Gemipersoneli.com - Reklam
Üye girişi
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi Unuttum
Menü
Ana Sayfa
Foto Galeri
İş Fırsatları
Haber Arşivi
Hakkımızda
Sistem Nasıl Çalışıyor
Üye İstatistikleri
Medyada Sitemiz
Mesaj Panosu
GEMİ VİDEOLARI
Gemici Belgesi
İletişim
İçerik
Bilgi bankası
Liman Başkanlıkları
CV Hakkında ipucu
Makaleler
Anket
Linkler


Share |
21 Kasım 2024
Haber
Anket
Siemens'in Denizcilik sektöründeki yeri
Siemens, karada olduğu kadar denizde de ürün, hizmet ve satış sonrası çözümleriyle iddiasını sürdürüyor. Siemens Türkiye Büyük Motorlar ve Sürücüler Ürün Yöneticisi Cem Arar, “Geminin makinasından başlıyoruz, pervanesinde bitiyoruz. Siemens olarak denizcilik sektörüne tek elden ürün ve destek sunabiliyoruz” diyor.

Siemens Türkiye, 90 yıla yaklaşan bir sürede denizcilik sektörüne ürün ve çözüm sunuyor. Bu alanda dünyada olduğu kadar Türkiye’de de ilklere imza atan şirket, ülkemiz gemi inşa sanayi pazarını tek başına ele geçirmek için değil her noktasıyla geliştirmek adına el birliğiyle çalışmanın felsefesiyle ilerliyor. Siemens Türkiye Büyük Motorlar ve Sürücüler Ürün Yöneticisi Cem Arar; “Ürün ve hizmet sunumu; ülkenin gelişmişliğiyle, dinamikleriyle paralel giden konulardır” diyor. Siemens’in tersanelere sunduğu ürün ve çözümlerle ilgili bilgi aldığımız röportajda Arar, önceliğin dizayn bürolarına verilmesi gerektiğini, Türkiye’de faaliyet gösteren ve gücünü hissettiren dizayn bürolarıyla global anlamda başarıya ulaşabileceğimizin altını çiziyor.

Öncelikle Siemens Türkiye’nin denizcilik alanındaki faaliyetlerini öğrenebilir miyiz?

Siemens, endüstrinin her alanında olduğu gibi yaklaşık 90 yıldır denizde de hem ürünlerini, hem de çözümlerini sunuyor. Bu alanda da birçok ilklere sahip. Gemi çözümlerinin bulunduğu merkezimiz Hamburg’ta. Bunun dışında Norveç, Çin, Singapur ve Amerika’da yerleşik merkezlerimiz var. Bu merkezler hem kendi bölgelerini hem de dünyanın farklı yerlerindeki projeleri koordine ediyorlar.

Gemi inşa sektörüne hizmet sunan, dünyada ve Türkiye’de bu alanda ilklere imza atan bir kuruluş olarak, sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ürün ve hizmet sunumu; ülkenin gelişmişliğiyle, dinamikleriyle paralel giden konulardır. Gemicilik bizde tarihi oldukça eskiye dayanan bir alan. Gemicilik sektöründe Türkiye’nin geldiği nokta küçümsenecek bir nokta değil. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak sektörün de buna ayak uydurması gerekiyor. Sektörün durumu 2008 yılı ve öncesinde gayet parlaktı. Türkiye’de yaklaşık 70’e yakın tersane bulunuyor. Bu tersaneler kriz öncesinde oldukça iyi siparişler aldılar. Oldukça iyi bir gemi imalatı portföyleri vardı. Fakat krizin baş göstermesiyle, gerek sipariş iptalleri, gerekse pazarın daralmasına bağlı olarak bu mevcut tersanelerin birçoğu aktif durumdan çıktılar. Krizden sonra iş yapma ve pazara çıkış şekli kabuk değiştirdi. Eskiden daha çok tanker, kuru yük taşıma gemileri tarzı klasik gemiler üzerinden rekabet edilirken artık sadece bu tarz gemilerle ayakta kalamayacaklarını, global koşullara ayak uydurmaları gerektiğini sektör fark etti. 2008 krizi bazı tersaneler için insan gücünü ve altyapılarını geliştirmek için fırsat oldu. Son 4-5 senedir nitelikli gemi dediğimiz daha teknolojik ve üzerinde daha fazla bilgi birikimin olduğu gemilere yönlenildi. Dünyada kara üzerinde petrol kaynakları yavaş yavaş tükenmeye başladığı için petrol araştırması artık denizaşırı ve denizde aranmaya başlandı. Daha önce de vardı elbette ama kıyıya daha yakındı. Hem kapasiteleri zorlamak hem de mevcut kaynakları çeşitlendirmek adına artık petrol tedarikçi ülkeler offshore’ların metrajlarını kıyılardan uzaklara taşımaya başladılar. Bunun denizcilikle ilgili olan kısmı şu; bir platform yapıyorsanız onun en az 10-15 tane platform destek gemisine ihtiyacı oluyor. Bunlar çok yoğun doğa şartlarıyla mücadele edip personel ve lojistik olarak malzeme taşıdığı gibi platformun farklı bölgelerindeki bakımlarda kullanılıyor. Dolayısıyla bunların çok teknolojik ve güçlü olması gerekiyor. Kriz öncesine kadar bunları dünyada yapabilen merkezler Norveç, Kore gibi belli yerlerdi. Şimdi ülkemiz de bu gibi işler için altyapısına yatırım yapan tersaneler mevcut. Bizim gibi bu tarz teknolojileri tedarik eden firmalara talepler gelmeye başladı.

Siemens Türkiye olarak gemi sektörüne ne tür ürünler sunuyorsunuz?

Siemens’in diesel electric propulsion sistemleri var. Bu sistem konvensiyonel olarak çalışan bir geminin mekanik sisteminin normal tahrikini normal dizel makinadan bir şaft üzerinden alma sistemi yerine dizelde bir generatörde elektrik üretmek, üretilen elektrikle bir elektrik barası oluşturmak, oradan hem geminin itici pervanelerine hem de manevra yaptıkları yanal pervanelerine olan gücü elektrik motorları ve frekans konventörleri üzerinden verme prensibine dayanıyor. Bu sistemlerin DP1, DP2 dediğimiz uydulardan aldıkları sinyallerle geminin kendi pozisyonunu sağladığı ve buna entegre olan komple otomasyon sistemi de mevcut. Bunun haricinde geminin tüm elektriğinin sağlandığı bir bara sistemi var. Burada da switchgear panolarımız ve switchgear sistemlerimiz devreye giriyor. Siemens’in yüksek güçlü şalterleri alçak gerilim switchgear ürünlerimiz var. Buradan elektrik barasından frekans konventörlerine elektrik aktarılıyor. Frekans konventörleri ailemiz “SINAMICS” ürün ailesi. Frekans konventörüyle elektrik motoru sürüyoruz. Elektrik motorları bu sayede değişken devir ve değişken moment sağlayabiliyorlar. Bu elektrik motorlarının şaftı bir dişli kutusu dediğimiz bir devir düşürücü ve güç aktarma sistemi üzerinden de direkt pervaneye bağlanıyor. Siemens’e son olarak dişli kutusu ürünlerimizden olan Navilus serisi gearboxlar eklendi, elektriğin üretildiği noktadan pervanenin şaftına kadar tüm zincirde tahrik sistemini temin etmiş oluyoruz.

Siemens Türkiye, dizayn aşamasından itibaren projeye dahil olarak bir geminin ihtiyaç duyacağı her şeyi sunma iddiası taşıyor. Anahtar teslim ürün sunmanın faydaları nelerdir?

Tersanenin birçok ürünü tek bir tedarikçiden almasının getirdiği avantajlar var. Sorumluluk ve teknik olarak projelerin görüşülmesi aşamasında konuları her yönüyle masaya koyabiliyorsunuz. Farklı tedarikçiler olduğunda masanın dört bir yanına dört tedarikçiyi koymak lazım. Siemens mekanik, elektrik, otomasyon ve marine konusunda tecrübeli olduğu için işin daha dizayn aşamasından avantaj sağlayarak tersanelerimizin global anlamda dikkat çekmesini, “bu ülkede bu iş yapılır” denilmesini sağlıyor. Zaten tersanelerimiz dünyada prestijli işler gerçekleştiriyorlar.

Tersaneler global anlamda acımasız bir rekabetin içindeler. Özellikle Çin, her sektörde olduğu gibi denizcilik sektöründe de etkin bir oyuncu. Çin’de devlet eliyle yapılan süspansiyon, destek, ne yazık ki ülkemizde yok. Bu konuda değişik platformlarda hükümetle bazı avantajlar elde etmek adına bir takım görüşmeler yapılıyor. Olumlu adımlar da atılıyor. Tersanelerimizin maliyetleri düşürüp teknolojilerini çok yüksek noktalara çıkarmaları gerekiyor ki global anlamda rekabet gücüne sahip olabilsinler.

Hükümetin savunma sanayisinde milli üretime büyük destek veriyor. Bu desteğin deniz boyutunda da milli gemiler var. Gerek kurtarma, gerekse araştırma gemileri şu an tamamen Türk tersanelerine ihale ediliyor. Bunlar sektörün yüzünü güldüren adımlar.

Her gemi türüne ürün sunuyor musunuz? Öne çıkan bir tür var mı?

Platform destek gemileri şu an en çok ilgilendiğimiz alan. Bir diğeri de askeri projeler. Bu projeler ana merkez üzerinden koordine ediliyor. Ticari ve askeri olarak her türlü gemiye çözüm sunuyoruz. Pazarın trendlerini takip etmemiz gerekiyor. Türkiye’deki tersaneler sistem entegratörü dediğimiz lokal firmalar üzerinde çalışmayı daha çok tercih ediyorlar. Genelde konvansiyonel dediğimiz gemi çözümlerindeki elektrifikasyon çözümlerini temin eden firmalar. Şimdiye kadar bu firmalar üzerinden çalıştıkları için onlarla daha esnek çözümler yaratma imkanına sahipler. Partnerlerimizi bu konuda destekliyor ve partnerlerimizle birlikte bu tür firmaları destekliyoruz. Partnerlerimizi Almanya’da tesislerimizde hem teorik hem de pratik alanda eğitime tabi tuttuk. Stratejik olarak, sektöre anahtar teslim dışında sistem entegratörlerimizle de hizmet sunmayı hedefliyoruz. Şu an bu iş modeliyle ilerleyen birkaç projemiz var. Ülkemizde diesel electric propulsion, Türkiye’de globale kıyasla yeni gelişiyor.

Siemens’in denizcilik alanında Türkiye’de imza attığı ilkler var. Biraz bunlardan bahseder misiniz?

Dünyada ilkiz, Türkiye’de de ilk olma şansını elde ettik. Boğazdaki 5 adet yolcu feribotunu ve harem sirkeci arasındaki 4 arabalı vapurun dizele elektrik projesini biz hayata geçirdik. Bu projeler halen işliyor. Dolayısıyla vapura bindiğinizde ‘Bu gemi ne kadar da sessiz’ diyorsanız, onların içinde bir Siemens teknolojisi olduğu aklınıza gelsin.

Sunduğunuz ürünlerin, çözümlerin kullanıldığı alanlara kattığı avantajlar nelerdir?

Diesel electric propulsion, sisteminin imalat aşamasında designer ve tersanelere getirdiği büyük avantajlar var. Klasik sistemde dizel makina, şaft sistemi ve pervane sisteminin geminin omurgası üzerinde tek eksende ve mecburi bir alanda imal etmek zorundaydık. Geminin bütün teknik etkenlerini bunun üzerine inşa ediyordunuz. Diesel electric propulsion sistemle artık bu zorunluluk ortadan kalkıyor; dizel makinayı istediğiniz yere yerleştirebiliyorsunuz. Normalde dizel makinanın sürekli sabit çalıştığı ve sabit yakıt yaktığı uygulamadan değişken yakıt kullanmı ve değişken enerji harcama serbestliğine geçişle tasarrufa da sağlanıyor. Aynı zamanda büyük bir manevra kabiliyetine sahip oluyorsunuz. Boğaz akıntısında sabit durmaya çalışan gemi frekans konventörünün cevaplarıyla bunu sağlayabiliyor. Bir de pervanelerin dizaynına yönelik bir avantajı var. Konvensiyonel sistemlerde bulunan, pervanelerin ittirme gücünü pervane kanatlarının hidrolik olarak ayarlanması suretiyle yapıldığı sistemlerden frekans konventörlerden tahriğe geçtiğinizde sabit kanat pozisyonuna geçmek suretiyle hidrolik sistemlerden de tasarrufa gidilmiş oluyor. Böylece sistem daha az sorun çıkartır hale geliyor.

2008 yılındaki krizle birlikte işler durma yoluna gitti ancak bu yılla birlikte bir hareketlilik gözleniyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz önümüzdeki süreci?

Gemi sektörü, başarı için en çok enerji sarf eden ve organize olmaya çalışan sektörler arasında geliyor. İyi çalışan platformlar var, bunlar gerek siyasi kanatta, gerekse kendilerinin yürüttüğü global insiyatifler anlamında çalışıyorlar. Bu çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Özellikle armatörlerin yoğun olduğu ülkelerden ülkemize ziyaretler düzenleniyor. Norveç, Hollanda gibi ülkeler artık Türkiye’yi fark etmeye başladılar. Aslında Türkiye, kendini fark ettirmeye başladı demek daha doğru. Zor şartlar, 2008 krizi Türkiye için şans da oldu diyebiliriz. Tembellikten uzaklaşıp, bir şeyler yapmak için koşmaya başladık. Türkiye’de pazarda gelşme bekliyoruz, gördüklerimiz de bu beklentimizi olumluyor. Avrupa’daki maliyetli ve nitelikli işlerin bir kısmını Türkiye’deki tersanelerin alacağına ve bizim gibi tedarikçilerin de pazardaki varlıklarını artıracaklarına inanıyoruz.

Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen tersanelerimiz halen sıkıntılar yaşıyor. Sektörde konuşulan sıkıntılar sahaların yetersizliği, yan sanayinin yeterince desteklenmemesi ve benzeri şeyler. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Tersanelerin saha sıkıntılarından bahsediliyorsa demek ki işler geliyor, yerimiz yetmiyor. Bu da aslında pazarın iyi yolda olduğunu gösteriyor. Yalova’da ve Tuzla’da iyi tersanelerimiz var ama Türkiye’nin üç tarafı denizle kaplı. Çok daha gelişmiş ve yüksek sayıda tersanelerimiz olabilir. Ama bana göre tersanelerden önce insan geliyor. Global sektörde dizaynır faktörü belirleyicidir. Bir gemiyi dizaynır dizayn ediyor ve birçok kararı domine ediyor, siz de dizaynıra bağımlı oluyorsunuz. Türk gemi sektörü esasen ciddi ve büyük dizaynır firmaları yaratmayı hedeflemeli.

Türkiye’de halihazırda dizayn yapan firmalarımız var mı peki?

Maalesef bahsettiğim ölçekte yok ancak gelişmekte olan firmalar var. Bunlar da projeksiyonunu büyüterek ilerlettiği sürece sorun ortadan kalkacaktır. Hedef bu olmalı. Türkiye’de a’dan z’ye gemi dizaynı yapıp bunu da armatöre kabul ettiren firmalar olduğu zaman biz de ülke olarak çok daha güçlü olacağız.

Gemi sektörünün en önemli kalemlerinden biri de sertifikasyonlar. Siz daha çok ne tip sertifikasyonlarla hizmet sunuyorsunuz?

Sertifikasyon gemi sektörünün olmazsa olmazı. Sertifikasyonlarda da yine armatör ve dizaynır belirleyici oluyor. Onlar gemilerinin hangi klasa üye olmasını istiyorlarsa gemi imalatçısı imalatını ona göre yapıyor, bizim gibi tedarikçiler de tüm ürünlerini buna göre hazırlıyor. Klaslama kuruluşları her aşamada denetlemelerini yapıyorlar ve ona göre onaylarını veriyorlar. Ağırlıklı olarak Bureu Veritas, ABS yoğun olarak çalıştığımız klaslar. Son zamanlarda Türk Loydu’nu da görüyoruz, bu da gayet sevindirici. Avrupa’daki tüm klaslarla yoğun olarak çalışıyoruz.

Servis hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Gemi işletmecileriyle servis bakım sözleşmelerimiz var. Bizden 7 gün 24 saat hizmet alabiliyorlar. Burada bir ekibimiz var, hem otomasyon hem de tahrik sistemleri alanında destek verebiliyoruz. Adana ve İstanbul’da motor bakım atölyelerimiz var, buralarda çok yüksek güçlü motorlar dahil olmak üzere her türlü motorun bakımını, tamirini ve servisini verebiliyoruz. Ayrıca STRAIN eğitim grubumuz üzerinden de otomasyon frekans konventörleri ve diğer Siemens ürünleriyle ilgili olarak eğitim ve seminerler düzenliyoruz.

Şu an gündeminizde hangi projeler var?

Askeri projeler öncelikli projelerimiz. Bu projeler global anlamda ses getirme potansiyeli yüksek ve ülkemiz adına referans oluşturma anlamında prestijli projeler. Bunun dışında globalde çıkan tüm kurtarma gemisi, destek gemisi ve sismik gemisi projelerinin tümünün ihalelerine firmalarının katılmalarını teşvik ediyoruz. Bu konuda hangi know-how merkezimiz çözüm sunuyorsa bunları tek elden sunmaya çalışıyoruz. Bir yandan da Türk firmalarının kendi mühendisliğiyle, kendi elemanlarıyla sunmaları için çalışıyoruz. Çünkü partnerlerimiz globalde rekabet edecek. En uygun fiyatlarla ve en uygun teslim süreleriyle malzemeleri teslim edip mühendislik ekiplerinin de arkalarında olduğumuzu hissettirerek pazarı ileri doğru itmeye çalışıyoruz. Şu an pazardan bize teklif gelmesinden ziyade dünya üzerindeki pazarı tarayarak yönlendirmeye, Türkiye’de bu işle ilgili ciddi bir pazar oluşturmaya çalışıyoruz. Şunun altını çizmek istiyorum; bizim uğraşımız bir pazar elde etmekten önce bir pazar oluşturmak. Pazar olduktan sonra işler zaten gelecektir. Pazardan beklentimiz sabretmeleri, insana verdikleri yatırımın arkasında durmaları. Bilgi birikimi, taşların üst üste konulmasıyla mümkün.



Kaynak: Haberortak
Eklenme tarihi: 16.07.2014




Share |




YORUMLARINIZ




Aşağıdaki bölüme haber ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz


Adınız Soyadınız:
Başlık:
YORUMUNUZ:
Denizcilik mesleği ile ilgili ne düşünüyorsunuz
Çok güzel
Mecbur kalınca yapılacak bir iş
Zabit için iyi alt personel için kötü
Kesinlikle yapılmaz

Önceki Anketler
Kurumsal Üyelerimiz
 NES TEKNOLOJİ
 KALYON Denizcilik..
 EŞMELER Tarım Ltd..
 ZİRVE Denizcilik
 SARP Yat İmalat S..
 DENSA TANKER İşl...
 İMAMOĞULLARI deni..
 YAMAN Denizcilik
 DESE Crew Managem..
 ALTERNATİF Denizc..
...


www.gemipersoneli.com   © Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır.  Kullanım Şartları  Gizlilik Prensipleri  İletişim