Gemi Makineleri mezunu ünlü oyuncu !
Ünlü oyuncu "Deniz Can Aktaş" hakkında pek fazla bilinmeyen bir gerçek ortaya çıktı. Deniz Can Aktaş'ın gerçek mesleği herkesi şaşırtacak cinsten. İşte detaylar...
1993 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Deniz Can Aktaş, son aylarda adından sıkça söz ettiriyor.
Ahsen Eroğlu ile iyi bir uyum yakalayan Deniz Can Aktaş hakkında ortaya çıkan bu gerçek herkesi şaşırttı.
Bugüne kadar; 'Tatlı Küçük Yalancılar', 'Avlu' ve 'Hayat Bazen Tatlıdır' gibi sevilen dizilerde rol alan Aktaş'ın Piri Reis Üniversitesi Gemi Makineleri ve İşletme Mühendisliği Bölümü 'nden mezun olduğu ortaya çıktı.
Deniz Can Aktaş hakkında bu gerçeği bilmeyenler büyük şaşkınlık yaşadı.
Ünlü oyuncunun dedesinin de denizci olduğu öğrenildi.
Deniz Can Aktaş'ın üniversiteyi bitirdikten sonra oyunculuk yapmaya karar verdiği ve denizcilik aşkını rafa kaldırdığı ortaya çıktı.
Aktaş'ın ekran önündeki ilk projesi 'Tatlı Küçük Yalancılar' olmuştu.
Instyle'ye konuşan Deniz Can Aktaş'dan samimi açıklamalar gelmişti…
Gemi Makineleri ve İşletme Mühendisliği Bölümü'nde okudun, biliyorum aile mesleğiniz...
Denizcilik bizim dede mesleğimiz, ailem de 30 yıldır bu geleneği devam ettiriyor. Böyle bir yapı içerisinde denizden uzak durmam mümkün değildi tabii. Bu yüzden gemi makineleri işletme mühendisliği okudum. Şimdi sektörün dışına çıkan az sayıda aile üyesinden biri de benim. Adım da buradan geliyor.
Üniversiteyi de bitirdin, Best Model de seçildin… Bunların hepsine nasıl zaman ayırabildin?
Çok tempolu bir dönemdi ve çok keyifliydi. Nasıl geçti ben de anlamadım. Ama geçen zamanı hep hatırlatmaya çalışıyorum kendime çünkü üç şeyin bu hayatta telafisi olmadığını düşünüyorum; sağlık, gençlik ve zaman. Bu üçüne dikkat ederek yaşamak gerektiğini düşünüyorum.
Oyunculuk ne zaman planların arasına girdi?
Çok uzun bir zaman olmadı aslında. Lise ve üniversitedeyken planlarım daha farklıydı. Önceleri okulumu bitirip, yurt dışında eğitimime devam etmeyi ve denizcilikle alakalı bir kariyer yapmayı düşünüyordum. Ama kader dedikleri böyle bir şey olsa gerek, hayat beni bir şekilde bugünlere getirdi.
Oyuncu olmayı neden istedin?
Oyunculuk, oyun oynama hissi aslında benim hiç de aşina olmadığım bir durumdu. Bu hissi ilk yaşadığımda, gerçekten bundan keyif aldığımı ve beni mutlu ettiğini fark ettim. Ne mutlu ki sevdiğim ve keyif aldığım bir işi yapma fırsatını elde ettim.
Şu anki hedeflerin neler?
Kendime hedefler koyarken, bunların çok net, somut hedefler olmamasını tercih ediyorum çünkü ulaşmaya çalışırken hırs ve korku gibi duyguları da getiriyor beraberinde. Bu hisleri sevmiyorum çünkü o hisler geldiğinde insan hayatı yaşamayı unutuyormuş gibi geliyor bana. O somut hedefe kilitlendiğimde hayatın güzelliklerini ve keyfini kaçırıyormuşum gibi hissediyorum. Bu sebeple hedefim, bu hayatta sadece beni mutlu edecek işi yapmak ve hayatın değerli anlarını kaçırmadan yaşayabilmek.
Başarı ne senin için?
Eğer sevdiğim insanlarla birlikteysem, sağlıklıysam ve huzurluysam kendimi başarılı hissederim. Bunlara sahip olduğumda benim açımdan yapılacak tek şey şükretmek. Bu da beni mutlu ediyor.
Spora ne kadar zaman ayırıyorsun?
İşten bulduğum her fırsatta spor yapmaya çalışıyorum. Spor benim için deşarj olmak için bir araç. Normal şartlarda haftanın dört gününü spora ayırıyorum ama şu anki tempomda inan hiç belli olmuyor.
Hala kürekle ilgileniyor musun?
Hala ilgim var ancak bu ara pek yapamıyorum. Çünkü kürek gerçekten vücudun her yerini çalıştıran, zor bir branş. Çalıştıktan sonra ertesi gün sete gitmek bile zor oluyor, o yüzden biraz ara verdim.
Beslenmene de dikkat edebiliyor musun?
Beslenmeme çok dikkat ediyorum. Ambalajlı, içinde koruyucu olan ve basit şeker içeren gıdalardan uzak durmaya çalışıyorum. Her sabah erken kalkıp yemeklerimi hazırlayıp öyle sete gidiyorum. Bu beni hem güne motive ediyor hem de sağlıklı beslenerek gün içinde enerjimi koruyabiliyorum.
Yemek yapar mısın?
Yemek yapmayı çok seviyorum. Damak zevkime göre baharatlar kullanmak ve yeni tatlar üretmek beni mutlu ediyor. Çeşit bakımından şimdilik biraz kısıtlıyım ama yemek yaptıkça çeşitleri de artırmaya başladım. Öğünlerimi kendim hazırladığımda içinde ne olduğunu bildiğim için yerken daha güvende hissediyorum ve bu yüzden artık nerdeyse dışarıdan yemek yiyemez hale geldim (gülüyor).
Sen hiç aşık oldun mu? Nasıl biri oluyorsun aşık olunca?
Oldum. Veya olduğumu zannettim. Hangisi bilemiyorum ama aşkın her hali güzel. Sadece insana değil, doğaya, aileme, dağlara, ağaçlara da aşık oluyorum bazen (gülüyor). Aşık olduğum kişiye sormak lazım onu. Bence iyiyimdir, sadece sabahları kahvaltıdan önce zor bir insan olabiliyorum galiba. Aşıkken bile (gülüyor). Hayatımda uzun zamandır biri yok. Biraz yanlızlığa da alıştım sanırım, işime odaklandım.