'Struma' dramı roman oldu
Nazi zulmünden kaçarken dönemin Sovyet rejimi tarafından Şile'de batırılan "Struma" gemisiyle ilgili yaşananlar belgesel-roman oldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmünden kaçmak için Romanya'dan yola çıkan "Struma" gemisi İstanbul Boğazı açıklarında arızalanmıştı. Türkiye-Almanya arasındaki yakın ilişkiler nedeniyle karaya çıkmalarına izin verilmeyen 769 Yahudi yolcunun bulunduğu gemi 72 gün sonra bir Sovyet denizaltısı tarafından Şile açıklarında vuruldu. Tarihin tozlu sayfaları arasında kalan bu acı olayın öyküsü 7 yıllık araştırmayla kaleme alınan bir kitapla gün ışığına çıkıyor.
BİR DAHA YAŞANMASIN
Halit Kakınç imzalı belgesel-roman türündeki 'Struma' isimli kitapta gemide yaşanan zorluklar, gerçek insan öyküleri üzerinden anlatılıyor. Kitabın tanıtım toplantısına din adamlarının yanı sıra olayın yaşandığı yıl 15 yaşında olan ve babasıyla gemidekilere ekmek götüren ünlü işadamı Ishak Alaton da katıldı. Kitabın yazarı Kakınç "Türkiye'de o yıllarda Nazi yanlısı ve anti semitik siyaset çok yaygındı. Bu konuda çok fazla arşiv var. Ancak çoğu açılmadı" dedi. Kitabın önsüzünü de kaleme alan Alaton ise tanıtım toplantısında oldukça duygulanırken dönemin Türk hükümetini eleştirerek "O dönem hükümette olanların hepsi katil. Bilinçli katliam emrini verdiler. Bir daha yaşanmaması için günahlarımızla yüzleşelim. İskeletlerle yüklü dolapların kapılarını açıp temizleyelim" dedi. İşadamı Ishak Alaton, 2001'de gemide ölenlerin akrabalarının İstanbul'a gelerek çektikleri belgeseli de Dışişleri Bakanlığı'nın engellemek istediğini öne sürdü. Gemiden tek kurtulan David Stoliar'ın da Türkiye'ye geldiğini ve kendisini kurtaran balıkçılarla konuştuğunu söyleyen Alaton şöyle devam etti: "Bir gün dönemin Dışişleri Bakanlığı görevlisi Solmaz Ünaydın beni aradı. Bana Bakan'ın belgeseli yakından takip ettiğini söyledi ve 'Bunun çekimini engelleyemez miyiz? İkinci bir Midnight Express olayı olarak görülebilir' dedi. Türkiye'nin engellemesi halinde ailelerin filmin jeneriğine 'Türkiye sansürcüdür' metnini ekleyeceklerini söyledim. Dışişleri bir daha beni aramadı."