Boğazlardan geçen gemilerden alınan paralar boğaz güvenliği için harcanıyor
Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Dairesi Başkanı Olcay Özgürce, boğazlardan geçen gemilerden alınan paraları, yine boğaz güvenliği için harcadıklarını belirtti. Kendisine bağlı birimlerin düzenlediği bazı etkinliklere katılmak için Çanakkale'ye gelen Özgürce, Gemi Trafik Hizmetleri (VTS) sisteminin 2003 yılında devreye girmesiyle boğazdan aldıklarını boğazlara vermeye başladıklarını söyledi.
Montrö Antlaşması'nın ana kavramının, ''Denizden gelen denize gider'' olduğunu ifade eden Daire Başkanı Özgürce, ''Denizlerin güvenliği için kurduğumuz bu sistem, 40 milyon dolara mal oldu. Aldığımız paraların büyük kısmını buraya verdik. Benim yıllık giderim, bu sistemde Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü olarak 10 milyon dolardır. Hiçbir şey beklemeden, karşılığındada hiçbir şey almadan devletimizin verdiği bir para bu. Artık Karadeniz'in 20 mil ötesinden Ege Denizi'nin 20 mil dışına kadar VTS alanı içinde tüm gemilerin hareketleri tek tek kontrol ediliyor. Gerek otomatik tanımlama sistemiyle gerek radarla gerekse konuşmalarla ve aldığımız raporlarla Türk boğazları tamamen kontrol altında.'' dedi. Bunca önlem ve güvenlik donanımına rağmen boğazlarda kaza riskini sıfırlamanın mümkün olmadığını ancak sistemin devreye girmesiyle önemli oranda azalma yaşandığını kaydeden Özgürce, ''Çanakkale ve İstanbul boğazlarından, yıllık ortalama 55 bin gemi geçiyor. Boğazlarımız deniz trafiğine doydu. 2004 yılından itibaren eçiş yapan gemi sayısında bir artış yok. 2009 istatistiğine bakacak olursak, bir önceki yıla göre yüzde 5–6 oranında azalma oldu. Bunu daha çok, standart altı gemilerin yük bulamamasından ve çalıştırılamamalarından kaynaklanan bir kriz olarak tanımlayabiliriz.'' şeklinde konuştu.
VTS sisteminin Türkiye için yeni bir oluşum olduğunu ancak gelinen noktada, dünyadaki bütün VTS'lerle ilgili standart ve kriterlerin belirlendiği bir komitenin başında bulunduğunu söyleyen Deniz Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteler Birliği (IALA) Komite Başkanı Tuncay Çehreli ise bunun Türk denizciliği açısından büyük bir başarı olarak değerlendirilebileceğini vurguladı. Denizcilikteki bu olumlu tabloyu halka yansıtmada eksiklikler olduğunu belirten Çehreli, ''Bunu halkımıza daha iyi açıklamamız, halkımıza denizi daha fazla sevdirmemiz, daha fazla kullanmalarını sağlamamız gerekir. Öncelikle denizi tanıtmamız, denizciliğin amaçlarını anlatmamız gerekiyor. Halka denizden nasıl faydalanmaları gerektiğini ve bunun sonucunda mutlaka korumaları gerektiğini anlatmamız lazım. Yeni jenerasyonu da çok iyi bilinçlendirmeliyiz. Deniz sevgisi ve bilincini özellikle ilkokul düzeyine indirgememiz gerekiyor.'' dedi.