Telsizi, Radarı olmayan tekneyle Libya'dan kaçtılar (VİDEO)
Libya'daki iç savaştan kaçan 6 sualtı teknisyeni ve bir kaptan Datça'ya ulaştı.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Libya'nın Derna kentinden önceki gün kendi olanaklarıyla sadece pusula kullanarak kaçan 6 sualtı teknisyeni ve bir kaptan, akşam saatlerinde Datça açıklarında, Sahil Güvenlik Komutanlığının ekipleri tarafından fark edildi.
KADDAFİ'DEN KAÇTILAR
Ekiplerin sahile çıkardığı Türklerin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Türklerin, Libya lideri Muammer Kaddafi güçlerinin, çalıştıkları tesisi ve kenti bombalayacağı ya da ayaklanmacıların kentteki yabancıları gözaltına alacağı söylentilerinin güçlenmesi nedeniyle kaçarak saatte 6-7 mil hız yapan bir tekneyle 140 mil uzaklıktaki Girit Adası'na ulaşmayı hedeflemişti.
7 ÇILGIN TÜRK
Hicret-1 gemisinden ve içindeki 7 Türk'ten dün akşam saatlerine kadar net bir haber alınamamıştı. Libya'yı can havliyle terk eden ve yaklaşık 53 saat önce son mesajlarını ileterek yola çıkan Hicret-1 mürettebatı zorlu bir yolculukla, fırtınalı Akdeniz'i aşarak Türk karasularına vardı. Normal koşullarda en geç dün öğle saatlerinde Girit'e varmaları bekleniyordu ve bu yönde bir bilgi gelmeyince ailelerinin endişesi arttı. Bir yandan 3000'i aşkın yurttaşın bir gecede kurtulmasının coşkusu yaşanan ülkede, 7 insanımızın yakınları, kendilerine yeterli ilgi gösterilmediğini hayal kırıklığına uğramış bir şekilde dile getiriyorlardı.
5-6 SAATE DATÇA'DAYIZ
Akşam saatlerinde, ailelerin endişe dozu süratle artarken teyit edilemese de umut veren ilk haber geldi: Libya kıyılarından 30 mil açıkta, tıpkı Hicret-1 gibi 25-27 metre uzunluğunda bir tekne, seyir halinde olmaksızın duruyordu. Bingazi'deki kurtarma operasyonuna katılan Türk fırkateynlerinden alınan ilgiyi ilgili makamlara derhal aktardık ve bekleyişleri sona ermese de bir nebze olsun ümitleri artan ailelerle birlikte 'iyi' haberi beklemeye başladı.
Tam iki saat sonra ise gerçekten müjdeli olan haber geldi. Hicret-1'deki Haldun Özkoç telefonun öbür ucundaydı ve Türk karasularına girdiklerini, telefonda Türk GSM şirketinin servisini bulduklarını, 5-6 saat içinde Datça civarında bir noktaya çıkacaklarını tahmin ettiklerini söyledi. Haldun, günler sonra ilk kez mutlu olan ve bu kez mutluluktan ağlayan annesinden Libya'da ölen Türkler olduğıu bilgisini almıştı ve aklı bu bilgideydi.
MUTLU SON
Dün öğlen saatlerinde bizzat arayan ve sorunla yakından ilgilenen, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Tayyar Süngü, aradan geçen zaman düşünüldüğünde artık konunun bir 'arama kurtarma' faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve bunun da Denizcilik Müsteşarlığı ve Başbakanlık Afet Koordinasyon Merkezi silsilesini takip eden bir prosedürle Sahil Güvenlik birimlerine bildirilmesi yoluyla olabileceğini söyledi. Süngü'nün bu açıklamasından sonra bizim çabalarımız da bu yönde gelişti. Ta ki akşam güzel haber gelene dek: 7 yurttaşımız sağ salim Türk karasularına girmişti ve kendilerini kurtardıkları maceralı operasyon kazasız sona ermek üzereydi.
TEKNEDEN DETAYLAR
Teknede kaptan Levent Usta ile birlikte, Fatih Aksu, Haldun Özkoç, Ercan Altay, İbrahim Arslan ve Murat Özpınar isimli Türk vatandaşları yer alıyordu.
Teknede özellikle yiyecek son derece yetersizdi. Haldun Özkoç, yola çıkmadan önce Radikal'e mazotlarının yeterli olabileceğini ama yemeklerinin az olduğunu söylemişti.
Radar, telsiz, sonar gibi hayati önemdeki hiçbir seyir yardımcı cihazı bulunmuyordu. Yani tekneyle iletişim kurmak olanaksızdı. Denizciler kendi tabirleriyle 'tamamen göz yordamıyla' Libya'nın Derna kentinden Ege kıyılarına geldiler.
Sefere kaptanlık eden Levent Usta'nın Akdeniz'i tanıyan deneyimli bir kaptan olduğu biliniyordu. Sahil güvenliğin ehliyet taramasının ardından verdiği bilgi de bu yöndeydi.