kaynakların etkin ve verimli kullanılmasından korunmasına kadar bir çok konu masaya yatırıldı.
Su araçlarının gövde ve sorumluluk sigortalarını tek bir çatıda toplayan Türk P&I öncülüğünde düzenlenen “Türk Denizciliğine Bakış” paneli bugün Bodrum’da Bodrum Yacht Kulübü’nde gerçekleştirildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, programda denizcilik sektörüne dair önemli açıklamalar yaptı.
Türkiye’nin denizci bir millet olduğunu söyleyen Dursun, sınırlarımızın yüzde 70’i’nin deniz olduğuna dikkat çekti.
"NÜFUSUN YÜZDE 50'Sİ KIYILARDA YAŞIYOR"
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, “Denizci millet olma yolunda birtakım çalışmalarımız var. Geçmişten bugüne de bunlar devam ediyor. Bizim sınırlarımızın yüzde 70’i denizlerimiz, kıyılarımız. Nüfusumuzun da yüzde 50’si kıyı şehirlerinde yaşıyor. Deniz ticaretimizin yüzde 87’si deniz yoluyla yapılıyor. Biz bir denizci ülkesiyiz. Denizci millet olacağız. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı bu noktaya yoğunlaşarak çalışmaya gayret ediyoruz. Genel çerçevede dünden bugüne baktığımız zaman Türkiye’nin denizcilik sektöründeki yeri dünya ticaretinde yüzde 85 olan deniz taşımacılığında dış ticarette bizde yüzde 87. Dünya ortalamasından biraz yukarıdayız. Bunları sağlarken tabi bu sektörün problemleri, sıkıntıları, rekabet edebilmesi adına yasal mevzuatlarda değişiklikler yapılmıştır. Birtakım iyileştirmeleri hep birlikte bu sivil toplum örgütlerimiz, Deniz Ticaret Odalarımızla da beraber dile getirerek çözüm odaklı çalışma yönünde bu hükümetimizin hakikaten iktidarlarımızın dünden bugüne devam ettirdiği bir süreç. Bunları yaparken biz deniz ticaretinde nerdeyizi, soruyu bütünleştirerek söylemek adına tabiki dünyada, Türkiye’mizden örnek verelim öncelikle. Türkiyemizde bizim ihracatımız 168 milyar dolarlık, ithalatımız 223 milyar dolarlık toplam dış ticaretimiz 391 milyar dolar gibi. Bu ticaretimizin dünyada ne derece etkin ve yetkin roldeyiz, nasıl bir konumadayız? Onu da şöyle diyelim, dünyada gayri safi milli hasılada yurt içi gayri safi milli hasılada dönen rakam 80 trilyon ABD dolarını aştı. Deniz ticareti de, deniz ulaştırmasının da payı yüzde 25 ve 30 arasında trilyon doları bulan bir rakam. Bu Akdeniz havzası yani bizim bulunduğumuz coğrafyada Akdeniz havzasında da Karadeniz, Ege Denizi, Adriyatik Denizi de dahil olmak üzere dünya deniz ulaştırması pastası payından yüzde 1’lik bir satıh alanına sahip olmakla birlikte bu ulaştırma pastasından yüzde 25’i aşmış bir gelir var. Tabi bu nedir derseniz. Deniz ulaştırması deyince 25-30 milyar içinde de çok küçük bir rakam. 650-700 milyarı doları bulan bir rakam” dedi.
“FİLO KAPASİTESİ DÜNYAYA GÖRE YÜZDE 75 BÜYÜDÜ”
Deniz ticaretinin filo kapasitesinin dünyaya göre yüzde 75 büyüdüğüne dikkat çeken Dursun, “Denizlerde deniz ulaştırmasının haricinde birtakım kaynaklar vardır. Enerji, maden, petrol, doğalgaz gibi. Bunlarda etkindir. İlerleyen tarihlerde deniz ticareti daha da artacaktır. Denizlerden elde edilen gelirler de aratacaktır. Biz de bu noltada Akdeniz havzasındaki payımızdan daha fazla almak adına iyileştirmeler yapıyoruz. Deniz ticaretinin filo kapasitesi dünyaya göre yüzde 75 büyüdü. 2003’ten bugüne bizim tersanelerimizin yapılan teşviklerle, çıkarılan yasal düzenlemelerle sayıları artırılmıştır. 35 tersaneden 78 tersaneye çıkarıldı. Limanlarımız, marinalarımız elleçleme adına yapılacak iş ve işlemler yasal mevzuatlarla biraz daha iyileştirilmiştir. Bizim hacmimiz, dünya ticaretindeki yerimiz, sahip olduğumuz, Türk sahipli gemilerimizin 2003’teki 8.9 detvet tonluk bir taşıma kapasitesine sahip olan filomuz bugün çok şükür, 28 milyon tonu aşmıştır, 30 milyon tona doğru gidiyor. Bu şekilde dünya ticaretinde de 2003’te 18’inci sıradan bugün 15’inci sıradayız. Burada büyük bir büyüme var. 18’den 15, o rada bir kümeleşme vardır denizciler adına. İnşallah, bunu da en kısa zamanda daha farklı bir şekilde aşacağız” dedi.
"HEDEF, 1 MİLYON DENİZCİ"
Dursun, “Hedef var, gayret var. O hedef ne derseniz, inşallah Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümü 2023’te 100’üncü kuruluş yıldönümünde biz bu hedefi çok büyüttük. 50 milyon detvet tona çıkaracağız inşallah. 2023’te hedef 1 milyon amatör denizci. Denizcliği sevdirmek adına Ekim 2018’de bir proje başlattık. Ekim 2018 öncesi Amatör Denizci Belgesi’ne sahip kişi sayısı 400 kişide 1 kişi iken, şu anda 431 bin kişiye ulaştık. Yani 200 kişide 1 kişide Amatör Denizci Belgesi var” dedi.
"GAYRİ SAFİ HASILAYA KATKIMIZ 25 MİLYAR DOLAR"
İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran ise dünya denizciliğinin, dünya ticaretinin yüzde 85’ini oluşturduğunu belirterek, “Deniz yolu taşımacılığılı olmazsa dünyanın yarısı soğuktan yarısı da açlıktan kırılır. Hammadde bir tarafta üretim başka bir tarafta, tüketim başka bir tarafta. Aradaki taşımanın en efektif yolu da deniz yolu” dedi.
Denizcilik sektörünün yaklaşık 20 ile 25 milyar dolar arasında gayri safi hasılaya katkıda bulunduğuna dikkat çeken Kıran, gemi inşa ve tamir bakım onarım alınında Türk denizciliğinin son zamanlarda yakaladığı başarının gurur verici olduğunu söyledi.
Kıran, “Dünya denizcilik pazarı netice itibariyle dünya ticaretinin çok büyük bir kısmı yüzde 85’i deniz yollarıyla taşınmakta. Meşhur bir laf vardır, deniz yolu taşımacılığı olmazsa dünyanın bir kısmı yarısı soğuktan, diğer yarısı da açlıktan kırılır, diye. Çünkü, ham madde bir tarafta üretim başka bir tarafta. Tekrar tüketim farklı bir tarafta. Bunun merkezler arasında taşınmasının en efektif, en rantabıl yolu deniz yolu. Dünya pazarına baktığımızda geçtiğimiz yıl dünyada 11.6 milyar ton yük hareket etmiş. Yani bir yerden bir yere taşınmış. 11 milyar 600 milyon ton. Bu hakikaten çok büyük bir miktar. 2019 yılında bunun yaklaşık 12 milyar ton olması bekleniyor. Biz tüm deniz taşımacılığı filosu olarak, çünkü taşımacılık bölümüyle ilgili olan kısım, deniz taşımacılığı yani armatörlerimiz, gemi işletmecilerimiz. Sayın bakan yardımcımız biraz önce de söyledi. Dünya üzerinde şu anda var olan 1.9 milyar detvet tonluk gemi kapasitesinin sadece ve sadece 29 milyon detvet tonuna hakimiz. Yani yaklaşık yüzde 2’ye denk gelen bir oran dünya filosunun. Buna mukabil olarak taşıdığımız, ülke olarak denizcilik sektöründen yaptığımız katkı yaklaşık bakanlığımız rakamlarıyla 17,5 milyar dolar civarında olduğunu hesap ediyoruz. Bu da yaklaşık 800 milyar dolar gayri safi hasılası olan ülkemizin yaklaşık yüzde 2’sine denk geliyor. Burada tam ölçemediğimiz yabancı bayrakta sahip olduğumuz ki, 28-29 milyon detvet ton filomuzun 21 milyon detvet tonu yabancı bayrak altında çalışıyor. Türk sahipli ama yabancı bayrak altında çalışıyor. Dolayısıyla burayı tam ölçebildiğimiz konusunda tereddütlerimiz var. Yani yaklaşık olarak 20 ila 25 milyar dolar arasında gayri safi hasılaya katkımız olduğunu söyleyebiliriz diye düşünüyorum” dedi.
“TERSANELERİMİZ GELİŞMİŞ DURUMDA”
Gemi inşa sektörünün istihdama önemli bir katkısı olduğunu vurgulayan Kıran, “Denizcilik sektörünün bir diğer önemli ayağı, gemi inşa ve tamir bakım sektörü. Ülkemiz burada da son derece atılım halinde. 15-16 sene önce 35 civarında olan tersane sayımız bugün 78 faal tersaneye çıkmış durumda ve sayıdan ziyade yani nicelikten ziyade nitelik olarak son derece gelişmiş durumda. Şöyle ki, bundan 15 sene önce hakikaten hayalini bile kurmayacağımız, kurmadığımız savunma sanayi projelerine tersanelerimiz giriyorlar ülkemiz için. Hem ülke savunmamız için hem de yabancı ülke Deniz Kuvvetleri için, Sahil Güvenlik ihtiyaçları için ve oralara bu konuda tedarik yapıyorlar. İşte Sahil Güvenlik botları, küçük savaş gemileri diyebileceğimiz nitelendirebileceğimiz türde gemiler. Çok önemli bir istihadam sağlıyorlar. 30 bin civarında doğrudan istihdam sağlıyorlar” ifadelerini kullandı.
“LİMANLAR DÜNYAYA ÇIKIŞ YAPILAN KAPILAR”
Limanların dünyaya çıkış yapılan kapılar olduğuna dikkat çeken Kıran, “Bir diğer önemli ayağımız, limanlar. Limanlar, ülkelerin dünyaya çıkış kapaları. Ben onları evlerin kapısına benzetiyorum. Onlar olmasa çıkış yapamazsınız. Ne ihracatınızı ne ithalatınızı sağlayamazsınız. Çok önemli bir faktör. Orada da yaklaşık yüzde 15 civarında bu pastadan pay sağlıyor. Böyle bir tespitimiz var. Oradaki istihdam da yaklaşık 170 bin civarında bütün çalışanlarıyla beraber” diye konuştu.
“ÇÖZÜM BEKLEYEN 75 MADDELİK BİR LİSTEMİZ VAR”
Denizclik sektörü olarak çözmeleri gereken 75 maddelik bir listeleri olduğunu belirten Kıran, “Eğitim konusunda, deniz adamlarımız var, deniz insanlarımız var. Yaklaşık 100 bin civarında. Hem zabitan hem tayfa sınıfı dediğimiz gemilerde çalışan. Dolayısıyla bütün bunları birleştirdiğimizde ülke ekonomisi için son derece önemli istihdam. Biz teşekkür etmeliyiz. Dünya değişiyor, şartlar değişiyor. 20 sene önceki şartlar, bugün artık yok. İnsansız gemileri konuşmaya başladık. Tabiki, bizim taleplerimiz oluyor. Mesela şu anda Deniz Ticaret Odası olarak 75 maddelik bir listemiz var. Devletimizin bütün kurumlarıyla çözmemiz gereken 75 maddelik bir listemiz var ama biz şunu görüyoruz, hiçbir kapıdan dönmüyoruz. Sağ olsun, devletimizin kapısı, kapıları bize sonuna kadar açık. Gittiğimiz her yerde yeter ki, taleplerimiz aklı başında, sektörün geneline şamil ve yapılabilir, karşılanabilir talepler olsun. Bu anlamda teşekkür etmek durumundayız” açıklamasında bulundu.
TÜRK P&I’IN YURTDIŞI PLANI
Programda söz alan konuşmacılardan Türk P&I Genel Müdürü Ufuk Teker, Türk P&I'ın yurtdışı planlarını ülke ismi vererek anlattı.
Teker, “Önümüzdeki yıllarda dünya markası olacağız. Sadece yolcu değil, deniz araçları tarafında da armatörlerimizin ve denizcilerin hizmetindeyiz. Türk P&I olarak Yunanistan, Uzak Doğu, Arap coğrafyası, Hazar ve Karadeniz’de kendini göstermeye başlayacak” dedi.
Genel turizmin yüzde 20’den fazlasının deniz turizm olduğunu belirten Teker, “Daha iddialı konuşayım. Yabancı turistlerin çoğu, deniz turizmi sayesinde Türkiye’yi tercih ediyor” dedi.
Bodrum’un deniz turizminin atar damarlarından biri olduğunu hatırlatan Teker, “Biz deniz sigortacılığı tarafını temsil ediyoruz. Deniz turizmi bizim için çok önemli. Sigorta tarafında, korunması konusunda hem bakanlık hem de İMEAK Deniz Ticaret Odası ile sektörün ihtiyacı olarak teminatlar için sezon öncesi hazırlıkları yaptık. Denizcilerimiz de teknelerini sezona hazırlıyorlar. Umarım sigortalarını da hazırlıyorlardır” diye konuştu.