Bandırma Vapuru’nu İstanbul’dan Samsun’a götüren 25 kahraman denizci !
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, tam bir asır önce İstanbul'dan Samsun'a giderek Kurtuluş ateşini yakan Mustafa Kemal Paşa'ya, Bandırma Vapuru'nda yoldaşlık eden 25 kahraman denizciyi yazdı. İşte isimleri gizli kalmış o kahramanlar...
16.05.2019, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gitmek üzere Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan ayrılmasının yüzüncü yıldönümü idi, önümüzdeki 19.05.2019 Pazar günü de Samsun’a çıkışının yüzüncü yıldönümü kutlandı…
Yenilmiş, yıkılmış, perişan olmuş ve işgale uğramış bir imparatorluğun yerine yepyeni bir millî devletin kurulmasının ilk adımı olan böylesine önemli bir olayı her yıldönümünde hatırlayıp yüzüncü yıldönümünü de önceki senelere göre çok daha parlak şekilde kutlamak, mutlaka yerine getirilmesi gereken bir vazifedir… Dolayısı ile iki gün sonra Samsun’da düzenlenecek olan “100. Yıl” merasiminin de unutulmayacak bir kutlama olması gerekir ve eminim olacaktır…
Samsun’a gitmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Paşa’yı temsil ettiği iddiasıyla bir Atatürk büstünün 1950’li yıllardan kalma üzeri açık ve her tarafı çiçeklerle donatılmış bir otomobile konup Şişli’den Karaköy tarafındaki rıhtımlardan birine götürülmesi gibisiden tuhaflıklar dün neyse ki yapılmadı. Aksine “Bandırma Vapuru”, “Samsun” ve “19 Mayıs” bahislerini artık hemen her kesim ciddî şekilde sahiplenmiş gibi idi ve geçmişte İstanbul’dan Bandırma Vapuru’nu temsil eden bir geminin kaldırılmasına karşı çıkıp demediklerini bırakmamış olanlar bile Samsun’a sembolik Bandırma Vapurları gönderdiler. Öyle ki, devletin, üniversitelerin, kamu kuruluşlarının, vesairenin kaldırdığı gemiler biraraya gelecek olsalar bir deniz filosu teşkil edecek sayıda idi! Üstelik sadece gerçek değil dijital bir yolculuk bile hazırlandı, Bandırma Vapuru deniz yerine bilgisayar ekranlarında da demir aldı ve Boğaz’dan çıkıp Samsun’a doğru dümen kırdı!
Bazı kişilerin senelerden buyana bulandırmaya, altında başka mânâ aramaya ve hakikatlerle alâkası bulunmayan tarihler uydurma heveslerinin vasıtası yapmaya çabaladıkları Samsun yolculuğunun son dönem Türk Tarihi’ndeki en önemli hadiselerin başında geldiğini ve uğradığı felâketler yüzünden inim inim inleyen bir milletin eski tâbiri ile “felâh” bulmasının ilk adımı olduğunu söylemeye lüzum yoktur.
İNSANÎ BOYUT EKSİĞİMİZ…
Ama, harabelerin arasından yepyeni bir devletin ortaya çıkmasıyla neticelenen böylesine önemli bir hadisedeki her ayrıntının araştırılıp kayıt alına alınması gerektiği halde bu iş maalesef yapılmadı, yayınlar halka mâlolamadı! Asker tarihçilerimizden Dr. Zekeriya Türkmen’in arşiv belgelerine dayanan ve bu konuda bence en önemli kaynağı teşkil eden çalışmaları sadece akademik camiaya hitap etti, sıradan okuyucu bunlardan habersiz kaldı. Başka memleketlerde ciddî bir tarih yazım metodu olarak kabul edilen “tarihî hadiseler ve insanî boyut” bağlantısının üzerinde de durulmadı ve neticede “19 Mayıs” ile “Samsun”, birer sloganlar yumağı hâlini aldı!
Meselâ, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını Samsun’a götüren Bandırma Vapuru’nun mürettebatı hakkında da belgelere dayalı ciddî bir çalışma yapılmadı! Bandırma ile geminin kaptanı İsmail Hakkı Bey’den (Durusu) bahseden ama çoğunu kaptanın sağlığında bizzat yalanladığı ideolojik birkaç yazı haricinde Bandırma’yı Samsun’a kimlerin götürdüğü, yani vapurun makinisti, kamarotu, aşçısı vesairesi merak edilmedi; bu kişiler araştırılmadı ve kaptan İsmail Hakkı Bey’in dışında mürettebatın tamamı tarihin meçhuller galerisine terkedildi.
Samsun’a “Dokuzuncu Ordu Müfettişi” olarak giden Mustafa Kemal Paşa’nın beraberindeki askerî ve sivil zevat ile Bandırma Vapuru’ndaki er ve erbaşların isimlerinin yeraldığı resmî listeleri yayınlamak bundan seneler önce bana kısmet olmuştu. Bugün de Bandırma’daki mürettebatın isimlerinin yazılı olduğu ve başkanlık sistemine geçilmesinden sonra Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’na bağlanan Cumhuriyet Arşivi’ndeki 490-1-0-0/1199-203 numaralı dosyada bulunan ve daha önce yayınlandığını görmediğim bir listeyi neşrediyorum…
ANKARA’NIN HABERİ BİLE YOKTU!
Belgenin metnini vermeden önce, yazılma sebebini anlatayım:
Ankara Halkevi, 1933’te Ankara’da bir İnkılâp Müzesi kurmaya karar vermiş; Halkevi’nin reisi Nafi Âtuf Bey (Kansu) bu iş ile Müze ve Sergi Şubesi Mümessili Selim Bey’i vazifelendirip Gazi’yi Samsun’a götüren vapuru bulmasını istemişti…
Devlet, Mustafa Kemal’i Samsun’a götüren geminin adını unutmuştu!
Ankara, Gazi’nin Samsun’a “Bandırma” isimli bir vapur ile gittiğini ama geminin artık mevcut olmadığını, 1925’te hurdaya çıkartılıp satıldığını ve hemen parçalandığını, Selim Bey’in Nafi Âtuf Bey’e 9 Haziran 1933’te gönderdiği yazı ile öğrendi!
Halkevi Reisi Nafi Âtuf Bey, konuyu bunun üzerine 20 Haziran 1933’te “Seyrüsefain”, yani Denizyolları İdaresi’ne sordu ve “Gazi Hazretleri’ni ilk defa Samsun’a götüren hangi vapur olduğu, süvari ve çarkçısı ve içinde çalışanların kimler olduğu, vapurun adı, kaç günde Samsun’a gitmişlerdir ve bu vapur halen duruyor mu, plân ve resimleri veyahut küçük bir modeli var mıdır, mezkûr vapurun eb’adı (ölçüleri) nedir, diğer vapurlardan başka farika-i mümeyyizesi (ayırıcı özelliği) mevcut mudur?” diye yazdı.
Denizyolları, Nafi Âtuf Bey’e 6 Ağustos 1933’te cevap verdi. Bu cevap tarihimizle ne kadar alâkasız olduğumuzu, hattâ yeni bir devletin kuruluş aşaması ile alâkalı en önemli sembollerden birinin hatırasını bile saygı göstermeyerek pervasızca yokettiğimizi ve Bandırma’nın tek bir fotoğrafının da muhafaza edilmediğini gösteren ibret vesikası idi!
Nafi Âtuf Bey’e Denizyolları İşletmesi Müdürü Sadettin Bey’in imzası ile giden cevapta Denizyolları Yönetim Kurulu’nun 5 Kasım 1925’te Bandırma Vapuru’nu satmaya karar verdiği ve geminin parçalattırıldığı söyleniyor; “Bandırma’nın elimizde plânı ve tek bir fotoğrafı bile yoktur” deniyor ama bütün bu hazin haberlerin ardından işe yarar bir de bilgi veriliyordu: Geminin 16 Mayıs 1919’da çıktığı Samsun seferinde görev yapan mürettebatın kim oldukları:
İşte, Bandırma Vapuru’nu İstanbul’dan Samsun’a götüren ama şimdiye kadar meçhulde kalmış 25 kahraman… Kaptan İsmail Hakkı Bey’in haricindekiler sonraki senelerde ne yaptılar, İstiklâl Harbi’ne katılıp şehid yahut gazi mi oldular, nerelerde yaşadılar, ne zaman vefat ettiler, kimbilir…
Süvari : Kayserili İsmail Bey
İkinci kaptan : Üsküdarlı Tahsin Bey
Kâtip : İsmail Bey
Güverte lostromosu : Hasan Reis
Serdümen : Temel Şükrü Efendi
Serdümen : Basri Ali Efendi
Ambarcı : Ahmet Hasan Efendi
Ambarcı : Maksut Süleyman Efendi
Tayfa : Cemil Süleyman Efendi
Tayfa : Rahmi Hüseyin Efendi
Tayfa : Temel Mesut Efendi
Başmakinist : Hacı Süleyman Bey
İkinci makinist : Süleyman Bey
Vinççi : Osman Emin Efendi
Vinççi : Galip Ali Efendi
Ateşçi : Halil Yusuf Efendi
Ateşçi : Mansur Arif Efendi
Ateşçi : Bahri Mehmed Efendi
Kömürcü : Mehmed Hasan Efendi
Kömürcü : Mehmed Ali Efendi
Birinci kamarot : Tevfik Muharrem Efendi
İkinci kamarot : Mehmed İbrahim Efendi
Muavin kamarot : Ahmet Muhtar Efendi
Kamarot yamağı : Halit Mustafa Efendi
Aşçı : Hacı Hamdi Osman Efendi