Altınova tersanesi Tuzla'nın pabucunu dama atacak
Yalova’nın Altınova ilçesinde 2004’de kurulan Altınova Tersane Girişimcileri AŞ, gemicilik alanındaki yükselişiyle dikkati çekmeye başladı.
Yetkililer, toplam 38 yatırımcının bulunduğu tersanenin yurt dışında da ilgi çekmeye başladığı belirterek, Tuzla ile aynı seviyeye gelen tersanenin yakın bir zamanda burayı geçerek, Türkiye’nin gemi merkezi haline gelmesini bekliyor.
Türkiye ve Yalova’nın yükselen yıldızı Altınova Tersane Girişimcileri AŞ, yeni yatırımlarla büyümesini sürdürmeye devam ediyor. Denizdeki sığ ve bataklık alana 4,5 kilometre uzunluğunda, 300 metre genişliğinde dolgu yapılarak oluşturulan tersanenin ismi son yıllarda ön plana çıkmaya başladı. Şu anda yüzde 50 kapasite ile çalıştığı belirtilen tersanenin iş hacmi bakımından Tuzla’ya yetiştiği belirtiliyor.
Yalova Altınova Tersane Girişimcileri AŞ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ayhan Kayatürk, yaptığı açıklamada, yatırımların fiziki olarak yüzde 50 kapasitede olmalarına rağmen, şu anki durumda bile Tuzla ile kafa kafaya geldiklerini iddia etti. Bunun en önemli nedenlerinin başında söz konusu tersanede bakım ve onarım yapılabilmesi olduğunu kaydeden Kayatürk, "Çünkü burada havuz avantajımız var. Yapılan kuru ve yüzer havuzlarda yüksek teknolojili gemiler onarılabiliyor. 9 tane havuz planlamıştık ancak, çok yatırım gerektirdiği için şu anda sadece bir tanesi çalışıyor" dedi.
İLERİ TEKNOLOJİ GEMİLERİN SİPARİŞİ ALTINOVA’YA
İlerleyen yıllarda yurt dışı ve ileri teknoloji gemilerin siparişlerinin Altınova’ya, ikinci kademe siparişlerin ise Tuzla’ya gitmesinin söz konusu olabileceğini ifade eden Kayatürk, şöyle konuştu: "Altınova Tersanesi Tuzla’nın pabucunu dama atacak. Buradaki kapasite büyüdükçe ister istemez gemi inşa sektörünün asıl merkezi Yalova olacak. Dünyada yaşanan ekonomik krizden tersane sektörü ciddi şekilde etkilendi. Bu da Altınova’daki yatırımı yavaşlattı. Yeni gemi siparişi almak çok mümkün değil. Şu an 4-5 tersanemiz yoğun bir şekilde çalışıyor. 4-5 tanesi orta düzeyde. Bir o kadar tersanemiz de sırf kapatmamak için ufak tefek bakım ve onarım işlerini yapıyor. 24-25 tersanemiz sahada çalışabilir duruma geldi ancak yarısı çalışıyor.
Öbür yarısı maalesef arada bir onarım gemisi olursa onun onarımını yapıyor. 13 tanesi yatırıma başlayamadı. Altyapı yatırımlarını kurdu ama üst yapı yatırımlarını kuramadı. Çünkü çalışma riski bulunan bir yere yatırım yapmak şu an intihar gibi bir şey." Tersanelerin ciddi giderleri olduğunu kaydeden Kayatürk, şunları söyledi: "Devlete kira ödüyor, şirketimize ödeme yapıyor. Çok ciddi elektrik giderleri var. Bunun yanında hiç iş yapmasa bile ciddi personel masrafları oluyor. Bunların hepsini bir araya topladığımız zaman ufak bir tersanenin bile ayda 50 bin TL’ye yakın gideri var. Ayrıca gemi inşa sektöründe yatırım bitmez.
Şu an tersanecilik ve gemi işletmeciliği para kazandırmıyor. Bu kriz dönemi uzun süre aldığı zaman çok ciddi sıkıntı yaratıyor bazı firmalara. Çoğu krediyle döndürmeye çalışsa da denizcilik anlamında kredi almak da çok zor. En büyük sıkıntı finans konusunda." Kayatürk, dünyada gemi inşa sektöründe yumuşak bir düşüş yaşanmasına karşın Türkiye’de bu düşüşün sert olduğuna dikkati çekti. Yine de 2010 yılına oranla kıpırdanmaların yaşandığını belirten Kayatürk, "Hep böyle gidecek değil.
Birtakım siyasi olaylar, askeri müdahaleler olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor.
Özellikle Mısır, Libya gibi ülkelerde yaşananlar Akdeniz’deki ticareti özellikle etkiliyor" diye konuştu.
BİZİM ALAMADIĞIMIZ PAYI DİĞER ÜLKELER ALIYOR
Uzakdoğu ülkelerinde devletin tersanelere çok ciddi teşvikler verdiğini vurgulayan Kayatürk, Türkiye’de de bu sektörün milli bir mesele gibi görülmesi gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti: "Şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. Dünyada gemi inşa hacmi yüzde 28 seviyesine düşmüş. Dibe vuruş yok. Dünyada yumuşak bir düşüş varken Türkiye’de sert bir düşüş var. Bizim alamadığımız payı diğer ülkeler alıyor. Uzakdoğu’da çevre, iş güvenliği, işçi hakları yeni olduğu için maliyet çok düşük.
İşletmelerin çoğunluğu zaten devletin de ortak olduğu tersaneler. Ayrıca tersanelerin çok avantajlı kredileri var. Bunun yanında Avrupa’da İspanya, Romanya, Macaristan, Karadağ gibi yerler de bizim verdiğimiz fiyattan yüzde 20 daha ucuz fiyat veriyorlar. Buralarda gözükmeyen, işçinin sigorta primi, birtakım eğitimlerin maliyetleri ve elektriğin maliyeti gibi unsurlara devlet yardım etmiş. Diğer ülkeler bunu milli mesele görüyor. Çünkü tersanede çalışanlar işsiz kaldığı zaman devlete yaratacağı yük, oraya yaptığı destekten daha büyük. Ayrıca bunun sosyal yönü de var. Altınova’da sigortalı sayısı 2009’da 9 bin 800’e çıkmıştı. En son aldığımda 5 bin 500 civarıydı. Tuzla’da çok daha fazla düştü."