Aliağa limanlarında mafyalaşma iddiası
İzmir Aliağa limanlarındaki Kooperatiflerin piyasa şartlarının 5-6 katı daha fazla fiyatla yük taşıdığını ve limanlara kooperatiflere bağlı olmayan araç girdiğinde ise şoförlerinin dövülüp, araçlara zarar verildiğini iddialarına yönelik değerlendirmelerde bulunan ALTO (Aliağa Ticaret Odası) Başkanı Ömer Ertürk, iddiaların mesnetsiz olduğunu vurguladı.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Demir Çelik, Alüminyum ve Döküm Grubu Meclis Üyesi Suphi Toros’un limanlarda yük taşımacılığı yapan kooperatiflerin tek el oluşturduğunu ve yük taşımak için başka araçların giremediğini ve piyasa şartlarının 5-6 katı daha fazla ücretle taşıma yaptığını iddia etmesinin ardından Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk yazılı değerlendirmede bulundu.
İDDİALAR MESNETSİZ
İZTO Meclis Üyesi Toros’un "Kooperatifler kendileri dışında hiç bir aracı limana sokmak istemiyorlar. Diyorlar ki, 'Senin ürününü benden başka kimse getiremez' deyip piyasa şartlarının 5-6 katı daha fazla fiyat istiyorlar. Aliağa'dan tutun da İskenderun limanına kadar ciddi bir mafyavari yapı bulunuyor. Biz bunu devletimize, polisimize, jandarmamıza defalarca bildirdik hatta İZTO Yönetim Kurulu Üyemiz Cemal Elmasoğlu da arayarak konuştu ama sıkıntımız devam ediyor. Başka araç soktuğumuzda ise şoförlerini dövüp, araçlara zarar veriliyor, lastiklerini patlatıyorlar. Hangi devirde yaşıyoruz, bu yapıyla biz nasıl ithalat yapacağız?" açıklamalarına yönelik değerlendirmelerde bulunan ALTO Başkanı Ertürk, iddiaların mesnetsiz olduğunu vurguladı.
“GERÇEKLE HİÇ BAĞDAŞMAYAN SUÇLAMALAR”
Aliağa liman ve demir çelik bölgesinde gerek üreticiler gerek taşıyıcılar zor şartlarda yoğun emekleriyle çalışma gösterirken bazı asılsız iddialarla özellikle bölgede faaliyet gösteren taşıyıcılara ağır ithamlarda bulunulduğunu ifade eden ALTO Başkanı Ertürk, “Geçtiğimiz günlerde bazı basın kuruluşlarında Aliağa limanlar bölgesi ile ilgili ağır ithamlarda bulunulduğunu gözlemledik. Ege Bölgesi, Güney Marmara ve İç Anadolu’nun batısındaki tüm ihracat ve ithalatçıların ulaşmak istedikleri limanlar olan Aliağa limanlarının ulaşım ve alt yapı eksiklerini uzun süreden beri dile getirerek çözümler aradığımızda sadece bu bölgeye ulaşmak istediklerini bunun haricinde herhangi bir konunun kendilerini ilgilendirmediğine şahit olduklarımız, bölgenin ne gibi sorunları var destek olmamız gerek demeden gerçekle hiç bağdaşmayan suçlamalar ile zor şartlarda diz boyu çukurları aşarak mallarını taşıdıkları insanlar tarafından haksız suçlamalara maruz kalmaları hatta bu kişilerin mafya vari tabiri kullanmaları abesle iştigaldir. Ülke dış ticaret hacminin yüzde 6,5’ini gerçekleştiren bu bölgeyi ve bu bölgeye hizmet ederek 75 milyon ton yük elleçlemesi yapan iş insanlarını ve kooperatifleri zan altında bırakmak kimsenin haddine değildir. Eğer bir sorun var ise bu bölgede faaliyet gösteren firmaların temsilcisi olarak bizler varız, Emniyet birimlerimiz var, Kaymakamlık ve Valilik makamlarımız ve hatta ilgili Bakanlıklarımız var. Mesnetsiz ifadeler ile bölgeyi kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışmanın kime ne kazandıracağını aklımız almamaktadır. Konu hakkında açıklama yapan iş insanlarımız ve de meslek örgütünde yetkili arkadaşlarımız duyuma dayalı konuları ‘emniyet güçlerimize haber verdik sonuç alamadık’ diyecek kadar bölgeyi tanımadıkları aşikardır ki, Aliağa limanlar bölgesinin asayişinin çoğunluğunda Jandarma güçlerimiz yetkilidir. Ayrıca Aliağa limanları ve destek hizmet birimleri, ülkemizin kalkınması için çalışan, limanlar bölgemizde yıllardır dile getirdiğimiz olumsuz şartlara rağmen yoğun çabalarla hizmet verdikleri için kendilerine teşekkürlerimizi sunmayı bir borç kabul ediyorum. Ülkemizin sanayi ve ticaret yoğunluğu olan diğer bölgelerinde de sorunlar olabilir ancak, bahsedildiği gibi 3. Dünya mantalitesinin var olabileceğini de kabul etmiyoruz. Belirli makamları temsil eden kişilerin, insanların ticari itibarlarını etkileyebilecek konularda kılı kırk yararak konuşmaları ve ifadeleri ile ülkesine de zarar vermemeleri gerektiğini düşünüyoruz” dedi.