Denizin sesini duydu, Denizlerin Binalisi oldu
Yarın yani 30 Ekim'de Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu denizin sesini dinleyen bir toplum oluşması için önemli bir adım daha atıyor...
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da katıldığı bir toplantıda, denizle ilgili en iyi resim, şiir, fotoğraf ve yazı dallarında ödül verecek.
Yani denizin sesini dinleyen ve bunu bir şekilde yansıtan ilkokul ve liseli gençleri teşvik edecek.
Denizin sesini dinlemeyi gençken öğretecek. Çünkü bu tren kaçtığında denizle bağlantısı kesiliyor toplumun...
Üç tarafı denizle çevrili, su kaynakları muhteşem Türkiye'nin ilgisizliği ortada... Bunu değiştirmek gerekiyor. İşte Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım son yıllarda tam da bunu yapıyor...
Karada ve havadaki görevlerinin yanı sıra denizi de unutmuyor. Deniz Kültürü Derneği Başkanı Hakkı Şen "O denizlerin Binalisi" diye başlıyor anlatmaya. İşte verdiği bilgiler...
. Aslında denizciliğimizin geçmişi çok eskilere Çaka Bey'e dayanıyor.
. Osmanlı döneminde deniz bizim için önemliymiş.
. Sonra nasıl olduysa sadece üç tarafı denizlerle çevrili ifadesini kullanmışız.
. Ama son zamanlarda her alanda ataktayız.
. Deniz ticaret filomuz ve tersanelerimiz atakta.
. Özellikle İstanbul'da denizden yolcu taşımacılığı çok önemli bir noktaya geldi.
. Bakan Yıldırım'ın eskiden genel müdürlüğünü yaptığı İDO, yolcu taşımada dünya rekoru kırıyor.
. Deniz kültürünü geniş kitlelere yaymak için başlattığımız etkinlere binlerce çocuk, deniz sevdalısı ve bilim adamı katılıyor.
Hakkı Şen daha çok şey anlattı ama hepsini burada yazmak mümkün değil. Ancak anlaşılan denizcilikle ilgili çok şey yapılmış. Özellikle Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Başkanı Cemalettin Şevli'nin attığı adımlar ve yapmayı düşündüğü projeler muhteşem... İşte bunlardan ikisi...
. İstanbul'a mutlaka birçok boyutlu bir deniz müzesi yapmak gerekiyor. Bu müzenin içinde dünden bugüne Türk denizciliğine ilişkin bilgiler ve enstitü gibi entelektüel oluşumlar konulmalı.
. Haliç tersaneleri elden geçirilerek birer tersane-müzeye dönüştürülmeli. Turistlere canlı gemi yapımı izlettirilmeli.
Sadece ikisi bile İstanbul'da dönüşüm sağlayacak projeler... Turist sayısına büyük katkı yapabilir. İstanbul'a gelen turist profilini de farklı boyutlara taşıyabilir.
İstanbul'da denizle ilgili esas atılması gereken bir başka önemli adım daha var. Biliyorsunuz İspark İstanbul'da otopark mafyasını ortadan kaldırdı. Ve çok kârlı etkin bir şirket çıktı ortaya. Daha önce büyük ölçüde mafyaya giden para İstanbul halkına hizmet olarak geri dönmeye başladı. Satışa çıkarılacağı duyulunca onlarca şirket İspark için kuyruğa girdi.
İspark Genel Müdürü Kadir Gurbetçi bir süre önce 'Denizlerdeki mafyayı da ortadan kaldıracağız' demişti... Sanıyorum onunla ilgili çalışma da son noktaya gelmiş.
Denizcilik Müsteşarlığı da bu çalışmaya tam destek veriyor. Yakında denizde de park yerleri olacak. Belediye park eden teknelerden para alacak, aldığına dair makbuzu da verecek. Şimdiki gibi mafyanın elinden kurtulacak tekneler ve kıyılar... Sanıyorum sadece koruma kurullarının onayına kalmış bu iş... Kurullar onaylayınca denizde park da kurala bağlanacak.
Özetle denizin sesini duymakta geç kaldık ama şimdilerde kulak kabartmış durumdayız...
Kaynak: Bugün (Celal TOPRAK)
Eklenme tarihi: 29.10.2010