Korsanların dünya denizciliğine maliyeti
One Earth Future Foundation'ın "Aden Somali Bölgesi Deniz Korsanlığı Faaliyetleri Raporu"na göre, geçen yıl, Aden Körfezi'nde meydana gelen deniz Korsanlığı olaylarının dünya ekonomisine getirdiği yıllık küresel maliyet 6,5 milyar doların üzerinde.
Musab Turan/Sümeyye Dalkılınç - One Earth Future Foundation'ın "Aden Somali Bölgesi Deniz korsanlığı Faaliyetleri Raporu"na göre geçen yıl, Aden Körfezi'nde meydana gelen korsanlık vakalarının dünya ekonomisine getirdiği yıllık küresel maliyet 6,5 milyar doların üzerinde.
Aynı dönemde korsanlık faaliyetleri nedeniyle gemilerde yapılan dönüşümlerin ve maliyetlerin Türk Deniz Filo'suna maliyeti ise 42 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Raporu, AA muhabirlerine değerlendiren GT&G Sigorta Brokerliği Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Murat Güler, korsanlık faaliyetleri başladığında 2 milyon dolardan az olan ortalama fidye miktarının artık 5,5-6 milyon dolarlara çıktığını belirterek, buna sebep olarak korsanların artan askeri önlemler sonucunda sayıca az ama değer olarak yüksek gemi ve yükleri kaçırmasını gösterdi.
Bugüne kadar deniz korsanlığında ödenen en fazla fidyenin 13,5 milyon dolar olduğunu aktaran Güler, sigorta şirketlerinin zararı karşılamak için belirli şartlar koyduğunu ifade etti.
Güler, bunların, gemilerin free boardlarının yani deniz ile güverteleri arasındaki mesafenin 2 metre ve üstü olması, belli bir süratin altına düşmemeleri, geminin etrafını dikenli ve kesici tellerle sarmaları, silahlı muhafız almaları, dümen dairesinde kendilerine gerektiğinde sığınabilecekleri kapalı bir yer edinmelerinin olduğunu dile getirdi.
Deniz sigortalarına ödenen prim 25 milyar dolar
Deniz sigortalarının dünya sigorta piyasalarında küçük bir yer tuttuğunu vurgulayan Güler, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün için bütün dünyada deniz sigortalarına ödenen primin yaklaşık 25 milyar dolar civarında olduğu söylenmektedir. Ülkemizde deniz sigortası yapan şirketlerimizin sayısı bir elin parmakları kadar azdır ve toplam prim üretimi de yine çok küçük bir yer tutmaktadır. Yabancı şirketlerin Türk sigorta piyasasına olan ilgisi şirketler düzeyinde olmaktadır. Deniz sigortacılığı konusunda ülkemiz deniz sektörünü bilen ve riskini iyi analiz edebilen özellikle İngiliz, İtalyan ve Norveç Tekne sigortacıları vardır ve ülkemizi her yıl birkaç defa ziyaret ederler. Sayıları ancak onlarla ifade edilir. Deniz sigortacılığı çok bilinen bir iş olmayıp özel bir uzmanlık alanıdır."
Deniz sigortalarının riskli bir alan olduğunu ifade eden Güler, 1990 ortasında Lloyds of London'un içinden geçtiği krizin hala hafızalarda olduğunu kaydetti.
Bu olayda İngiltere hükümeti ya da Kraliçe'nin kendi bütçesinden 4-5 milyar pound destek vererek sektörün ayakta kalmasını sağladığını anımsatan Güler, "Deniz sigortaları çok basit ve özet hali ile ya LLoyds of London sigortacıları denilen, arkalarında yatırımcıların olduğu tecrübeli kişiler tarafından, ya da şirket sigortacıları diye adlandırdığımız bizim ülkemizdeki sigorta şirketleri gibi kuruluşlar tarafından yapılır. Deniz sigortalarının sorumluluk tarafı ise "pool kulüp" diye tabir ettiğimiz kar amacı gütmeyen armatörlerin üye oldukları bir nevi kooperatif usulü çalışan kuruluşlar ya da kar amacı güden sabit prim P&I sigortacıları diye adlandırdığımız şirketler tarafından yapılır. Bunun dışında taşıma/emtia ve off shore/enerji sigortalarını da deniz sigortaları sınıfına sokabiliriz" diye konuştu.
Fidye sigortası, Aden geçişi yapan gemilerin tercihi oldu
Sigorta şirketlerinin kendilerini de sigorta ettirip risklerini "reasüre ederek" azalttıklarını belirten Güler, sigorta şirketlerinin ayrıca yatırım gelirlerine de sahip olduğunu ve paralarını fonlar gibi çeşitli işlemlerde kullandıklarını anlattı. Güler, "Denizdeki hayatın değişimine yeni olayların oluşmasına göre sigortaların hem şartları değişir hem de yeni sigorta türleri gündeme gelir. Yani deniz sigortalarının pragmatik bir yapısı vardır. Örneğin korsanlık faaliyetlerinin son 5-6 yılda artması sonucu kaçırma ve fidye sigortası dediğimiz sigorta türü gemilerin yaptığı seferlere göre yeniden düzenlenerek özellikle Aden geçişi yapan gemiler tarafından sıkça satın alınan poliçe türü haline gelmiştir. Aynı poliçe türü Nijerya ve Endonezya seferlerinde de gündeme gelmekte ve işletmeciler, kiracılar veya armatörler tarafından satın alınıyor" ifadelerini kullandı.
2011 yılında korsanlığın toplam maliyetinin 6,6-6,9 milyar dolar arasında olduğunu kaydeden Güler, bu maliyetin 635 milyon dolarının ekstra harp primleri, kaçırma ve fidye primleri, 160 milyon dolarının da ödenen fidyeler olduğunu söyledi. Bunun dışında silahlı muhafızlara ve geminin bordasında, güvertesinde, dümen dairesinde alınan önlemler için kullanılan aparatlara yapılan yıllık harcamanın 1,16 milyar dolara ulaştığını paylaşan Güler, gemilerin rotalarını değiştirmeleri sonucu harcanan fazla yakıtın, personel maaşları gibi kaybının ise 486-681 milyon dolar arasında tahmin edildiğini söyledi.
Askeri gemilerin harcaması 1,27 milyar dolar
Özellikle konteyner gemilerinin, korsanlığın yoğun olduğu bölgelerde hızlarını arttırma zorunluluğu bulunduğunu hatırlatan Güler, bunun yaklaşık 2,7 milyar dolar ek maliyete yol açtığını belirtti. Aden geçişlerinde ve diğer korsanlık tehlikesi olan bölgelerde personele ödenen ek mesailerin 2011 yılında toplam 195 milyon dolar olarak hesaplandığını kaydeden Güler, askeri gemilerin harcamasının ise 1,27 milyar doları bulduğunu ifade etti. Güler, korsanlığın Güney Doğu Asya, Batı Afrika ve Kuzey Doğu Afrika ülkelerinin üretimlerine de büyük zarar verdiğini anlattı.
Korsanlığın Türkiye'ye maliyeti 42 milyon dolar
Deniz Ticaret Odası (DTO) Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Ertan'ın geçen ay DTO olağan toplantısında yaptığı sunumda ise, Aden Körfezi'ne alternatif olarak Ümit Burnu'nun kullanılması durumunda, bir genel kargo gemisinin İstanbul- Gibraltar- Şangay sefer maliyetinde yaklaşık 300 yüz bin dolar artış olduğu bilgisi yer aldı. Deniz korsanlığının mali yönden Türk deniz ticareti filosuna getirdiği yükün, 2011 yılı itibariyle 25 milyon 228 bin 856 dolar olduğu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından TBMM'ye sunulan bilgi esas alındığında ise, askeri harcama olarak 16 milyon 844 bin 470 dolar harcama yapıldığı ifade edildi. Geçtiğimiz yıl, korsanlığın Türk denizciliğine getirdiği maliyet toplam 42 milyon 73 bin 326 doları buldu.
Türk kamuoyu ve Türk denizcilik sektörü, korsanlıkla ilk defa 2008 yılında YASA Denizciliğe ait M/V Neslihan isimli yük gemisinin, Somali açıklarında kaçırılmasıyla tanışmıştı.
Aşağıdaki bölüme haber ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
Kurumsal Üyelerimiz
EGE Sualtı Gemici..
NAMAR Denizcilik
AK Denizcilik
ADAMARİN Tur. Taş..
ROTA Gemi
BURTRANS Shipping
MEMORIES Yatching
REKA Denizcilik
CTM Denizcilik
RECA MARMARA Nak...
...