Zonguldak'ta kurulması planlanan gemi söküm tesisine tepki
Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde kurulması planlanan gemi söküm tesisine tepkiler büyüyor. Bazı sivil toplum örgütlerinden sonra son tepki de TEMA vakfından geldi.
TEMA Vakfı Zonguldak İl Temsilcisi Berran Aydan, Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde kurulması planlanan gemi söküm tesisinin doğaya ve insan sağlığına verebileceği zararların altını çizerek projenin yeniden değerlendirilmesi için çağrıda bulundu.
Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin de Vali Erdoğan Bektaş'ın açıkladığı Gemi Söküm Tesisi yapılacağı fikrine karşı çıkmıştı.
TEMA Vakfı Zonguldak İl Temsilcisi Berran Aydan, Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş’ın Kilimli ilçesinde gemi söküm tesisi kurulacağını açıklaması üzerine tesisin doğaya ve insan sağlığına verebileceği zararlara dikkat çekti.
Berran Aydan, “Gemi sökümü; teknik, ekonomik, yasal veya herhangi bir nedenle ömürlerinin sonuna gelmiş kullanılamayacak durumda olan gemilerin parçalarına ayrılması, gemi gövdesinin hurda demir olarak parçalanması, gemideki makine ve donanımların ve diğer ekipmanların çıkartılması işlemleridir. Gemi sökümünde çeşitli zehirli maddeler açığa çıkar ve bunlar çevreyi kirleterek doğa ve insan sağlığına zarar verirler. Bu maddeler; madensel yağlar, ağır metaller, polisiklikaromatik hidrokarbonlar (PAH), poliklorlubifeniller (PCB), asbest, organotin bileşikleri ve dioksindir.
Zehirli maddeler sadece tesislerin yapıldıkları alanı değil, rüzgâr ve deniz yoluyla, asbest lifleri ile en az 25 kilometrelik yarıçapta bir alanı etkiliyor. Dünyada birçok ülkede gemi söküm tesisleri çevresel ve toplumsal maliyetlerin yüksekliği nedeniyle çalıştırılmıyor. Hâlen çalışmakta olan gemi söküm tesisleri ise Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye’de Aliağa'da bulunuyor.
3.335 MW'lık kurulu kapasiteyle çalışan, doğa ve insan sağlığına zarar veren yedi kömürlü termik santralin bulunduğu şehrimizde, Kilimli ilçesinde gemi söküm tesislerinin yapılma kararı alınmasını endişe ve üzüntüyle karşılıyoruz.Biz doğa gönüllüleri ve Zonguldak'ta yaşayan insanlar olarak, tesisin verebileceği zararlar göz önünde bulundurularak söz konusu projenin yeniden değerlendirilmesi yönünde çağrı yapıyoruz” dedi.
Baştankara edilerek sökülen gemilerde aşağıdaki maddeler açığa çıkar ve çevreyi kirletir:
Madensel Yağlar: Sökülen gemilerden madensel yağların ve petrol türevlerinin, denize ve karaya sızmasıyla çevresel kirlilik oluşur. İnce film tabakası halinde bir yağ kütlesi bile, oksijenin havadan suya geçmesini kısıtlar veya tamamen engeller. Türbülânsın olmadığı durumlarda, birkaç molekül kalınlığındaki petrol-yağ, suyun oksijeninin kısa sürede tükenmesine neden olur. Madensel yağlar ve akaryakıtlartoksik özellikler gösterirler. Petrol ve madensel yağ sızıntıları, kuşları, memelileri ve su canlılarını tehdit eder. Yağlar balıkların solungaçlarına yapışarakölümlerine neden olur. Ağıryağlar, su tabanına çökerek oradaki yaşamı olumsuz etkiler. İnsanlar da; solunum, kirlenmiş balık ve su tüketimiyle bu kirlilikten etkilenirler.
Ağır Metaller: Ağır metaller kalıcı kirleticiler olarak da nitelendirilirler. Bir organizmadan diğerine besin zinciri yoluyla geçerler. İnsan bedenindeki en önemli etkileri toksik olmaları ve uzun vadede kanser yapmalarıdır. Ağır metaller gemi içerisindeki birçok üründe çeşitli miktarlarda bulunabilir. Boyalar ve koruyucu kaplamalar çinko, kurşun ve bakır gibi metaller içerir. Hem çinko (özellikle en üstteki boya tabakasında) hem de bakır yeni üretilen boyaların da içerisinde dikkate değer miktarlarda bulunur.
Ağır metal bileşikleri aynı zamanda anotlarda, izolasyonda, bataryalarda ve elektrikli aygıtlarda da mevcuttur. Ağır metaller insan sağlığına ve ekolojik sistemlere zarar verebilir. Örneğin civa, toksiketkili ağır metaldir ve sinir sistemini etkileyen kalıcı ve biyoakümülatif (insan vücudunda birikebilen) bir kirleticidir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar bu etkilere daha duyarlıdır. Az miktarda konsantrasyonlarına bile uzun süre maruz kalmak, tedavisi olanaksız öğrenme bozukluklarına, beyinsel gelişimin yavaşlamasına, sinirsel ve fiziksel gelişimin gecikmesine neden olabilir.
PCB (PolyClorluBifenil ) ler: PCB (poliklorbifeniller), 200’den fazla insan eliyle yapılmış kimyasal maddeyi kapsar. Sanayide çok geniş kullanım alanı vardır. Renksizdirler. Ateşe dayanıklı, ısı ve elektriği güçlükle iletme gibi özelliklere sahip olduklarından, temel olarak elektrik sistemlerinde soğutucu sıvı olarak kullanılırlar. Ayrıca, yapıştırıcılarda, plâstiklerde, boyalarda dolgu maddesi olarak da kullanılırlar. 1970’ li yıllarda satışlarına kısıtlamalar getirildi. Çevrede hiçbir değişikliğe uğramadan uzun süre kalması ve uzun vadeli etkileri konusundaki kuşkular nedeniyle ABD’ de üretimi 1977 yılında yasaklandı. PCB’ler insan ve hayvanlarda toksik etki yapar. Besin zincirine girerek zararlı etki gösterir. PCB‘ler yağ dokusunda biriktiği için yüksek organizmalar daha çok etkilenir.
Asbest: Asbest lifsi ve kristal yapıya sahip; magnezyum silikat, kalsiyum magnezyum silikat, demir magnezyum silikat ve kompleks sodyum demir silikat bileşimi şeklinde bulunan bir grup mineraldir.
Asbest yanmazlık kalitesi, yalıtım gücü ve kimyasal olarak nötr olmasından dolayı birçok gemide kullanıldı. Örneğin makine dairesinin ya da mürettebat kamaralarının yalıtımında, boruların ve elektrik kablolarının izolasyonunda kullanıldı. Çok az asbest lifi konsantrasyonları bile akciğerlerde yara benzeri dokuların oluşmasına ve sürekli nefes olma zorluklarına (asbestozis) yol açar. Bu durum daha uzun vadede akciğer kanseri veya solunum organlarını çevreleyen tabakalarda görülen kanserlerle sonuçlanabilir. Aliağa’da gemi söküm bölgesinde çalışan işçilerden “solunum zorluğu“ yakınması olanlara, basit radyolojik incelemeden sonra “astım” hastası oldukları söylendiği biliniyor.
Dioksin: Gemi söküm tesislerinde sökülen gemilerden çıkartılan elektrik kablolarının bakırını ayırmak için yakıldıkları biliniyor. Bu kablolar PVC ile kaplı oldukları için yakıldıklarında, toksik gazlarla birlikte dioksin ve furan gibi yüksek derecede kanserojen kimyasallar oluşur.