Kargo gemisi ile günlüğü 100 eurodan 85 günde dünya turu
Marsilya merkezli konteyner operatörü CMA CGM, 2011 yılında turizm sektöründe yeni bir trendin gelişimine liderlik etmeye hazırlanıyor: Kargo turizmi. Günlüğü 100 eurodan 85 günde dünya turu sunan şirket, “Kendinizi mavi turda veya Club Med’de sanmayın, bu tamamen farklı bir macera” diyor.
Jules Verne’in “Seksen Günde Devrialem” isimli kitabının kahramanı Phileas Fogg gibi, 85 günde dünya turu yapmak mümkün. Bunun için tek gerekli olan bir kargo gemisi.
Dünyanın en büyük üçüncü konteyner operatörü CMA CGM’in hedefi 2011 yılında kargo turizmini geliştirmek. Şirket geçtiğimiz sene bu şekilde 620 turist taşıdı.
Lübnan doğumlu Jacques R. Saadé tarafından Fransa’nın Marsilya şehrinde kurulan CMA CGM, bugün dünyanın tüm okyanuslarında hizmet veren bir şirket. 400 limanda toplam 389 gemi ile operasyonlarını sürdüren CMA CGM, 150 ülkede 650 ajansla faaliyet gösteriyor. Şirket 2010 yılında dünya genelinde “Yılın Okyanus Taşımacısı” seçildi.
CMA CGM’nin 2011 yılı için hedefi ise, turizm sektöründe yeni bir trendin başlamasına öncülük etmek.
Farklı bir seyahat biçimi geliştirmek
CMA CGM, kargo turizmini aslında 1997 yılından bu yana uyguluyor. Geçtiğimiz sene 620 turist taşıyan şirket, bu sene daha fazla sayıda insana büyük gemilerde seyahat etme macerasını tattırmayı amaçlıyor. Grubun sözcülüğünü yapan Tania Saadé geçtiğimiz günlerde Le Figaro gazetesine yaptığı açıklamada bu hedeflerini şu cümlelerle dile getirdi: “Fransa’nın birinci, dünyanın en büyük üçüncü operatörüyüz. Yaptığımız işin ne kadar tutkulu bir meslek olduğunu anlatmak; farklı bir seyahat biçimi geliştirmek istiyoruz. Bu daha yavaş, zaman alan bir seyahat biçimi, fakat çok daha farklı bir macera sunuyor ve deniz aşıklarını gerçekten etkilemeyi hedefliyor.”
Günlüğü 100 euroya 85 günde dünya turu
Kargo turizmi sayesinde, günlüğü 100 eurodan, 85 günde dünya turu yapmak mümkün. Ya da herhangi bir limanda inip, birkaç gün geçirip, bir sonraki kargoyu da bekleyebilirsiniz. Son iki buçuk aydır CMA CGM’ye ait olan Amerigo Vespucci ile seyahat eden yaklaşık 20 yolcu, bu yeni maceranın tadını çıkarıyorlar. Geminin altın kuralı ise asla değişmiyor: Yolcular her gün kaptanla bir araya geliyorlar. Bu buluşmada, beklentilerini, seyahatin gidişatına dair yorumlarını ve yaşadıkları zorlukları dile getiriyorlar. Buluşmanın amacı ise gemi üzerinde geçen bu uzun süreli yolculuğun en iyi şekilde sürmesini sağlamak.
Öncelikli olan yolcu değil, navlun
Bu arada kaptan Gilles Saint Jalme’nin dikkat çektiği önemli bir konu, kargo gemisinde önceliğin yolcuya değil, navluna ait olduğu. Yani aslında Jalme, yük gemisine binmenin, mavi tura çıkmaktan, Club Med’e gitmekten çok daha farklı olduğunu söylüyor. Gemide televizyon, radyo, internet ya da yolculara nasıl eğleneceklerini söyleyen organizatörler yok. Dolayısıyla yolcuların kendi kendilerine hareket etmeleri, kendi eğlencelerini yaratmaları gerekiyor. Bu arada gemide hiçbir şey yasak değil. Sunulan bu özgürlüğün yanı sıra, kütüphane, video odası, spor salonu gibi hizmetler de mevcut.
Yolcuların kaldığı kabinler oldukça konforlu. Her gemide 5 ila 10 arasında kabin bulunuyor. Kabinlerde buzdolabı, çalışma masası ve oturma bölümü var. Yemekler ise en fazla önem verilen konuların başında geliyor.
“Şato”nun “özerk” yolcuları
Yolcu kabinlerinin bulunduğu bölüme “şato” ismi veriliyor. Şato, gemi motorlarının çıkardığı gürültüden uzak, yaşanabilir bölümü ifade ediyor.
Kargo yolculuğunda öne çıkan konulardan biri de güvenlik. Özellikle Aden körfezinden geçiş sırasında çok sayıda deniz korsanının olduğunu dile getiren Jalme, “Çok sıkı güvenlik kurallarımız var. Öncelikle bu bölgeden geçerken hızlanmak zorundayız. Dolayısıyla 24 saat boyunca kimse güverteye çıkamaz. Bu konu tartışılmaz bile” diyor.
Jalme’ye göre, bu yeni yolculuk biçiminin en önemli gerekliliklerinden biri de yolcuların “özerk” olabilmeleri.
Jalme, “Bizim dünyamızı merak eden ve aramıza katılan turistleri çok seviyoruz, fakat her şeyin yolunda gitmesi için, onların özerk hareket etmeleri gerekiyor. Belki mola verdiğimiz limanlarda, birkaç gün boyunca bizim dünyamızı tanımaları ve daha sonrasında büyük denizlere açılmaları daha doğru olur” diyor.
Eski ve köklü bir armatörümüze atfedilmiş bir söz yıllardır gemicilerin ağzında dolaşır durur. Aslı varmıdır yokmudur bilmem. Armatör ağabeymiz maaşını isteyen gemiciye şöyle demiş; “Yiyeysun, içeysun, dünyayı gezeysun, bi de maaş mı isteysun” diye….
Bu habere bakılırsa galiba dediği gibi olacak..
Yazan: Eski Gemici - 5.01.2011 21:13:59
Aşağıdaki bölüme haber ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
Kurumsal Üyelerimiz
SINOP SHIPPING CO..
GÖKALP Denizcilik
METE KARDEŞLER De..
MILLENIUM Yachtin..
TCS Denizcilik
YARDIMCI Denizcil..
DOĞRUYOL KARDEŞLE..
INDEKS A.Ş
TRIMORYA Denizcil..
GRUP İSTANBUL
...