İlk milli savaş gemisi TCG Heybeliada, okyanuslara meydan okuyor
Yerli imkânlar ile üretilen ilk savaş gemisi olan TCG Heybeliada (F-511), denize indirildiği 2011 yılından günümüze kadar Türk ve dünya deniz sularında gösterdiği performans ile göz dolduruyor. Tamamı Türk mühendisler tarafından üretilen Heybeliada, en son Barbaros Türk Deniz Görev Grubu ile Afrika'nın batısından başlayarak Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Ümit Burnu'na gelerek korvet sınıfında eşine az rastlanır bir başarı elde etti.
Dünya denizlerinde sancak göstererek Türk dış politikasını desteklemek, Afrika ülkeleri ile tesis edilen ilişkilerin geliştirilmesine ve yeni ilişkilerin tesis edilmesine katkı sağlamak maksadıyla 17 Mart’ta Gölcük’ten ve 18 Mart’ta Çanakkale’den geçerek Afrika yolculuğuna başlayan Barbaros Türk Deniz Görev Grubu Güney Afrika Cumhuriyeti’ne geldi. Milgem Projesi ürünü milli gemi TCG Heybeliada Korveti (F-511), TCG Gediz Firkateyni (F-495), TCG Oruçreis Firkateyni (F-245) ve TCG Yarbay Kudret Güngör (A-595) lojistik gemilerinin görev aldığı sefer 102 gün boyunca devam edecek. Sefere katılan gemilerden Türkiye’nin kendi imkanlarıyla ürettiği TCG Heybeliada gemisi de korvet sınıfında olmasına rağmen okyanusları aşarak kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getiriyor.
HAYALET GEMİ OLARAK TASARLANDI
Heybeliada, yapısı ve teknik özellikleri ile kendine ait torpido ve füze savunma sistemleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı mühendisleri, Aselsan ve Havelsan tarafından tasarlandı. Olası savaş durumunda 'Hayalet Gemi' olarak görevini sürdüren geminin Savaş Harekat Merkezi'nde bulunan personel gelişmeleri elektronik ekranlardan an be an takip ederek gelebilecek tehlikeler önceden tespit edilebiliyor. Oluşturulan radar sistemi sayesinde de Heybeliada'nın radara yakalanma riski en aza indirilebiliyor. Ayrıca tasarımı ve radar sisteminde olduğundan daha küçük olarak algılanması düşmana daha çok yaklaşabilmesini ve radarda daha geç tespit edilmesini sağlıyor.
Gemide verilecek harekât görevlerini icra edebilmek için hava, su üstü, su altı ve elektronik harp maksatlı gelişmiş hedef arama ve takip sistemleri, su üstü ve hava hedeflerine karşı güdümlü mermi ve top sistemleri, su altı hedeflerine karşı torpido sistemi, elektronik destek ve lazer ikaz sistemi ile RF/lazer çıkış yapan radar güdümlü mermiler tespit imkanı ve ileri teknoloji muhabere sistemleri bulunuyor. Heybeliada'da ayrıca 8 adet harpoon blok II SSM BB, 1 adet 76 mm Otomalera topu, 1 tane RAM PDSM, 2 tane 323 milimetre ikiz tüplü torpido sistemi, 2 tane 12.7 milimetre dengeleyici STAMP makine (Aselsan üretimi) 1 tane S-70B SeaHawk silahları bulunuyor. Gemide ayrıca üç boyutlu arama radarı, atış kontrol radarı, elektronik ve optik sensörler de yer alıyor. Üzerinde bir de helikopter pisti bulunan TCG Heybeliada (F 511) ayrıca 30 deniz mili hıza ulaşabilme yeteneğine de sahip bulunuyor.
Barbaros Türk Deniz Görev Grubu ile birlikte 52 gündür seyirde olan Heybeliada, uğradıkları Afrika ülkelerinde önemli görevler icra etti. Firkateynden küçük olması nedeniyle korvet sınıfına giren ancak gösterdiği yüksek performanstan dolayı okyanusları sorunsuz aşan Milli Gemi Heybeliada, her şartta göreve hazır halde seyrine devam ediyor.
Savaş Harekat Subayı Yüzbaşı İlkay Coşkuner, 2011 yılından itibaren milli savaş gemisi Heybeliada’nın girdiği her tatbikattan başarıyla çıktığını söyledi. Yapılan eğitim tatbikatlarıyla her türlü duruma karşı hazır olduklarını belirten Coşkuner, “Gemimiz 2011 yılında Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi. İki sene sonra böyle uzun bir görev kapsamında en ciddi sınavını veriyor. Buraya kadar da sorunsuz bir şekilde bize verilen vazifeleri en iyi şekilde yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. İki sene zarfında daha önceden birçok tatbikat ve eğitim faaliyetlerinde başarılı olmuştu. Türkiye’de inşa edilen ilk milli gemi olarak kendini ispatlaması adına çok önemli bir faaliyet olarak değerlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Heybeliada’nın tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanan Savaş Harekat Merkezi’nde günün her saati gelişen olayları takip ve değerlendirmesini yaptıklarını kaydeden Coşkuner şöyle devam etti: “Gemi üzerindeki bütün algılayıcılardan gelen bilgiler burada toplanıyor ve diğer gemilerle iletişimler de buradan sağlanıyor. Gemi ve etrafındaki su üstü, su altı faaliyetleri 24 saat takip ve kontrol ediyoruz. Tüm bu sistemler aracılığı ile silahlarımızı elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda kumanda ediyor. Komutanlarımızın en üst kademede yol göstererek bu silahlarımızı algılayıcılarımızı nasıl kontrol edeceğimize karar veriyor.”