Tersaneler kapasiteyi 8’e katladı, sıra dev projelerde
Krize rağmen 10 yılda üretim kapasitesini 8’e katlayan, özel amaçlı gemi inşasında devlerle yarışa giren Türk tersaneleri, şimdi de sektörü daha ileri taşıyacak farklı projeler peşinde.
Türk tersaneleri gözünü yeni projelere çevirdi. Özel amaçlı gemi inşasında anahtar teslim projeler yapan ve bu alanda dünya devleri ile yarışan sektör, artık farklı projelerde de söz sahibi olmaya başlıyor. İzmit Köprüsü ve 3. Köprü’nün çelik konstrüksiyon işlerini alan tersanelerimiz, balık çiftlikleri de yapmaya başladı.
Rüzgar enerji projelerinden iş almak için de görüşmelere başlayan tersanelerin bir kısmı ise 3. Havalimanı projesinin çelik konstrüksiyon işini almak için hazırlık yapıyor. Kanal İstanbul, Karadeniz’de petrol arama projeleri de sektörün gündeminde. Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Kıran, “Gemi inşa sektöründeki çelik konstrüksiyon çok komplike bir iş. Dolayısıyla 3. Havalimanı gibi projelerin çelik konstrüksiyon işlerini biz çok kolaylıkla yapabiliriz” dedi.
Yabancılar işbirliği yapmak istiyor
Türk tersanelerinin artık Türkiye’deki farklı projelerde de yer alamaya başladığına dikkat çeken GİSBİR Başkanı Murat Kıran, “İzmit Köprüsü ve 3. Köprü’nün tüm çelik konstrüksiyon işlerini tersanelerimiz üstlendi. Balık çiftliği yapan üyelerimiz var. Rüzgar enerji projelerine hizmet etmek için görüşmelere başlayan firmalarımız var” diye konuştu. Sektörün 3. Havalimanı, Kanal İstanbul gibi projelerde de söz sahibi olmak istediğini belirten Kıran şöyle konuştu: “3. Havalimanı projesinin işleri için ihaleye hazırlanıyoruz. Gemi işinde yapılan çelik konstrüksiyon işi orada yapılanlardan çok daha komplike. Dolayısıyla tersaneler bu işi çok kolay yapabilir. Kanal İstanbul projesi de bize çok iş sağlayabilir. Gemi inşa için çok özel projeler olacak orada. Hatta o konuda dünyanın ileri gelen dredger (kazıcı, delici gemi) firmalarından bizimle görüşmeye gelen firmalar var. Burada çok iş olduğunu biliyorlar ve işbirliği yapmak istiyorlar.”
‘Off shore pazarında söz sahibi olacağız’
Özel amaçlı tekne inşasında Türkiye’nin önemli bir noktaya geldiğini ve bu alanda teknolojisinin ilerlediğini vurgulayan Kıran, “Artık bu alanda Norveç gibi ülkelere anahtar teslim projeler yapıyoruz. PSV, supply vessel, canlı balık taşıyıcı gemiler yapıyoruz. Römorkör inşasında dünya devleri ile yarışan firmalarımız var. En büyük ihracat pazarlarımızdan olan Norveç bize çok güveniyor. Teminat mektubu vermeden iş alabiliyoruz. Askeri gemilerde de giderek uzmanlaşıyoruz” diye konuştu. Türk gemi inşa sanayinin asıl çıkış noktasının ise off - shore sektöründe olduğuna ve bu pazarda çok yüksek rakamlarla iş yapıldığına dikkat çeken Kıran, şu açıklamayı yaptı: “Önümüzdeki 10 sene içerisinde off shore pazarına çok büyük hizmetler veren bir ülke olacağımıza inanıyorum. Çünkü, Karadeniz’de bütün sismik araştırmalar yapılmış. Karadeniz’de ciddi doğalgaz kaynakları olduğu tespit edilmiş. Burada çalışan platform sayıları artıkça gerekli ekipmanlar Türkiye’den tedarik edilecek. Off - shore pazarında çeşitli projeler ve platform bakım işleri Türkiye’ye gelmeye başladı. Bunlar bize referans oluyor ve ‘know how’ kazandırıyor. Bu alanda farklı projeler için de teklifl er almaya başladık. Büyük bir proje alırsak ve anlımız akıyla o işi başarırsak önümüz açılacak ve çok farklı noktalara geleceğiz. O zaman 10 milyar dolarlık 2023 hedefinin çok daha üstüne çıkacağız.”
Gemi inşa sanayinin off shore pastasından pay alabilmesi için GİSBİR olarak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) bir off shore filosu oluşturulması önerisinde bulunduklarını hatırlatan Kıran, Burada, Brezilya’daki Petrobras ve Ttanspetro arasındaki ilişki örnek alınarak bir off shore şirketi kurulabilir. Böylece TPAO kendi makine parkını oluşturmuş olur, Türk tersaneleri de bu alanda büyük bir referans kazanmış olur” dedi.
Bakım-onarım 16 milyon DWT’ye ulaştı
Türk tersaneleri bakım-onarımda liderliğe koşuyor. 2008 global krizden sonra siparişleri durma noktasına gelen ve bakım-onarıma yönelen tersaneler 6 yılda hizmet verdiği gemi tonajını ikiye katladı. 2008’de yaklaşık 8 milyon DWT’lik gemiye hizmet veren sektör 2013 sonunda bu rakamı 16 milyon DWT’ye çıkardı. Bu alanda tersanelerin yıllık geliri 1.5 milyar doları aştı. Sektör, ağırlıklı olarak Malta ve Panama bayraklı olmak üzere yüzde 70 oranında yabancı bayraklı gemilere hizmet veriyor. Türkiye’nin Akdeniz, Kuzey Avrupa ve Atlantik’in bir kısmını da içine alan bölgenin en önemli bakım ve onarım merkezlerinden birine dönüştüğünü belirten sektör temsilcileri, dev gemileri de ağırlamaya başlayan Türk tersanelerinin önümüzdeki yıllarda sadece bölgenin değil, dünyanın Çin’den sonra en büyük bakım-onarım merkezi olabileceği görüşünde. 2008’den sonra dev havuzların inşa edildiği Türkiye’de mevcut 72 tersanenin 7’si yalnızca bakım onarım hizmeti veriyor. Türk tersanelerindeki toplam havuz sayısı 30’a ulaştı. 2013 Eylül ayında gerçekleşen 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nda sektörün 2035 yol haritası çizildi. 2035 yılında Akdeniz’de en az 6 adet 250 ila 400 metre boy aralığındaki gemilere havuz hizmeti verebilecek ve gemi bakım-onarım altyapısı olan Deniz Endüstri Tesisi’nin kurulması hedefleniyor.