Piri Reis Üniversitesi neden kuruldu
Deniz Ticaret Odası’nın geçen ayki meclis toplantısında başlayan tartışma bu ay da devam etti. Tartışma konusu, Piri Reis Üniversitesi’ydi. Beyaz köşede DTO yönetimi, kırmızı köşede muhalif kanadın lideri Salih Zeki Çakır vardı.
Maça başlamadan önce Piri Reis Üniversitesi nasıl kuruldu onu anlatalım.
Her şey bir inatlaşmayla başladı aslında. İnatlaşmayı fitilleyen ise meslek yüksekokulu ve özel kursların, uzakyol yeterliliği hakkının ortadan kaldırılması oldu. Deniz Ticaret Odası, uzakyol ehliyeti alabilmek için üniversite mezunu olunmasına gerek olmadığını düşünüyordu. Hararetli tartışmaların yaşandığı o dönemde Başkan Metin Kalkavan, yeterliliğe sahip olmak için üniversiteye gerek olmadığını şu sözlerle ifade ediyordu: ‘’Gemiadamı ehliyeti üniversite diploması değil, bir ehliyettir. IMO, ‘şu dersleri geçen herkes bu ehliyeti alır’ diyor. Bu ehliyet için üniversite mezunu olmanız gerekmiyor. Bunun araba ehliyetinden tek farkı, geminin arabadan daha büyük olmasıdır.”
Geçmişteki adıyla Yüksek Denizcilik Okulu, bugünkü adıyla İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunlarının oluşturduğu STK’lar ise kursların, 4 yıllık fakültelerin verdiği yeterliliği vermeyeceğini savunuyordu. STK’lar CHP’yi de arkasına alarak konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Özel kursların önü kesildi. Türk Denizcilik Vakfı’nın önünde tek seçenek kalmıştı; üniversite kurmak. Denizciliğin ‘altın çağı’nı yaşadığı dönem, gemi sahipleri kaptan çarkçı bulamıyordu. Çünkü İDO, Şehir Hatları, VTS, PSC derken yüzlerce uzakyol yeterliliğe sahip gemi zabiti, ticari gemileri bırakıp vapurlar ve karada çalışmaya başladı. Kalanlar fırsat bildi, armatörlerden iki-üç kat maaş istemeye başladı. Arkas, Yasa gibi armatörlük şirketleri makine mühendislerine intibak eğitim verip gemilerine çarkçı olarak göndermeye başladı. Fakat kamyon şoförlerini eğitim verip kaptan diye gemiye gönderemeyecekleri için üniversite kurmaya karar verdiler.
DTO’nun üniversite kurmasına karşı çıkanlar köşesine çekildi. Hatta, Oda’nın üniversite projesini doğru bulmayan Kaptan Levent Akson, ‘gemiler et bulamazsa kasaplığa mı başlayacağız’ deyip istifa etmişti.
Böylelikle Türk Denizcilik Vakfı’nın bir üniversite kurması için Deniz Ticaret Odası ve ilgili devlet organları tarafından desteklenmeye başladı. Hesapta yoktu ama ‘Fen-Edebiyat Fakültesiz üniversite mi olur’ deyip, o bölümü de hediye ettiler. Artık üniversitenin yeni bir kampüse ihtiyacı vardı. Hemen İTÜ Denizcilik Fakültesi’nin yanındaki arsayı aldılar. Oysa Bakan Binali Yıldırım, fakültedeki bir etkinlikte ‘yandaki arsanın DTO’nun desteğiyle alınıp’ yurt yapılması için İTÜ’ye bağışlanacağı sözünü vermişti.
Sonraki süreçte, meclisten alınan onayla Oda’nın hemen hemen tüm gelirleri TÜDEV’e gitti.
STK’lar ve diğer denizcilik okulları, yarı resmi kurum olan Oda’nın gelirlerini eğitim kurumlarına eşit dağıtılmasını istiyor fakat Başkan Kalkavan’dan ‘zamanında çok yardım ettik’ cevabını alıyordu.
100 milyon TL’nin üstünde yatırım yapıldı, ortaya güzel bir üniversite çıktı. Türkiye’nin ilk yeşil kampüsü oldu. Binin üstünde öğrenci okuyor. Özel üniversite ama sadece parası olanlar okumuyor. Çünkü öğrencilere 12 milyon TL burs verilmiş. Burs alamayan öğrencilere de ayda 300 TL geri ödemeyle kredi imkanı yarattılar. İTÜ Denizcilik Fakültesi’nin eski dekanı Üniversitenin Rektörü oldu. Eğitim kadrosu oturdu, uluslararası arenada oldukça aktifler.
Bundan kim şikâyetçi olabilir ki!
Fakat mesele üniversitenin ötesinde. Aynı Hükümet ile Gülen Cemaati arasındaki dershane kavgası gibi. Bu biraz da vesayet kavgasıdır.
Denizcilik Fakültesi kedini hep en iyi gördü, tek olsun benim olsun istedi. Bir dönem işlettikleri gemilere Denizcilik Fakültesi mezunları dışında zabit almayan şirketler vardı, bugün sayıları azaldı. Piri Reis’i destekleyen armatörler de önceliği kendi üniversitelerinin öğrencilerine verirse kimse darılmasın. Burslu öğrenciler bursun karşılığını staj yaparak ve bir süre gemisinde çalışarak ödeyecek çünkü.
Olan oldu, öyle veya böyle ülkeye bir değer kazandırıldı, ardından dostluk geri gelir mi derseniz; ‘bir tarafta evlat acısı, diğer tarafta kuyruk yarası’ olduğu sürece zor derim.
Lakin bir yetkili çıkar, ‘bunun araba ehliyetinden farkı yok, MYO ve liseler de uzakyol ehliyeti vermeli’ derse durum değişir.
Acaba neden bunu?
Kesinlikle bu yorumlar personel sayısının az olmasından kaynallanmistir. Personel sayısı çoğaldı istenilen veya ödenen parada eksi yönde bir azalma olmuştur. ...Bunun tüm nedeni yani özel okulların açılması para içindir. ..ogrencilerden 4 yıl para al...sonra da iş garantisi deyip, alınan paralar geriye verilsin....hemde daha aza caliştirarak... piyasada çok olursa değer azalır. ..Tabii ki yinede profesyönelik çalışan sirketlerimizi kutluyorum. Yazan: levent - 6.01.2015 21:22:50 denizi paylaşamiyorlar
50 senelik denizciyim levent kaptanida iyi tanirim digerlerinide ITU kendisinden başkasinin soz sahibi olmasini istemez,peki benide o okuldan mezun olan kaptanlar yetiştidi neden.ONLARA saygisizlik yapmam.
Yazan: ali karadeniz - 16.12.2013 15:59:08
Aşağıdaki bölüme haber ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
Kurumsal Üyelerimiz
ALAPINAR Su Ürünl..
ŞAHPET Denizcilik..
ÇAKIROĞLU Denizci..
ENKA İnşaat
NARAL Denizcilik
MARMARA Deniz Taş..
BABAYLON Hotel
ELİT Denizcilik S..
CAMUZLAR Sea Prod..
KALYONCU RoRo Shi..
...