Struma kurbanları için Karadeniz’e çelenk
12 Aralık 1941’de Nazilerden kaçan 773 Yahudi’yi Filistin’e götürmek için Romanya’nın Köstence Limanı’ndan yola çıkan Struma gemisinin rotası yolda yaşadığı iki makine arızası nedeniyle İstanbul’a çıktı. Dönemin hükümeti İstanbul Limanı’nda demirleyen gemi 69 gün sonra romörkörlerle çekilerek Karadeniz’de kaderine terk edildi. Sovyet SC 213 denizaltısı gemiyi 24 Şubat 1942’de torpille batırdı. 16 yaşındaki David Stoliar haricindeki tüm yolcular ve mürettebat hayatını kaybetti. Facianın 72. yılında, aralarında işadamı İshak Alaton, Avukat Cem Murat Sofuoğlu, Apoyevmatini Gazetesi’nin sahibi Mihail Vasiliadis, Prof. Dr. Samim Akgönül, İngiliz ve İsrail Başkonsolosluğu yetkililerinin de olduğu bir grup Kabataş’tan kalkacak bir motorla Karadeniz’e açılacak ve Struma kurbanları için denize çelenk bırakacak.
ÖLÜM BİLETİ KİŞİ BAŞI 1000 DOLAR
Struma gemisi, Bükreş’te, “Compania Mediteranea de Vapores Limitada” adlı şirkete kayıtlıydı. 1830 yapımı yük gemisi, 46 metre boyundaydı ve içinde sadece bir adet tuvalet ile dört lavabo bulunuyordu. Geminin sahibi ve armatörü Rum asıllı Pandelis’ti. 1941’de, Romanya basınında Struma Gemisi’nin ilanları çıkmaya başladı. Broşürde, gerçeğinden farklı olarak; dizelle çalışan son model makinelerle donatılmış bir geminin mükemmel salonları ve lüks kamaraların fotoğrafları görünüyordu. Altışar kişilik kamaraların fotoğrafları Queen Mary transatlantiğinden alınmıştı. 769 Yahudi, Filistin’e gidebilmek, daha da önemlisi Nazilerden kaçabilmek için yaklaşık 1000 dolar ödeyerek bu gemi için bilet aldılar. Yolculuk günü Köstence Limanı’na transatlantik yerine Struma yanaştı.
''SİZ BİNİN, BEN HALLEDERİM''
Romen Yahudilerinin Filistin’e giriş vizeleri yoktu. Pandelis yolculara, “Bu sorunu da çözdüm, ben trenle sizden önce İstanbul’da olup vizelerinizi orada dağıtacağım” demişti. Böylece en iyi şartlarda 150- 200 kişi kapasitesi olan Struma gemisi, 769 yolcu ile zorlu yolculuğuna başladı. Yolcular arasında otuz hekim, yirmi beş avukat, on beş mühendis ve Bükreş gençliğinin parlak simaları bulunuyordu.
MÜCEVHERLERİ VERİP MOTORU TAMİR ETTİRDİLER
Struma yolcuları 13 Aralık’ta motorların stop etmesi ile denizin ortasında, rüzgarın sürüklediği yönde başıboş gitmeye başladı. Romen kıyıları açıklarında geminin imdat sinyalini alan başka bir Romen gemisi, yüklü bir miktar para karşılığında motorları tamir edebileceğini söyledi. Bu para yolcuların kendi aralarında topladıkları saat, mücevher ve şahsi eşyaları ile ödenebildi. İstanbul Boğazı’na kadar zorlukla gelebilen Struma’nın 14 Aralık’ta tekrar motorları stop etti. Bunun üzerine bir Türk römorkörü gemiyi Sarayburnu’na kadar çekti. Gemide karantina bayrağı olduğu için hiç bir yolcunun inmesine izin verilmedi. Sadece Standart Oil Company of New York petrol şirketinin Romanya Müdürü Martin Segal ve ailesinin Filistin vizesi, geminin Köstence Limanı’nda hareketinden önce verildi. Bu sayede aile İstanbul’a vardıktan sonra trenle Filistin’e geçebildi.
KADERİNE TERK EDİLDİ
Struma siyasi pazarlıklar sonuç vermeyince, Türk romörkörler tarafından çekilerek götürüldüğü Karadeniz’de serbest bırakıldı. 24 Şubat 1942 gecesi de büyük bir patlamanın ardından Şile açıklarında suya gömüldü.
ENKAZI 14 YIL ÖNCE BULUNDU
Teknik Dalış Takımından (TDT) aldığı destekle çalışmalarını yürüten Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD) Batık Araştırmaları Grubu (BAG) dalıcıları 16 Temmuz 2000 günü, Struma’nın enkazını Karadeniz’in Türk karasularında tanımlamayı ve belgelemeyi başardı. Gemi enkazı, Istanbul Boğazı’nın 6 mil kuzeyinde, 73-80 metreler arası derinlikte bulundu.