Milli gemilere yerli sistem
Geçtiğimiz günlerde hem Akhisar ve Koçhisar'ın denize indirildiği, hem de Pakistan için üretilen Babur gemisinin teslimatının yapıldığı törende kritik bir detay vardı. TCG İstanbul'da kullanılan ve Türk mühendislerce geliştirilen Cenk-S radarına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye'nin bir alanda daha dışa bağımlılığı sona erdirdiği görüşünde.
Türkiye'nin Mavi Vatan konsepti kapsamında özellikle denizlerde gelmek istediği nokta ve izlediği yol haritasının en önemli kolonlarından biri hiç şüphesiz MİLGEM olarak kısaltılan Milli Gemi Projesi'dir.
Aslında bu proje sadece Ankara’nın kendi ihtiyaçları için değil, ‘made in Türkiye’ imzalı deniz platformları ihracatı açısından da oldukça değerli. Bilindiği üzere Türk savunma sanayiinin deniz platformları alanında tek kalemde gerçekleştirdiği en büyük ihracat Pakistan MİLGEM Projesi.
Bu program, Pakistan Donanması için 4 adet MİLGEM ADA Sınıfı Korvet’in üretilmesini kapsıyor. Bu korvetlerden ikisi ülkemizdeki İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda diğer ikisi ise Pakistan’daki Karaçi Tersanesi’nde inşa ediliyor.
TCG İstanbul’da ‘Cenk’ detayı gözlerden kaçmadı
İşte bu projenin en önemli virajlarından biri dönüldü ve Pakistan MİLGEM Projesi’nin ilk gemisi olan PNS Babur (F-280) geçtiğimiz hafta düzenlenen törenle Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi.
Aynı törende Türk Donanması’nın envanterine girecek HİSAR Sınıfı Açık Deniz Karakol Gemileri Akhisar (P-1220) ve Koçhisar (P-1221) da suya indirildi.
Bu tarihi günde tersanedeki törene katılan davetlileri MİLGEM Projesi’nin ilk gemisi TCG Heybeliada ve ilk firkateyni TCG İstanbul da selamladı. TCG İstanbul Firkateyni’nde hava arama radarı olarak Fransız Smart S Mk2 yerine yerli/milli radar CENK-S’nin kullanılması dikkatlerden kaçmadı.
CENK-S radarının hem milli deniz platformları hem de Türk askeri denizciliği için ne anlama geldiğini Denizcilik ve Savunma Sanayii Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan ile konuştuk…
Üretilmesi en zor radarı ortaya koyduk
Radar konusunda Türkiye’nin son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirdiğine değinerek anlatmaya başlıyor Erkan… Deniz sistemlerinde en önemli ve üretimi en zor radarın ‘üç boyutlu hava arama radarı’ olduğu bilgisini paylaşıyor.
Filmi biraz geriye sarıyor ve Cenk-S öncesinde Türk gemilerinde hangi sistemlerin kullanıldığını soruyoruz. “Daha önce Alman sonrasında Hollanda radar sistemleri ile gemilerimizi donattık” yanıtı alıyoruz.
En kritik parçalar dahi Türkiye’de üretilebiliyordu
Türk Donanması’nın halihazırda ana hava radarı olarak görev yapan Smart S’ye getiriyor konuyu Erkan ve devam ediyor:
“Açıkçası bu radar, zamanında Hollanda firması ile çok iyi bir üretim ve teknoloji transferi anlaşmasıyla ülkemize kazandırıldı. Öyle ki, radarın tüm kritik bileşenleri ülkemizde üretildi. Hatta bu durum bir adım öteye taşındı ve Smart S’in dünyanın dört bir yanına gönderdiği ürünlerde ülkemizde üretilen ara parçalar kullanıldı.
Ardından firmayı Fransızlar satın aldı. Sonrasında yaşananlar bize yerli sistemlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Herhangi bir çıkar çatışması yaşamadığınız bir ülkenin firması ile yaptığınız anlaşma sorunsuz ilerleyebilir. Ancak o firmayı çıkar çatışmanız olan bir ülke satın aldığında radarınız ile ilgili kritik bilgileri elde edebiliyorlar. Bu da yetmiyor, satış izni için de sorun çıkarabiliyorlar.”
Yerli sistemle Türkiye çok kritik bir kazanım elde etti
Kritik bilgilerin başka bir ülkenin eline geçmemesi adına Türk savunma sanayiinde çok ciddi çaba sarf edildiğini biliyoruz. Öyle ki günümüzde çoğu testi ülkemizde yapma ısrarımızın altında da aslında bu durum yatıyor.
Kozan Selçuk Erkan, diğer ürünlerde olduğu gibi hava arama radarında da benzer sıkıntılar olabileceğini anımsatıyor ve "Neyse ki şimdi yerli/milli imkanlarla kendi hava arama radarımızı ürettik ve bu risk de ortadan kalktı. Haliyle karşı tedbir uygulamak da daha zor olacak” diyor.
Bu noktada oldukça değerli bir yere getiriyor konuyu Erkan… Geldiğimiz noktada artık çok çeşitli yüksek teknoloji radarlar ürettiğimize dikkati çekiyor, kritik bileşenleri yerlileştirdiğimizi ve bu saatten sonra kesinlikle yerli radar çözümleriyle yola devam edileceğini vurguluyor.
İhraç ettiğimiz gemilerde bu radar kullanılabilir
Yeni dönemde Türk üretimi radarların sahada kendilerini kanıtladıkça ihracat potansiyellerinin de katlanarak artacağının altını çiziyor Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bu radarları sadece kendi başlarına daha net bir ifadeyle ‘tekil ihracat ürünü’ olarak da satabilirsiniz. Ancak bu tür ürünler savaş gemisi satışında önemli bir etken oluyor.
Gemiyi Türkiye’den alacak ülke, radarı da bizden almayı tercih edecektir. Ayrıca, Pakistan örneğinde olduğu gibi diğer ülkelerle ortak üretim çalışmalarımız var. Bu platformlarda yerli sistemleri kullanmamız gelecekte o ülkelerin başka platformlarında da ana radar olmamızı sağlar. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda Cenk-S radarı tam bağımsız savunma sanayi için çok önemli bir kazanım olarak karşımıza çıkıyor.”