Türkiye'de 1.3 milyon insanın yaşam alanları sular altında kalabilir
Uluslararası araştırma kuruluşu İklim Merkezi'ne göre, Paris'te gerçekleşen İklim Zirvesi'nde ülkelerin küresel ısınmanın önlenmesine ilişkin sözleri tutmamaları durumunda, yalnızca Türkiye'de 1.3 milyon kişinin yaşam alanları sular altında kalacak.
İklim Merkezi'nin, "Tercihlerimizin Haritası: Küresel Mirasımız’da Karbon, İklim, Deniz Seviyesinde Yükselme” adlı, haritalar da içeren raporunda, küresel ısınmanın 4°C derece olması durumunda, deniz seviyesindeki artışın 470 ile 760 milyon insanın yaşadığı bölgeleri sular altında bırakacağı uyarısında bulunuldu. Isınmanın 2°C derecede kalması durumunda ise deniz seviyesindeki artıştan etkilenen insan sayısının 130 milyona düşeceği tahmin edildi.
Buna göre, küresel ısınma 1.5°C dereceyle sınırlı karılsa Türkiye'de deniz seviyesinde tehlikeli artış riski önemli ölçüde azalacak; ancak, ısınma 2°C derece olursa 1.3 milyon kişi sular altında kalacak. Küresel ortalama sıcaklıkların 3°C derece artması ile deniz seviyelerinin 6 metreye kadar artma riski bulunuyor. Türkiye’de ise 1.9 milyon insanın yaşadığı yerlerin su altında kalma riski olduğu belirtiliyor.
2°C DERECE ARTIŞ TÜRKİYE'DE 1.3 MİLYON İNSANI ETKİLEYECEK
Eğer, Paris Anlaşması’nda belirtildiği üzere ülkeler, niyet beyanlarını 5 yılda bir yeniler ve iklim değişikliğini 2°C derecelik bir artışta sınırlandırabilirlerse, bu artış Türkiye’de 1.3 milyon insanın hayatını etkileyecek ve yaşam yerlerini su altında bırakacak. İklim değişikliğini 1.5° derecede sınırlandırmak ise deniz seviyesindeki artışı 3 metrenin altında olması anlamına geliyor.
1.5°C DERECE ARTIŞ TÜRKİYE'DEKİ RİSKLERİ YARIDAN FAZLA AZALTIYOR
Küresel ortalama sıcaklık artışının 1.5° derecede sınırlandırılması ise, 2°C derece ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de uzun vadede İzmir, İzmit, Mersin, ve diğer birçok kentsel alanda riskleri yarıdan fazla düşürüyor. Raporun yazarlarından ünlü iklim bilimci Benjamin Strauss “2°C derece ile 1.5°C derecenin deniz seviyelerine etkisi arasındaki fark, özellikle büyük şehirler ve ada devletleri için oldukça kritik. Paris Anlaşması’nda gösterilen 1.5°C olarak gösterilen niyet ve isteklilik oldukça önemli” diyor.