Hayalet gemi ''Büyükada'' tatbikatta
Türkiye’nin ev sahipliğinde NATO, ABD, İngiltere ve Pakistan Deniz Kuvvetleri unsurları ile Türkiye’den Deniz, Hava Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarının katılımıyla 6 -14 Kasım 2014 tarihleri arasında Doğu Akdeniz’de gerçekleştirilen ’Mavi Balina- 14 Fiili Deniz Davet Tatbikatı’nda deniz periyodu başladı. Sabah erken saatlerde Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’ndan ayrılan gemiler tatbikat alanına hareket etti. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu helikopterle Büyükada Gemisi’ne gelerek tatbikatı izledi.
Tatbikat başlamadan önce TCG Büyükada Fırkateyni basın mensuplarına tanıtıldı. Olası patlama ve yangına önlem olarak ’Antiflaş’ adı verilen giysilerle donatılmış rütbeli 16 kişilik yönetim ekibinin bulunduğu Savaş Hareket Merkezi’nde konuşan TCG Büyükada Komutanı Binbaşı Ali Tuna Baysal, Türk mühendislerinin yaptığı Büyükada Fırkateyni ile ilgili brifing verdi. Baysal, şöyle dedi:
"Cumhuriyetimizin teknoloji yolculuğunda yepyeni bir dönemin kapılarını açan, dünyada sadece sayılı ülkelerin muktedir olduğu, dizaynı, inşası, cihaz ve sistemlerin entegrasyonu tamamıyla Türk mühendisinin ve Türk işçisinin eseri olan TCG Büyükada korveti mühendislik gücümüzün tüm dünyaya ispat edilmesi açısından büyük bir öneme sahip projedir. Ada sınıfı korvetler, radar kesit alanı, kızıl ötesi izi, manyetik izi ve sualtı gürültü seviyesi azaltılacak şekilde üst düzey tedbirler alınarak, gizlilik teknolojisi ile dizayn edilmiştir. Bu tedbirler sayesinde, dünya üzerindeki benzer örnekleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük izlere, halk arasındaki kullanımı ile "hayalet gemi" özelliğine sahiptir. Gemi personeli kadrosu 15 subay, 51 astsubay, 28 uzman erbaş/er olmak üzere 94 kişidir. Gemimizde, gittiğimiz yönü gösteren milli cayro sistemi, geminin ’hayalet gemi’ özelliğini daha da pekiştiren, düşman elektronik cihazları tarafından tespit edilemeyen, yakalanma olasılığı düşük radar sistemi, gündüz ve gece farkını bizim için ortadan kaldıran bir çok gece görüş sistemi mevcuttur. Cayro sistemi aynı zamanda GPS uyduları kapatılsa dahi geminin mevkisini uzun zaman doğru olarak verebilmekte ve savaş sistemlerini destekleyebilmektedir. Komuta kontrol sistemi olarak, tamamı Türk mühendislerinin zekasının ve alın terinin ürünü olan ve milli imkanlarla geliştirilen GENESİS-MİLGEM savaş yönetim sistemi kullanılmaktadır. GENESİS-MİLGEM savaş yönetim sistemi ile tüm silah ve sensörler birbirlerine entegre edilmiştir. Bu sistem ile resim derleme, veri aktarımı, komuta emirleri transferi, tehdit değerlendirmesi, sensör ve silah tahsisi işlevleri kolaylıkla yerine getirilebilmektedir. Gemide asist sistemi mevcut olup, 5 şiddetindeki deniz durumuna kadar gece/gündüz helikopter harekatına imkan sağlamaktadır."
BÜYÜKADA KENDİ KENDİNE SAVAŞABİLİYOR
TCG Büyükada Savaş Harekat Subayı Yüzbaşı Mükerrem Demirci de TCG Büyükada’nın GENESİS-MİLGEM savaş yönetim sistemi ve bu sistemin kumanda ettiği sensör/silahlar hakkında bilgiler verdi. Demirci, savaş yönetim sisteminin aslında bir yazılım ve yazılımın kontrol ettiği sistemler bütünü olduğunu anlatırken şöyle dedi:
"Bu yazılım, birçok karmaşık sistem ve silahın birbirleri ile hatasız ve uyumlu olarak çalışmasını sağlama ve kullanıcıya her türlü koşulda hizmet etmesi gerekliliği nedeniyle, dünyada sadece sayılı birkaç ülkenin başarabildiği bir yapı. Gemi üzerinde kullandığımız savaş yönetim sistemi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Araştırma Merkezi Komutanlığı tarafından geliştirilerek HAVELSAN tarafından MİLGEM’e uyarlanan "GENESİS-MİLGEM savaş yönetim sistemi"dir. GENESİS, gemi entegre savaş idare sisteminin kısaltılmış halidir. Bu sistem barındırdığı 8 konsol ile etrafımızda bulunan uçak, gemi ve denizaltıların kim olduklarını anlama, belirlenen unsurları diğer gemilere ve karargahlara aktarma, diğer gemilere savaşa yönelik emir verme imkanı sağlar. Gemiye tehdit olabilecek unsurları değerlendirme kabiliyetine de sahip sistem, bizim ’wasa’ dediğimiz işlevi ile tehditleri değerlendirebilme, otomatik olarak sensörleri tehditlere tahsis etme ve optimum mesafeden hedeflere angaje olma imkan ve kabiliyetine sahip. Kısaca sistem, kendi kendine gemiyi savaştırabiliyor da diyebiliriz."
"HER ŞEYİ DUYUYOR VE GÖRÜYOR"
Ortalama 1000 kilometre uzaklıkta bulunan uçakları kimlikleri ile birlikte takip edebildiklerini belirten Yüzbaşı Demirci, "Bu sayede gemiye saldırmak maksadıyla gelecek uçaklardan çok önceden haberdar olup gerekli tedbirleri alabiliyoruz. Gemi dahilinde kullandığımız sensörlerin birçoğu yerli sistemler. Özellikle ASELSAN tarafından yerli imkanlarla üretilmiş ares-2n elektronik destek sistemi, lazer ikaz sistemi, aselflır 300d elektrooptik sisteminden son derece faydalı bilgiler alıyoruz. Bu bilgilerin derlenmesi sonucunda düşman olduklarına karar verdiğimiz temaslara, uygun silahlar ile angajmanlar gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
BÜYÜKADA’DAKİ SİLAHLAR
TCG Büyükada’da 15 kilometre mesafeli yerli yapım 76 mm top, 140 kilometre menzilli Harpoon ve hava hedefleri için kullanılan 9 kilometre menzilli ram güdümlü mermileri, gemiye saldırı amaçlı gelen küçük botlara karşı kullanılan 2 kilometre menzilli stamp sistemi ve denizaltılara karşı kullanılan 7 kilometre menzilli torpidolar bulunuyor. Ayrıca savaş yönetim sistemi ile entegre edilmiş ve gemiye doğru gelen güdümlü mermi ve torpidolardan savunmasına yardımcı olan kalkan, kızılötesi iz yönetim ve yerli yapım torpido karıştırma ve aldatma sistemleri de bulunuyor. Araştırma Merkezi Komutanlığı’nca, uydu üzerinden uzaktan ulaşılarak sistemlerde meydana gelebilecek bir arızaya müdahale edilebilme şansı bulunuyor.
"HEDEF DOĞU AKDENİZ’DE DURUMSAL ETKİNLİK SAĞLAMAK"
Deniz Kuvvetleri Hareket Başkanı Tuğamiral Faruk Harmancı, "Akdeniz Kalkanı Harekatı’nın Doğu Akdeniz’de durumsal etkinlik sağlamak, hak ve çıkarları korumak, deniz güvenliğine katkı sağlamak olduğunu söyledi. Tuğamiral Harmancı şöyle dedi:
"Akdeniz Kalkanı Harekatı’na tespit edilen sorumluluk sahasında Aksaz, Mersin, İskenderun ve Gazimağusa Limanları’na istinaden fırkateyn, korvet, hücumbot, denizaltı ve karakol gemileri dönüşümlü olarak hareket etmektedir. Aynı zamanda NATO’nun etkin çaba harekatına yardımcı destek sağlanmaktadır. Akdeniz Kalkanı Harekatı Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığı’na istinaden deniz karakol uçakları ve helikopterler tarafından icra edilen uçuş görevleriyle desteklenmektedir. Akdeniz Kalkanı Harekatı’na iştirak eden denizaltılar için Kıbrıs Adası çevresinde NATO usul ve uygulamalarına uygun olarak Denizaltı Karakol Sahaları ilan edilmiştir. Bugün itibariyle Burakreis Denizaltısı tahsisli sahasında karakol icra etmektedir. Kıbrıs Adası Güney Doğusu’nda Lübnan açıklarında faaliyet gösteren Unifil harekatına yıl boyunca bir fırkateyn veya korvette iştirak etmektedir. Bugün itibariyle Unifil harekatına Yavuz Fırkateyni görev yapmaktadır. Karadeniz’de ise durumsal farkındalık sağlamak, deniz güvenliğine katkı sağlamak, yasa dışı faaliyetlere karşı caydırıcılık sağlamak maksadıyla 1 Mart 2004 tarihinden itibaren Karadeniz Uyum Harekatı icra etmektedir. Harekata fırkateyn, korvet, denizaltı ve karakol gemileri iştirak ediyor. Ayrıca deniz karakol uçakları keşif gözetleme uçuşlarıyla harekata destek sağlıyor. Karadeniz Uyum Harekatı kapsamında elde edilen bilgiler NATO makamlarıyla paylaşılıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına vermiş olduğu ruhsat sahalarında Barbaros Hayreddin Paşa Araştırma gemisi 20 Ekim 2014’de başladığı sismik araştırma faaliyetlerine devam etmektedir. Barbaros Hayrettin Paşa Araştırma gemisi araştırma faaliyetlerini 30 Aralık tarihine kadar sürdürecektir. Barbaros Hayrettin Paşa Araştırma gemisine faaliyetleri süresince Akdeniz Kalkanı Harekatı’nda görevli bir fırkateyn ve diğer unsurlarımız tarafından kesintisiz koruma ve destek sağlanmaktadır. KKTC tarafından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verilen ruhsat sahalarında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) adına sondaj faaliyeti icra etmekte olan SAİPEM10000 isimli sondaj platformu 23 Eylül tarihi itibariyle bölgede bulunuyor. Söz konusu sondaj platformunun faaliyetleri Mozambik’ten itibaren Türk Deniz Kuvvetleri tarafından takip edilmektedir. Bartın Korveti bu platformu 9 kilometre olan yaklaşmama mesafesinden izlemeye devam etmektedir."
"HAZIR VE MUTLU BİR KUVVETİZ"
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ise, kara ülkesinin yaklaşık yarısı kadar bir deniz yetki alanına sahip Türkiye’nin deniz kuvvetleri olarak Doğu Akdeniz başta olmak üzere çevre denizlerde meydana gelen tüm gelişmeleri yakından ve büyük bir hassasiyetle takip ettiklerini söyledi. Oramiral Bostanoğlu, şöyle konuştu:
"Türk Deniz Kuvvetleri 158 muharip ve yardımcı gemi, 50’ye yakın ağır vasıtası, Amfibi Deniz Tugayı, su altı taarruz, su altı savunma ve kurtarma birlikleriyle 50 bine yakın nitelikli insan gücüyle etki ve ilgi alanımıza giren tüm denizlerde Türk milletinin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi maksadıyla devletimizin diğer kurumlarıyla eşgüdüm içerisinde bölgesel barış ve istikrara katkı sağlayacak şekilde geçmişte olduğu gibi bugün de kararlılıkla faaliyetlerine devam etmektedir. Her türlü kriz ve tehdide karşı sahip olduğu modern platformlar esnek, hızlı ve etkin komuta kontrol sistemleri, aynı anda birden fazla bölgede hareket icra etme imkan ve kabiliyetleriyle Türk milletinin kendisine tevdi edeceği tüm görevleri kararlılıkla yerine getirmeye hazır ve mutlu bir kuvvettir. Bunun en güzeli şu an Mavi Balina tatbikatını bir yandan icra ederken Ege, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de gözetleme faaliyetleri 7 gün 24 saat üzerinden icra edilmektedir. Karadeniz’de Karadeniz Uyum Harekatı’na devam edilirken, Doğu Akdeniz de ’Akdeniz Harekatı’ icra edilmektedir. Bu milli faaliyetlere ilaveten müttefiklik sorumlulukları kapsamında NATO’nun etki çaba harekatına yardımcı ve direkt destek görevleri yerine getirilmekte, NATO Daimi Görev Kuvveti’ne bir fırkateyn, Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu 2’ye bir mayın avlama gemisi ve Deniz Haydutuyla Mücadele Grubu’na bir fırkateynle devam edilmekte. Tüm dünya denizlerinde bayrak gösterilmekte ve Türkiye’nin deniz hak ve menfaatleri etki ve ilgi alanlarımızda başarıyla yerine getirilmektedir."
SORULARI CEVAPLADILAR
Oramiral Bülent Bostanoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaladı. "Doğu Akdeniz’de uluslararası anlamda riskli karşılaşmalar yaşanıyor mu?’ sorusuna yanıt veren Oramiral Bostanoğlu, şu anda böyle bir durumla karşılaşmadıklarını anlatırken, "Türk Deniz Kuvvetleri, Barbaros Hayreddin Paşa Araştırma gemisine yakından koruma sağlamakta. SAİPEM 1000 platform gemisi de 9 kilometreden takip edilmektedir. Verilen emir 9 kilometre yakına girmemesidir" diye yanıt verdi.
Tatbikatın Doğu Akdeniz’de petrol aramalarıyla ilgisi olup olmadığı sorulan Oramiral Bostanoğlu, "Doğrudan bir ilişki yok. Denizaltı savunma sistemleri üzerine müttefiklerle yürüttüğümüz bir tatbikat. Planlaması 2 yıl önce yapıldı" dedi.
"Doğu Akdeniz’de Türk gemileri ile İsrail ya da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi botlarının karşılaşması durumunda hangi kuralların uygulandığı sorulan Oramiral Bostanoğlu, "Yetki verilen angajman kuralları gereğince hareket ederiz. Başbakanlık Genelkurmay’a Genelkurmay da bize angajman kurallarını belirtti" yanıtı verdi.
TCG Büyükada’nın geçen hafta Ege Denizi’nde, Yunan adaları civarındaki seyriyle ilgili bir soruya da yanıt veren Oramiral Bostanoğlu, "Denizde serbestlik ilkesi çerçevesinde uluslararası hukukun bize verdiği zararsız geçiş hakkımızı kullanıyoruz. Asırlardır bu hak her savaş gemisine tanınır. Önemli olan süresiz ve kesintisiz olmasıdır" dedi. Oramiral Bostanoğlu, Almanya ile ortak yürütülen yeni denizaltı projelerinin yakın zamanda kamuoyuna duyurulacağını da vurguladı.