Panoramik vapurla İstanbul keyfi
Haliç'i Haliç yapan güzelliklerin başında surlar, Aynalıkavak Kasrı, Ayvansaray ve Bulgar Ortodoks Kilisesi gibi tarihi yapılar geliyor.
Bu yapıları izlemek isteyenlere İDO bir alternatif sundu: Panoramik gemiler. Soğuk kış günlerinde sıcacık bir geminin içinde Haliç'te yolculuk ederken, demli bir çay ve gevrek simit yiyerek tarih tünelinde dolaşmaya ne dersiniz? Cevabınız 'evetse biletler Sütlüce ve Kasımpaşa iskelelerinde!
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı... Önce hafiften bir rüzgâr esiyor... Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar ağaçlarda... Ne güzel söylemiş Orhan Veli Kanık. İstanbul denildiğinde 7 tepesi, Boğaz'da salınan iki gerdanlığı, Haliç'teki altın boynuzu ve vapurlarında martılara simit atan çocukları gelir akla. 13 milyon nüfusun her gün yeni bir keşmekeşe uyandığı bu koca şehri herkes bir sebepten seviyor. Siz de seviyorsanız her yerinden tarih fışkıran İstanbul'a kapamayın gözlerinizi, binin bir panoramik gemiye ve bırakın kendinizi dünle bugünün kucağı Haliç'e.
Bugünlerde farklı bir heyecan taşıyor İstanbul. 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edildikten sonra daha da özen gösteriliyor her sokağına. Türkiye'nin ve İstanbul'un tanıtımına büyük katkı sağlaması beklenen başkent unvanı tarih kokan bu şehre yakıştı da doğrusu. Belediyeler ve kamu kuruluşları İstanbul'u bu unvana layık kılmak için hummalı bir çalışmanın içerisinde. Bu değişime İDO (İstanbul Deniz Otobüsleri) da ayak uydurdu. Avrupa Kültür Başkenti kapsamında açık hava müzesi ilan edilen Haliç'te yeni vapurlarını hizmete sunan İDO, bir ilke imza attı ve panoramik kavramını bu gemilere taşıdı.
Peki nedir panoramik gemi? Sorunun cevabını en yetkili ağızdan İDO Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy'dan öğrenelim. Kendisiyle görüşme talep ettiğimiz Ahmet Bey'i tam da olması gerektiği yerde buluyoruz, Haliç Tersaneleri'nde. Gemilerin yapımı ve restorasyonuyla bizzat ilgilenen Ahmet Bey, bizi tersanede gezdirirken bir taraftan da panoramik gemileri anlatıyor.
İstanbul'u tarihi tablolarla döşenmiş sanat müzesine benzeten Paksoy, Haliç'in görsel zevkini İstanbullulara doyasıya yaşatmak için böyle bir gemi tasarladıklarını anlatıyor. Venedik, Amsterdam ve Budapeşte gibi şehirlerde gördüğü bu gemileri 'İstanbulluların neyi eksik?' diyerek İDO'ya da kazandırmış. Şu an Kasımpaşa, Hasköy ve Sütlüce adlarıyla 3 panoramik gemi bulunuyor. Gemileri diğerlerinden ayıran en büyük özellik de bu. Haliç köprülerinin altından geçebilen gemilerin camları, tavanın bir kısmını saracak şekilde inşa edilmiş. Böylece yolculara geniş bir bakış açısı kazandırıyor. Ayrıca camların arasında alışıldık kalın demir kasalar da kullanılmamış. Bu sayede camlar daha da büyümüş. Adeta camlarla kaplı bir binadan dışarıya bakıyormuş havasını veriyor yolcularına. Bu sayede Galata Kulesi, Fener Sinagogu, Süleymaniye Camii, Yavuz Sultan Camii ve surlardan oluşan tarih tünelinden geçerken farklı bir bakış açısıyla buraları görme imkanını sunuyor. Tepenizden geçen martılar ise söyledikleri şarkılarla size eşlik ediyor. Gökyüzünden düşen yağmur ve kar tanelerine ise elinizi uzatsanız dokunacaksınız hissine kapılıyorsunuz.
Çalışma enerjilerini İstanbullulardan aldıklarını aktaran Paksoy, eleştirilmekten de korkmuyor. "Aslında her eleştiri bir ödüldür." diyen Paksoy, projelerini gerçekleştirirken her kesimin ihtiyaçlarını ve taleplerini göz önüne aldıklarını anlatıyor. İDO gemilerinin tamamının engelli vatandaşların düşünülerek yapıldığını ifade eden Paksoy, amaçlarının engelliler için engelsiz ulaşım olduğunu söylüyor.
İDO artık İstanbul dışına da seferler yapıyor
Günde 1300, yılda 500 bin sefer yapan İDO gemileri, dünyadaki sayılı toplu taşıma firmalarından biri. Çeşitli ülkelerden işbirliği teklifleri aldıklarını anlatan Paksoy, birçok gemi projesini kendilerinin yaptığını anlatıyor. Şehirlerarası seferler yapan İDO, Ulaştırma Bakanlığı ile ortak projeler yürüterek Bursa, Bandırma gibi hafta sonu tatili için tercih edilen yerlere öncelik veriyor. Bazı yerlerde tren, otobüs gibi ulaşım araçlarıyla saatlerini senkronize hale getiren İDO, daha kısa zamanda daha hızlı ulaşım imkanı sağlıyor. İDO'nun tarihinde, bugüne kadar ölümlü bir kaza olmamış. Ama Paksoy, en küçük bir deniz kazasının çok abartılmasından şikayetçi. Paksoy, "Gemi kazaları az olduğu için en ufak bir kaza büyütülüyor. Oysa en güvenilir ulaşım araçlarının başında gemi geliyor." diyor.