Uzmar, römorkör üretip ihraç ediyor
Kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinden elde ettiği gelirle tersane kuran Uzmar, bugün dünyanın en önemli römorkör ve iş tekneleri imalatçıları ve ihracatçıları arasına girdi.
Kılavuzluk ve römorkaj hizmetinin özelleştirme ile karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Uzmar Denizcilik CEO’su Ahmet Noyan Altuğ, “Biz, 655 Sayılı Ulaştırma Bakanlığı Kuruluş Kanunu gereği idare adına kamusal bir görev yapıyoruz. Limanda emniyet yanında verimliliği de sağlıyoruz. Bakanlığın kurduğu bu sistemin iyi işlemesi Türkiye’nin römorkör inşa sektörüne de olumlu yansıdı. Bizim gibi bu işi yapan aileler kılavuzluk-römorkör hizmetlerinden elde ettikleri gelirleri römorkör inşasına yönlendirdiler. Bu sayede bugün Türkiye dünyadaki en önemli römorkör inşa kapasitesine sahip oldu” dedi.
Uzmar’ın temellerinin 1973’te babası Kaptan Altay Altuğ’un Ege Denizi’ndeki özel limanlara hizmet veren, Türkiye’nin ilk özel kılavuzluk ve römorkaj şirketini kurması ile başladığını dile getiren Altuğ, “Akçansa Limanı’nın ardından, Aliağa Nemrut Körfezi’nde ilk özel kılavuzluk istasyonunu açtık. Halen buralarda hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Babam Altay Altuğ, hep denizden aldığını denize verme anlayışıyla çalıştı. Bu nedenle 1996’da Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde kiraladığımız tersenelerde kendi römorkörlerimizi inşa etmeye başladık. 2005’te ise Kocaeli Serbest Bölgesi’ndeki tesisimizi devreye aldık” diye konuştu.
Bugün itibarıyla 14 römorkörlerinin bulunduğunu belirten Noyan Altuğ, “Güçlü, modern ve fonksiyonel filomuz bulunuyor. Yangın söndürme, deniz kirliğine müdahale gibi hizmetleri verebiliyoruz. 250 gemi adamı ile haftada 7 gün, günde 24 saat hizmet veren A tipi kılavuzluk ve A tipi römorkörcülük teşkilatıyız” dedi.
Tersanelerinden ise bugüne kadar 30 ülkeye yaklaşık 250 römorkör ihraç ettikleri bilgisini veren Altuğ, “Bunlar arasında Angola, Kolombiya, Brezilya, Ekvator, Norveç, İspanya, Hollanda gibi çeşitli ülkeler var. Yaklaşık 40 yıl önce üç-dört kişi ile başlayan faaliyetlerimiz, şu an teşeronlarla beraber bin 200 kişi ile devam ediyor” diye konuştu.
Tersanelerinde 10 milyon dolarlık yatırım planlıyor
2005’ten bu yana tersanelerin üretim alanını 30 bin metrekare kapalı alan ile birlikte toplam 63 bin metrekare olacak şekilde genişlettiklerini söyleyen Altuğ, “Balıkçılık ve uluslararası askeri ve sahil güvenlik alanlarında faaliyet gösterme hedeflerimiz doğrultusunda, yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırım hedefimizin bir parçası olarak yeni 15 bin metrekare kapalı bir salon da yapım aşamasında. 2019'un sonuna kadar 45 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 120 bin metrekare üretim alanına ve yılda 30’dan fazla deniz aracı inşa edecek kapasiteye sahip olacağız. Pik yılımız olan 2010’da 21 römorkör inşa etmeyi başarmıştık. Planlarımız arasında üretim yelpazemizi genişletmek, devriye ve arama kurtarma botları gibi farklı tipte deniz araçlarını da üretim portföyümüze katmak var” diye konuştu.
“Son 25 yıldaki pazarlama yöntemi ile yeni dönemi şekillendiremeyiz”
Dünyada römorkör ve iş teknesi yapan ilk 5 tersane arasında olduklarını ifade eden Noyan Altuğ, “Biz römorkör veya iş teknesi değil, mühendisliğimizi satıyoruz. LNG, dizel, elektrikli ya da dizel hibrit ile çalışan tekneler konusunda deneyim sahibiyiz. Fiziksel tersane ayrı, önemli olan bu konudaki entelektüel sermaye. Olay sadece gemi inşa edebilme kabiliyeti de değil. İşin içine pazarlama ve finansman unsurları da giriyor. Son 25 yılda yaptığımız pazarlama yönetmi ile önümüzdeki 25-30 yılı şekillendiremeyiz. Kurallar değişiyor. Pazarın 3 - 5 yıl sonra hangi pozisyona geleceğini öngörmelisiniz” dedi.
İMO rakamlarına göre dünyada 300 groston üzerindeki römorkör sayısının 17 bin 600 olduğunu belirten Altuğ, “Bunların yaş ortalaması 23. Ama teknolojik olarak da geride kaldılar. Emisyon kurallarına uygunluklarını da kaybediyorlar. Şu anki dünya römorkör üretim kapasitesi bu filonun gençleşmesine yetmiyor. Büyüyen pazardan pay almak için katma değeri yüksek ürünlere yönelmek lazım. Römorkörlerde yerli payını artırabilirsek, elektrikli römorkörler gibi gelişmelere yönelirsek bunu başarırız. Biz bu kapsamda ciromuzun yüzde 5-10 arasındaki kısmını Ar-Ge’ye ayırıyoruz” diye konuştu.
“Yeni yönetmelik nedeniyle vizyonumuzu değiştirdik”
Geçtiğimiz yıl sonunda çıkan yönetmelikle sektörün yeni bir mevzuata kavuştuğunu hatırlatan Altuğ, “Yönetmeliğin 11/2 maddesi kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin rekabete açılmasını öngörüyor. Bu madde ‘bir bölgede kılavuzluk teşkilatı varsa, aynı teşkilat bu bölgede römorkör hizmeti veremez" diyor.
Çanakkale ve Nemrut Körfezlerinde iki hizmeti de veriyoruz. Şimdi buralarda sadece kılavuzluk hizmeti için izin aldık" diyen Altuğ, şunları kaydetti: "Römorkaj hizmeti için başka limanlara talip olacağız. Bu hizmetlerin rekabete açılması hedefleniyor ama tarifelerin idare tarafından belirlendiği sistemde bu pek mümkün değil. Farklı şirketlerin rekabetinin idareye bir kazancı yok. Burada öncelik hizmetin doğru, emniyetli ve sürdürülebilir şekilde verilmesi olmalı. Örneğin bizim Nemrut Körfezi’nde bir balık kıpırdasa haberimiz olur. Biz rotasyon yani sıralı römorkör görevlendirmesi önerdik. Rekabete açılırsa römorkör seçimi gemi acentesinin uhdesinde oluyor. Tarife aynı olduğu için hizmet kalitesi önem kazanır diye düşünülebilir ama geçmişteki bir uygulamada bazı acenteler iade faturalarıyla hizmeti ucuzlattılar. Kim daha fazla komisyon verirse, ondan hizmet alınmaya başlandı. Sektörün uzun yıllar sonra bir yönetmeliğe kavuşması sevindirici.”