Aliağa sökümcüleri, AB’nin 1.5 milyon tonluk hurdası ile işleri katlayacak
AB’nin çevre standartlarını karşılayan Aliağa’daki hurda gemi sökümcüleri, Avrupa’dan yıllık 1.5 milyon tonluk iş alarak 2014’teki hacimlerini üçe katlama peşinde.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın tek organize gemi söküm merkezi Aliağa’nın gündeminde AB’nin yıllık 1.5 milyon tonu bulan hurda gemilerinin söküm işi var. AB, 2013’te yürürlüğü soktuğu ‘Gemi Söküm Yönetmeliği’ ile üye ülkelerde hurdaya ayrılan gemilerin “sadece çevre açısından istenilen yükümlülükleri yerine getiren ülkelerde sökülmesini” zorunlu kılması sayesinde rakiplerine göre avantajlı durumda olan Aliağa, eğer bu işi alırsa, işleri 2’ye, 3’e katlamış olacak. AB’nin koşullarını yerine getiren tek ülke Türkiye olduğu için AB’deki yıllık 1.5 milyon tonluk hurda geminin geleceği tek legal söküm bölgesi olarak Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesi gösteriliyor. Yıllık 1.5 milyon ton gemi hurdasının değeri yaklaşık 500 milyon dolar. Ortalama gemi büyüklüğünün 5 bin 80 ton olduğu dikkate alındığında bu yaklaşık 300 geminin Aliağa’ya geleceği anlamına geliyor. Aliağalı sökümcüler, mevcut kapasitelerini artırarak bu talebe cevap vermeye hazırlanıyor. AB, bu konuda herhangi bir söküm merkezi ile anlaşma yapmıyor ancak çevre kuralları koyuyor. Rakiplerden Çin kurallarını yükseltmeye çalışıyor ancak henüz karşılamıyor. Türkiye’nin şansı büyük. Bazı Avrupalı firmalar bayrak değiştirerek hurda gemilerini Hindistan ya da Pakistan’daki gemi söküm tesislerine gönderiyor. AB’deki en büyük çevre örgütü None Governmental Organization (NGO) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye ile birlikte hareket ederek kaçışları önlemeye çalışıyor. Bu işbirliği ile 2014 yılında, Nissan Motor’un bütün dünyaya arabalarını taşıyan çok katlı Ro-Ro gemisi Global Sprit, Liberya bayrağı takılarak söküm için Hindistan’a gönderilmek üzereyken, NGO’nun girişimi ile Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’ne getirilmesi sağlandı.
Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayi Derneği Atık Yönetim Merkezi Sorumlusu Ersin Çeviker, şöyle dedi: “Aliağa’daki gemi söküm tesisleri 2014’te gerileyen kapasiteyi telafi etmek adına ‘B planlarını’ devreye soktu ve AB ülkelerinde hurdaya ayrılacak savaş gemilerini almak için AB ülkelerinin savunma bakanlıklarıyla temasa geçildi. Almanya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerden getirilen hurda savaş gemilerinin de yine Aliağa’da sökülüyor. Şimdi AB’nin yıllık 1.5 milyon tonu bulan eski gemilerinin söküm işi var. Büyük firmalara ait gemilerin, bayrak değiştirse de çevre örgütlerinin desteği ve denetimleri ile Türkiye dışındaki ülkelere gönderilmesi önlenmeye çalışılıyor. NGO bizimle en çok işbirliği yapan STK konumunda. Birleşmiş Milletler de bölgemizi destekliyor. Biz de çevre örgütlerine kapılarını en çok açan, onlara istedikleri belgeleri sunan bir politika uyguluyoruz. Dünyada AB bayraklı hurda gemileri mevzuata uygun sökecek tek ülke Türkiye. Avrupalı şirketler gemilerini değerinin daha üstünde satmak adına Panama gibi ülkelerin bayrağına geçirerek, çevreci tesislere sahip olmayan ülkelere gönderiyor. Biz gemilerin güvenli ve çevreye duyarlı geri dönüşümü için hazırlanan Hong Kong Sözleşmesi’ne ilk imza atan ülkeyiz. UNDP Türkiye Elçisi Katalin Zaim, bölgemize yaptığı ziyarette, konunun takipçisi olacaklarını söyledi. AB’deki çevre örgütleri, gemilerin bayrakları değiştirilerek çevreye zarar verecek şekilde sökülmelerini önlemek için sıkı takip yapıyor. Liman başkanlıkları nezdinde de bu girişimleri önlenmeye çalışılıyor.”
Çelik üreticilerine kaliteli hammadde
Gemi hurdasının tonunun ortalama 300 dolardan satıldığını, yıllık 1.5 milyon ton hurda değerinin yaklaşık 500 milyon dolar olduğunu belirten Ersin Çeviker, gemi hurdasının özellikle yassı çelik üretiminde kalite artırıcı hammadde olarak kullanıldığına dikkat çekti. Çeviker, “Aliağa’da sökülen gemi hurdası Aliağa’da hurda işleyen 6 demir çelik fabrikasına gidiyor. Buradaki demir- çelik fabrikaları yıllık 7.5 milyon ton hurda kullanıyor. Bu fabrikalar bizden aldıkları hurda ile daha kaliteli ürün üretiyor” dedi.
Akdeniz’deki tek organize bölge
Türkiye’deki hatta Avrupa’da birkaç küçük tesis dışında, gemi sökümü yapılan tek ve en büyük yer durumunda bulunan Aliağa’daki gemi geri dönüşüm tesisleri, 2008’den itibaren önemli gelişme sağladı. Söküm için getirilen gemiler, kıyıya çıkartılmadan denetimlerden geçiriliyor. Sahil Güvenlik, Gümrük Muhafaza, Kıyı Sağlığı ve Emniyeti ile Aliağa Liman Müdürlüğü’nün yanı sıra dernek görevlilerinin de onayı ile karaya çıkarılıyor. Denetimin ikinci aşamasında ise, dernekteki uzman heyet, gemide asbest gibi katı ve sıvı atık ile diğer kimyasal maddelerin bulunduğu yerleri belirliyor. Denetimin son aşamasında, gemideki bu tehlikeli maddeler korumalı alanlara alınıyor. Bu aşamalardan geçen gemiler, sadece metal bölümleri kalmış şekilde kıyıya çıkartılıyor.
22 tesis gemileri dönüştürüyor
Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde 22 tesis var. Bu tesisler en yüksek miktarlı söküm işini 2012’de gerçekleştirdi. 927 bin tonluk söküm yaptılar. İzleyen yıllarda söküm miktarı sürekli düştü. 2013’te 802 bin ton, 2014’te de 587 bin ton söküm yapıldı. 2015 yılı ilk altı ayda 305 bin tonluk söküm yapıldı. Alınması söz konusu olan AB işi yıllık 1.5 milyon ton. Alındığı takdirde de 2014’ün üç katı ilave iş anlamına geliyor. Bu 1.5 milyon tonluk işin tamamı değil de 1 milyon tonu bile gelse Aliağa’da ek yatırım gerekecek.
Aliağa hurdası demir-çelikçiye 10 dolar avantaj sağlıyor
Türkiye’deki demir-çelik endüstrisi yılda 18 milyon ton hurdayı hammadde olarak ithal ediyor. Aliağa’daki fabrikalar, gemi sökümünden sağlanan hurdalardan ton bazında en az 10 dolar fiyat avantajı sağlıyor. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, AB’nin hurda gemilerini Türkiye’ye getirilmesi konusunda çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin diğer demir-çelik üretim merkezlerinde de gemi söküm tesislerinin kurulmasını istediklerini belirten Yayan, “Bizim girişimlerimiz oldu. Demir Demir Dışı Metaller Strateji Belgesi çalışmalarında da bu konuları yansıttık ama halen bir mesafe almadık bu konuda. Bürokrasi bunu gerçekleştirme konusunda pek adım atamadı. Bazı birimler olumlu yaklaşsa da bazı birimler ayak diredi. Aliağa’daki altyapıyı kullanmada da zaman zaman sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Aliağa’daki gemi dönüşüm tesislerinin mali konularında birtakım detay konulardan kaynaklı sorunları var. Geminin üzerinden çıkan malzemeleri hurda değil de yeni gibi değerlendiren bir takım sıkı vergi uygulamaları var. Bu olumsuzluklar bir dönem yıllık 900 bin tona kadar çıkan üretimin, 500 bin tona kadar gerilemesinde etkili oldu” diye konuştu. Veysel Yayan, Türkiye’nin bir dönem yıllık 21 milyon ton kadar hurda ithal ettiğini, şu anda bu miktarın yaklaşık 18 milyon ton seviyesinde olduğunu belirterek, “Bunu Türkiye’nin üç demir-çelik üretim bölgesine dağıtırsanız, her bölge en az 5 milyon ton hurda tüketiliyor. Siz her bölgede 500 ton hurda üretirseniz, oradaki tesislerin hurda ihtiyacının yüzde 10’unu karşılamış olursunuz” dedi.