Denizlerde petrol aramamızın hikâyesi
Karadeniz’de sismik araştırma ve sondaj yapması için kiralanan bir geminin Boğaz’dan geçmesi nedeniyle önceki gün bir tören yapıldı.
Sismik araştırma yapmak, sondaj ve üretim kuyusu açmakla sorumlu bir devlet kuruluşumuz var. Adı “TPAO- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı”dır. (TPAO bir devlet kuruluşudur. 1954’te milli petrol şirketi olarak kuruldu. Arama, sondaj, üretim, rafineri, taşıma, pazarlamada faaliyet gösterirken, 1983’te kolları ve kanatları kesildi. Sadece arama, sondaj ve üretim faaliyeti göstermesine karar verildi.)
TPAO Doğu Anadolu’da petrol aramakla işe başladı. 1974 yılında Ecevit Hükümeti döneminde Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Kayacan, Enerji Bakanı Cahit Kayra’yı uyardı. “Yunanlılar Ege ve Akdenizde, bizim kıta sahanlığı sınırlarımıza yakın petrol aramaya başladılar. Hariciye konuya gereken ilgiyi göstermiyor. Bir şeyler yapalım” dedi. O tarihte bizim sismik arama yapma imkanımız yoktu. Ecevit’in onayı ile Cahit Kayra ve Oramiral Kayacan, mayın tarama amaçlı kullanılan, donanmanın “Manyometrik” Çandarlı gemisini, muhripler refakatinde Ege’ye çıkardılar. Yunanlılar kıyameti kopardı. Dışişleri Bakanlığı telaşa kapıldı.
Petrol arama politik iş
Bütün bunlara rağmen Cahit Kayra’nın çabası ile Norveç’ten “Lorgva” adında bir sismik arama gemisi kiralandı. Gemi İstanbul’a geldi. Ne var ki, gemi sahipleri, Yunan baskısından çekinerek gemiyi Ege’ye yollayamadı. Cahit Kayra’dan sonra Enerji Bakanı olan Erhan Işıl da Ege ve Akdeniz’e bir sismik arama gemisi çıkarmayı başaramadı. Açık anlatım denizlerde petrol arama işi politik bir iştir.
TPAO, denizde petrol aramaya 1970 yılında başlayabildi. İlk olarak İskenderun Körfezi ve Mersin civarında Payas-1, Çınar-1 ve Karataş-1 isimleri verilen 3 off-shore kuyusu açıldı. Sonra Karadeniz’e yönelindi.
Karadeniz’de Akçakoca-Ayazlı-Akkaya ve Doğu Ayazlı’da 2004 yılında doğalgaz keşifleri yapıldı. Bunlardan Ayazlı-Akkaya ve Doğu Ayazlı sahaları üretime alındı. Bu sahalardan günde yaklaşık 500 bin metreküp gaz üretimine başladı. Doğalgazın bulunması Karadeniz’de petrol bulma ümidini artırdı.
Platform kiralama sorunu
TPAO, kuruluş kanunundaki ve statüsündeki sınırlamalar nedeniyle doğrudan platform kiralayamıyor. Bu nedenle denizlerdeki sondaj, arama, üretme faaliyetleri için yabancı petrol şirketleriyle ortaklıklara gitmek ve dolaylı olarak platform kiralamak zorunda.
TPAO, 2009 Nisan ayında Brezilya’nın Petrobras Şirketi’yle anlaşma imzaladı. Petrobras kuyu açmak için Leiv Eiriksson sondaj platformunu Türkiye’ye getirtti. Petrobras ve ABD’li Exxon Mobil ile Sinop açıklarında yapılan petrol arama ve sondaj çalışması olumsuz sonuçlandı. Daha sonra ABD firması Chevron ile Zonguldak açıklarında arama sondaj çalışmaları yapıldı. Bu kuyudan da umulan sonuç alınamadı.
HEP BOŞ ÇIKTI...
Karadeniz’deki ‘en ümit vaat eden bölge’ olarak gösterilen Sürmene ilçesi açıklarında, tamamı TPAO’ya ait sahada yapılacak arama ve sondaj çalışmaları için Leiv Eiriksson platformunu kiraladı. Bu platformla yapılan arama sondaj 4.830 metreye inildikten sonra sondaj güçlükleri nedeniyle yarım kaldı. Son olarak “Deep Water Champion” sondaj gemisinin Karadeniz’e gelmesi ile 2011 yılında “Kastamonu-1” kuyusunda çalışmalar yapıldı.
Devamlı olarak kamuoyuna yapılan açıklamaların, “Petrol bulundu. Petrolde ithalat bağımlılığımız azalıyor” haberlerinin gerisi (maalesef) hep boş çıktı.
TPAO 1999’da Türkiye’deki kuyulardan yılda 2.9 milyon ton petrol üretiyordu. Üretim zamanla 2.2 milyon tona geriledi. Açık anlatımıyla son on yılda açılan kuyulardan fışkırdığı söylenen petrole rağmen üretim yüzde 24 azaldı. (TPAO Türkiye’deki kuyulardaki toplam üretimin yüzde 75’ini gerçekleştiriyor.)
Önceki gün Boğaz’dan geçtiği için tören yapılan sondaj gemisini TPAO-Shell ortaklığı ile kiraladı. Ne var ki bu gemi ancak 2 bin metreye kadar inebilen donanıma sahip. Sürmede’de daha önce 4.830 metreye inilmişti.