Ürettiğine pişman oldu! Muhrip gemiler ABD’nin cebini boşalttı
ABD donanmasının Zumwalt sınıfı muhrip gemileri, büyük umutlarla başlamıştı ancak uçuk maliyetiyle ABD'nin başına bela oldu.
Bugün sizlere, başlangıçta ABD donanmasının göz bebeği olarak görülen ama sonunda ciddi bir baş ağrısına dönüşen Zumwalt sınıfı muhrip gemilerden bahsedeceğiz. Adeta bir Hollywood bilim kurgu filmini andıran bu gemiler, tasarımı ve teknolojisiyle sözde muhteşem bir gelecek vaat ediyordu. Ama finalde ne mi oldu? Gelin birlikte neler olduğuna bakalım…
Zumwalt sınıfı muhrip gemiler ABD donanmasının kabusu oldu
ABD donanması için üretilen Zumwalt sınıfı muhrip gemiler, ilk etapta tam 32 gemilik dev bir filo olarak planlanmıştı. Ama işler hiç de planlandığı gibi gitmedi. Projenin maliyeti adeta göğe ulaştı ve pratikteki başarısızlıklar yüzünden siparişler üç gemiyle sınırlandırıldı. Her biri 8 milyar dolarlık bu koca yatırım, beklenen faydaları sağlayamadı.
Bu muhrip gemilerin en çarpıcı özelliği, düşük radar kesitine sahip olmaları ve ‘tumblehome‘ adı verilen, su hattının üstünde daralan özel bir gövde tasarımına sahip olmalarıydı. Sözde bu özellikler, düşman radarlarından saklanmalarını sağlayacaktı. Peki işler planlandığı gibi gitti mi dersiniz? Kıyıya yakın bölgelerde operasyon yaparken bu avantajlar tabi ki yeterli gelmedi. Neticede, Zumwalt sınıfı bu muhrip gemiler bir kere ateş açtığında düşman için onu bulmak çocuk oyuncağı haline geldi.
Bu talihsiz muhrip gemiler, başta ABD Donanması için büyük umutlarla dolu bir rüya iken, maliyetleri ve performans sorunları nedeniyle tam bir kabusa dönüştü. En sonunda, donanma daha geleneksel ve ceplerine daha uygun Arleigh Burke sınıfı muhrip gemilere geri dönmeye karar verdi.
Bu süreçte, donanma ve kongre üyeleri yüksek maliyetler ve stratejik değerlendirme hataları üzerine ciddi sorgulamalar yaptılar. Proje, savunma alım sisteminin ulusal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamada giderek daha az etkili hale geldiğini ortaya koydu. Tüm bu sonuçlarla birlikte bu muhrip gemiler, savunma projelerinde maliyet, fayda ve stratejik değerlendirme arasında nasıl bir denge kurulması gerektiğine dair ABD Donanması’na ciddi bir ders vermiş oldu.