Milli savaş gemisi 'Kınalıada' Deniz Kuvvetlerine teslim edildi
Donanmaya katılan 4’üncü milli savaş gemisi TCG Kınalıada, düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri'ne teslim edildi.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 itibariyle Türk savunma sanayisinde dışa bağımlılığın biteceğini söyledi.
Türk mühendislerinin tasarladığı ve tamamen Türk iş gücüyle inşa edilen korvet gemisi TCG Kınalıada, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle Deniz Kuvvetleri’ne teslim edilerek göreve başladı.
TCG Kınalıada’da yerlilik oranının yüzde 70’e kadar çıkarıldığına ve gemide milli imkânlarla geliştirilen Atmaca füzesinin kullanılacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “F-35 uçakları konusunda yaşananlar, bizim bu alandaki kararlılığımızı daha da artırmıştır.
Nasıl korvetlerimizi, Atak helikopterimizi, İHA’larımızı, SİHA’larımızı geliştirip uçurduysak, inşallah kendi savaş uçağımıza da kavuşacağız. Zaman yakındır. Madem uyuyan devi uyandırdılar sonuçlarına da katlanacaklar” dedi.
Güce güç katacak
2011 yılında denize indirilen TCG Heybeliada’nın ardından donanmaya katılan 4’üncü milli savaş gemisi TCG Kınalıada için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı İstanbul Tersane Komutanlığı’nda dün tören düzenlendi.
Aynı zamanda Pakistan Deniz Kuvvetleri için üretilen ilk korvet gemisinin sac kesim töreni de TCG Kınalıada’yla beraber yapıldı. Erdoğan TCG Kınalıada’nın Türkiye’nin denizlerdeki gücüne güç katacağına yürekten inandığını belirterek, 2023 yılında savunma sanayisinde dışa bağımlılığın sonlanmasının hedeflendiğini açıkladı.
Erdoğan konuşmasında şu mesajları verdi:
“Dünya ve özellikle Akdeniz’de yaşanan hadiseler bize her alanda olduğu gibi denizlerde de çok daha güçlü olmamız gerektiğini işaret ediyor. Karada ve havada devreye aldığımız savunma ve taarruz sistemlerimiz gibi MİLGEM gemilerimizi de kararlılıkla inşa ediyor ve denizlere uğurluyoruz. Türkiye bugün dünyada bir savaş gemisini, milli imkânlarıyla tasarlayan inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülkeden biri olmuştur. Bu kapsamda 2011’de ürettiğimiz Heybeliada’yı, 2013’de Büyükada’yı, Burgazada’yı da 2016’da denize indirmiştik.
Yüzde 70’e yükseldi
MİLGEM projesinde yıllar içinde edinilen tecrübe ile yerlilik oranını yüzde 70 seviyesine kadar yükselttik. Kınalıada’nın tasarım, inşa ve entegrasyon faaliyetleri, İstanbul tersanesi komutanlığında yürütüldü.
Bu süreçte ihtiyaç duyulan tasarım, araştırma ve geliştirme, tedarik ve hizmet alım işleri Savunma Sanayi Başkanlığımız tarafından yerli ve milli imkanlarla gerçekleştirildi.”
Başaramayacaklar
Savunma sanayinde dışa bağımlılığı yüzde 80’lerden, yüzde 30’lara indirerek önemli mesafe kat edildiğini hatırlatan Erdoğan şunları söyledi:
“Daha önce neredeyse yok denecek kadar olan savunma sanayindeki araştırma - geliştirme harcamaları 1.5 milyar dolara yaklaştı. Proje hacmi itibariyle sektörde 60 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştık. Bugün dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasına giren 5 firmamız bulunuyor. İnşallah bu sayı sürekli artacak.
Hedefimiz, 2023 yılında savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırmaktır.
Biz bu yatırımları dostlarımızın emin olmasını sağlamak, birliğimizi ve bütünlüğümüze göz dikenleri caydırmak için yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz.
‘Sonuçlarına katlanacaklar’
Esasen özellikle son 6 yıldır birbiri ardına yaşadığımız sıkıntıların gerisindeki sebeplerden birinin de Türkiye’yi işte bu hedeflerine ulaşmaktan alıkoymak olduğu açıktır. Başaramayacaklar.
Madem uyuyan devi uyandırdılar. Sonuçlarına katlanacaklar. Madem, açık ikazlarımıza rağmen üzerimize üzerimize geliyorlar, bunun da sonuçlarına katlanacaklar. Türkiye’yi ve Türk milletini hala tanıyamamış olanlara kendimizi tanıtmaya devam edeceğiz.”
Uçağımızı yapacağız
MİLGEM ada sınıfı korvetlerin ilk üçünden farklı olarak, Kınalıada’da ROKETSAN tarafından milli imkanlarla geliştirilen, ‘Atmaca’ füzesinin kullanılacağı bilgisini veren Erdoğan şöyle devam etti:
“Aynı şekilde HAVELSAN ve Deniz Kuvvetlerimiz’in birlikte geliştirdiği Advent savaş yönetim sistemi de ilk kez Kınalıada gemisinde yer alacak. Böylece geminin yerlilik oranı daha da artırılmış oldu. Askeri ve sivil tersaneler arasındaki işbirliğini artırarak, büyük bir potansiyelin olduğu dünya piyasalarındaki yerimizi, genişletmeyi planlıyoruz. Gemi makinelerinden, deniz toplarına, füzelere, torpidolara, elektronik sistemlere kadar her alanda yerli ve milli imkânları en üst seviyeye çıkarmakta kararlıyız.
Nasıl korvetlerimizi kendimiz inşa ettiysek, nasıl Atak helikopterimizi kendimiz yapabildiysek, nasıl İHA’larımızı, SİHA’larımızı, uydularımızı geliştirip uçurduysak, inşallah kendi savaş uçağımıza da kavuşacağız.”
Gurur noktasına geldik
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, deniz gücü kuvvetli olan devletlerin daima yükseldiğini, deniz gücünü kaybedenlerin de zaafa uğradığını hatırlatarak, “Bu bakımdan güçlü bir donanmaya ihtiyacımız dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Edindiğimiz tecrübeler devletimizin bekası, asil milletimizin huzur ve güvenliği için yerli ve milli savunma sanayimizin geliştirilmesinin, ilerletilmesinin hayati önemi haiz olduğunu bizlere açıkça göstermiştir. Kısacası biz artık pazar olmak istemiyoruz. Savunma sanayisinde milletçe gururlanılan bir noktaya geldik. Ancak bu noktadan çok daha ileriye gideceğimize de inancımız tamdır” ifadelerini kullandı.