Hükümet tersanedeki ölümlere nihayet el atıyor
Bakan Çelik çok sert çıktı: Denetimlerde saptanan eksiklikleri tamamlamak için tersanelere tanınan süre doldu, arkadaşlarımız bakmaya gitti. Yarın bir bakacaksınız ki filan tersanenin faaliyetleri durdurulmuş...
Son sekiz ayda 18 işçinin öldüğü Tuzla tersaneleri konusunda nihayet Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ten ses geldi.
Bakan Çelik, dün denetimlerde tespit edilen eksiklikleri tamamlamaları için kimi tersaneye 1.5 ay, kimi tersaneye de iki ay süre tanıdıklarını açıkladı ve "Tanıdığımız süre doldu. Yarın bakacaksınız ki, filan tersanenin faaliyetleri durduruldu" dedi.
Çelik, Tuzla tersanelerinde yaşanan kazaları, göreve geldiği günden beri yakından takip ettiğini, görevlendirilen müfettişlerin beş aylık çalışma sonucu hazırladıkları raporları, 15 Şubat 2008 tarihi itibarıyla tamamladıklarını söyledi. Son gelişmeler doğrultusunda raporlarda son kontrollerin yapıldığını kaydeden Çelik, "Hukuken yapılması gereken müeyyide açısından ne yapılması gerekiyorsa tam da onu yapma noktasındayız" diye konuştu.
Çelik, tersanelerde denetim zaafı olmadığını savundu: "Denetim zaafı kesinlikle yok. 2003-2007 yılları arasında yapılan denetimlerde Tuzla tersanelerinde 1061 tane eksiklik tespit edilmişti, son beş aydaki denetimlerde eksiklikler 588'e indi. Eksikliğin özelliğine göre, kimi tersaneye 1.5 ay, kimi tersaneye 2 ay mühlet tanıdık. Bu süre de doldu. Bugün (dün) 44 tane tersanede arkadaşlarımız inceleme yapıyor, eksiklerini gidermeyenlere faturasını kesme noktasındayız. Yarın bakacaksınız ki filan işletmenin faaliyeti durduruldu."
Eksik ve kusurlarıyla çalışan tersanede 2000 yılından 2005 yılına kadar sekiz işçi ölmüştü. Sonra sadece 2006 yılında altı işçi öldü. 2007-2008 arasıysa tam bir faciaydı: Sekiz ayda 18 ölüm.
Seri katil mi olmalıydı ?
Tuzla'da sekiz ayda 18 kişiyi art arda öldüren bir seri katil olsaydı devlet tüm gücü ve MOBESE kameralarıyla 'Tuzla Canavarı'nın peşine düşerdi. Katilin adı 'iş kazası' olunca hükümet kesin kararlılık mesajı konusunda geç kalmakla eleştirildi.
Bakan Çelik, bu durumu trilyonluk davaların gölgesinde çalışmalarına, tersanedeki sıkışıklığa ve taşeronlaşmaya bağladı. Çelik özetle şöyle konuştu: "Vatandaş diyor ki, devlet nerede? Biz de bir işçinin burnunun bile kanamasını istemiyoruz. Ama devlet olarak iki aylık süreyi tanımadan kapatma uygularsanız, adam bana trilyonlarca liralık dava açar. Tuzla tersaneler bölgesi artık yetersiz. Daracık alanda 30 bine yakın insan çalışıyor. İşçilerin eğitimi için bir mekan tespiti yapıldı, çok hızlı olarak prefabrik bir tesiste eğitim faaliyetlerine başlanacak.Hastaneyi bitireceğiz. Tuzla'da 19 bin işçi çalışıyor taşeronda. 3 bin 400 işçi ana işverende çalışıyor. Taşeronda örgütlenemeyince müfettişin işçilerin iş riskiyle ne derece karşı karşıya olduğunu takip etmesi mümkün değil. Taşeronluk sistemi konusunda İş Kanunu'nun 2. maddesinde bazı ilaveler yapacağız."
Yanarak, sivri cisimlerin üzerine düşerek, elektrik çarpması sonucu ölen tersane işçileri adına bir diğer olumlu gelişme de TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda yaşandı. Komisyon, CHP'li vekil Çetin Soysal, DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve bir grup işçinin başvurusu üzerine bir alt komisyon oluşturmaya karar verdi. Alt komisyon hafta sonu tersaneleri yerinde inceleyecek.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise Çalışma Bakanı'nı istifaya davet etti. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi hükümetin her gün iş kazalarında yaşanan insanlık dramı karşısında kılını kıpırdatmadığını söylerken Birleşik Metal-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada "Başbakan 'Beyaz gömleklerimizle yola çıktık' demişti; kefenleri vatandaşı için hazırladığı ortaya çıkıyor" denildi.