Kırmızı çamur Türkiye'yi etkileyecek mi?
Macaristan'da faaliyet gösteren bir alüminyum fabrikasında 4 Ekim'de meydana gelen çevre felaketinin ardından Tuna Nehri'ne karışan kırmızı çamurun Karadeniz'e ulaştıktan sonra Türkiye kıyılarına vereceği olası etkileri saptayacak olan İstanbul Üniversitesi'ne (İÜ) ait "R/V ARAR" Araştırma Gemisi yola çıktı.
Balta Limanı'ndan hareket eden gemi, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın desteğiyle, "Karadenizde Kirlilik İzleme" projesi çerçevesinde, İğneada'dan Hopa'ya kadar Karadeniz kıyıları boyunca 70'e yakın istasyonda, yaklaşık 40 parametrenin ölçüm ve analizlerini gerçekleştirecek.
İÜ Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Sur, yapacakları analizler sonucunda atıklar Karadeniz'e ulaşmadan denizdeki durumu gösteren değerleri elde etmiş olacaklarını söyledi.
Çalışmanın hava koşullarına bağlı olarak 15 gün süreceğini tahmin ettiklerini ifade eden Sur, atıklar Karadeniz'e ulaştıktan sonra, Aralık ayında da aynı istasyonlarda ikinci çalışmayı yapacaklarını belirtti.
Sur, "Bunun sonucunda çamurun bizim kıyılarımıza bir etkisi olup olmadığını göreceğiz. 10 kişilik ekiple bu çalışmayı yapacağız. Analizler bittikten sonra çalışmayı bir rapor halinde Çevre ve Orman Bakanlığı'na sunacağız" dedi.
Tehlikeli atık sınıfında değil
Sur, alüminyum fabrikasına ait çamurun içeriğinde yüzde 40-45 oranında demir oksit, yüzde 10-15 alüminyum oksit, yüzde 10-15 silikon dioksit, yüzde 6-10 arasında kalsiyum oksit, yüzde 4-5 titanyum dioksut, yüzde 5-6 oranında da sodyum oksit bulunduğunu belirtti.
Bunun, Avrupa Atık Kataloğu ve Tehlikeli Atık Listesi'ne göre zehirli atık olmadığını anlatan Sur, çamurun içindeki bileşiklerin stabil ve bağlı vaziyette olduğunu, suda hemen çözünür durumda olmadığını söyledi.
Sur, Macar Bilimler Akademisi'nin açıklamasına göre kırmızı çamurun radyoaktif olmadığının açıklandığını kaydetti.
Macaristan'da çamurla temasta bulunan kişilerden bazılarının öldüğünü ve bazılarında ise yanıklar olduğunu anımsatan Sur, "Ancak bunun nedeni çamurdaki pH'ın 12-13 seviyesinde olmasından kaynaklanıyor. Yanıkların ve bir takım canlıların ölümünün sebebi de bu. Normalde deniz suyunun pH'sı 8 civarındadır.
Normal içtiğimiz suyun pH'sı ise 7 civarındadır. pH derecesi çok düşük veya yüksek olması canlılara zarar veriyor" dedi.
Kırmızı çamurun ilk günden bu yana verdiği etkileri de anlatan Sur, şunları kaydetti:
"İlk olarak yakın çevredeki nehirlere ulaşan kırmızı çamur, suyun pH'ını artırmıştır. Bunu düşürmek için Marcal Nehri'ne alçı ve organik asetik asit dökülmüş, ayrıca su altı bentleri yapılarak suyun akışını yavaşlatıp çamurun depolanarak yayılması önlenmeye çalışılmıştır. Nehrin pH seviyesi 10'a düşürülmesine rağmen, sudaki canlılar kurtarılamamıştır."
Ekim ayının 20'sine kadar, Tuna ile Torna Deresi ve Marcal Nehri'ndeki suyun pH seviyesiyle ilgili yapılan açıklamaları da hatırlatarak, her geçen gün pH seviyesinin düştüğünü belirten Sur, içme suyunda da bir kirlilik tespit edilmediğinin açıklandığını dile getirdi.
Sur, "Açıklamalarda da görüldüğü gibi, kırmızı çamur Tuna Nehri'ni, dolayısıyla Karadeniz'i etkilememiştir. Yeni bir kaza ihtimali de alınan önlemler sayesinde iyice zayıf olduğuna göre, Karadeniz'i etkilemesi de beklenmemektedir. Çok ama çok zayıf bir ihtimalle, kırmızı çamur Tuna Nehri vasıtasıyla ilerde Karadeniz'i etkilese bile bizim sularımıza ulaşması bir ayı aşan sürede olacağı için, şu anda ülkemiz karasularında herhangi bir olumsuz etki görmek mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de de kırmızı çamur var
Enstitü Müdür Yardımcısı, İÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Erçağ da Türkiye'de de Seydişehir'de alüminyum üretim tesisleri bulunduğunu, bu tesislerde boksit prosesinin (üretiminin) atığı olarak kırmızı çamur oluştuğunu belirtti.
Bu kırmızı çamurla yıllık ortalama 300 bin ton boksit kullanılarak 17 bin ton alümina üretimi yapıldığını anlatan Erçağ, "Bunun sonucunda da yaklaşık 58
bin ton sıvı alüminyum üretilmektedir. Türkiye'de kırmızı çamur atıkları gölette biriktirilmekte, şu anda risk taşımamaktadır" dedi.