Limaş’ta her aşamada tam otomasyon
Yıllık 1 milyon ton kimyasal elleçleme kapasitesine sahip Limaş`ta, her aşama otomasyonla yönetiliyor. Kurulan yeni otomasyon sisteminin ve ilave modüllerin sayesinde tesislerdeki bütün süreçleri takip ve kontrol edilebiliyor. Dergimiz okurları için sahip olduğu teknolojileri yerinde inceleme fırsatı bulduğumuz Limaş Liman İşlemeciliği A.Ş. İzmit Tesislerinin Otomasyon ve İş Geliştirme Şefi Ümit Yaşar Demur; tesiste hemen her şeyin sisteme entegre olduğunu, birer dakika aralıklarla otomatik olarak kar ve zarar durumunun takip ve kontrol edilebileceğini söylüyor.
Yeni tank ve otomasyon yatırımları ile güçlenmeye devam eden İzmit Tesisleri kapılarını, ST Proses Otomasyonu dergisi okurlarına açtı. Tesis gezimiz esnasında bizlere eşlik eden Limaş Liman İşlemeciliği A.Ş. İzmit Tesislerinin Otomasyon ve İş Geliştirme Şefi Ümit Yaşar Demur, ABB Proses Otomasyonu Bölümü Kontrol Teknolojileri Kanal Satış Müdürü Feyza Celik, BAB Mühendislik Kurucusu ve Genel Müdürü Burak Balcı ile tesis yatırımlarının detayları ve ABB 800xA sisteminin tesise sağladığı avantajları konuşma fırsatı bulduk.
Tesis, devam eden projelerle büyümeye devam ediyor. Limaş’ın kapasitesini ve depolama gücünü öğrenebilir miyiz?
Limaş Otomasyon ve İş Geliştirme Şefi Ümit Yaşar Demur:
Tamamı Hayat Holding’ e ait olan Limaş Liman İşletmeciliği A.Ş., 1992 yılında Grup tesislerinin yer aldığı İzmit-Yeniköy´de faaliyete başlamıştır. Grup firmalarının terminal, depolama ve lojistik hizmetlerine yardımcı olmanın yanında, sanayi kuruluşlarına da hizmet sunulmaktadır.
Limaş Liman İşlemeciliği A.Ş. Faaliyetleri;
1-Dökme sıvı kimyasal gemileri yükleme/boşaltma ve depolama,
2-Genel kargo gemileri yükleme/boşaltma,
3-Geçici Depolama sahasında genel kargo depolama,
4-Konteyner yükleme, boşaltma ve depolama alanında da hizmet verme,
Kimya Sanayisindeki artan iş hacmi ve talepleri doğrultusunda, terminal kapasitesi artırılarak değişik ürün gruplarında sertifikalı depolama tanklarıyla 3. şahıslara depolama hizmeti verilmektedir
Sıvı Tank Terminali; Her nevi sıvı kimyasal depolaması, gemi tahliye ve yüklemesi, kara tankerlerine dolum ve tahliye hizmetlerini kapsamaktadır. Terminalimiz Körfez Petrokimya Gümrük Müdürlüğüne bağlı A tipi genel antrepo niteliğinde olup, Bureau Veritas tarafından API 650 standartlarına göre sertifikalandırılmış 380m3, 650m3, 1500m3, 1900 m3, 2105m3, 3150m3, 3850m3 ve 4180m3 kapasiteli 45 adet tank bulunmakta olup toplam kapasitemiz 126,000m3 tür. Sıvı kimyasal iskelemiz No:1, 165,0 metre boyunda ve 20,0 metre genişliğinde olup max. 10,0 derinliğiyle max. 30.000 DWT ‘ye kadar kimyasal tankerlerin yanaşmasına uygundur. Tesisimiz yıllık 1.000.000 ton kimyasal madde elleçleme kapasitesindedir.
Tanklarımız Carbon Steel malzemeden imal edilmiş olup değişik kapasitelerde ısıtmalı, izelasyonlu, yüzer tavanlı ve Epoxy Coating tanklarımızda mevcuttur. Tüm tanklarımızın dolum tahliye devreleri ayrı olup kara tankeri dolumları kantar üzerinde otomatik yapıldığından müşterilerimizden gelen talepler hatasız net olarak yapılabilmektedir. Ayrıca tüm tanklarımızdan gerektiğinde gemi yüklemesi yapılabilmektedir. Tanklarımızın tamamı NFPA standartlarında yangın söndürme sistemleri ile tanklarımızda emisyonun engellenmesi için ürün cinsine göre yüzer tavan, filtre ve scrubber sistemleri ile donatılmış olup ayrıca kapalı sistem tanker dolum operasyonları da yapılabilmektedir.
2016 Yılında tesisimizde sıvı depolama terminaline 18 tank ilavesi ile toplam 88.000 cbm kapasite arttırımını tamamlayıp toplam depolama kapasitemizi 214.000 cbm ‘e arttıracağız. Bu yeni yapılan tanklarımız müşteri taleplerine göre krom, Marineline kaplamalı, ısıtmalı, yüzer tavanlı tanklar olarak imal edilecektir. Tank yatırımımızı 2016 3. Çeyreğinde tamamlayacağız.
İskele operasyonlarında 9 farklı ürünün aynı anda gemi yükleme/boşaltması yapılabilmektedir. İskele boru hatlarımız 6" ve 8" Carbon Steel ve Stainless Steel malzemeden olup ürün cinsine göre Isıtmalı/İzelasyonlu hatlarda bulunmaktadır. Tüm boru hatlarımız operasyon sonrası PIG ile süpürülmekte olup bu şekilde hatlarda ürün kayıpları ve ürün değişikliğinde kontaminasyon olasılığı önlenmiştir.
Terminalimiz CDI tarafından denetlenip sertifikalandırılmış olup, tüm ekipmanlarımız uluslararsı standartlara uygun olarak seçilmekte gelişen teknolojilere göre yeni yatırımlar yapılmaktadır. Operasyon personelimiz alanında deneyimli kişilerden seçilip değişen teknoloji ve şartlar çerçevesinde sürekli eğitim verilerek gelişimleri sağlanmaktadır.
Limaş´ ta yükleme boşaltma işlemleri ve tüm operasyonlar Cumartesi, Pazar ve resmi tatil günleri dahil olmak üzere 24 saat esasına göre yapılmaktadır. Limaş limanına yanaşan ve kalkan gemilere Dekaş-Medmarine şirketleri tarafından pilotaj ve römorkaj hizmeti verilmektedir. Gemi boyları uygun olduğu takdirde, aynı anda 3 gemiye yükleme, boşaltma hizmeti verilmektedir. Mevcut atık alma tesisleri sayesinde gemilere verilen atık alma hizmetleri İzmit Çevre ve İzmit Gümrük birimleriyle koordineli olarak yürütülmektedir.
Konteyner ve Genel kargo İskelemiz No:2, 240,0 Metre boyunda ve 22,0 metre genişliğinde olup max 13,5 metre su derinliği ile max 50.000 DWT’ye kadar konteyner ve Genel kargo gemilerinin yanaşmasına uygundur. Tesisimizde konteyner ve Genel kargo elleçlemesi için aşağıdaki ekipmanlar bulunmakta olup yıllık 250.000 TEU konteyner ve 1.000.000 ton genel kargo elleçleme kapasitesine sahiptir.
Ümit Bey sektördeki ilk faaliyetleriniz nasıl başladı? Limaş’a katıldıktan sonra burada ne tür gelişmeler söz konusu oldu?
Ümit Yaşar Demur: Ben bilgisayar mühendisiyim. İlk çalışmaya başladığım esnasında benim burada ki görevim IT sorumluluğuydu. Daha sonra elektrik departmanı sorumluluğunu üstlendim. Süreç geliştikçe otomasyon bölümü sorumluluğunu aldım. ERP ve SAP çalışmalarımdan dolayı iş geliştirme departmanı sorumluluğunu üstlendim. Şu anki aşamada IT, Otomasyon, Enerji ve İş Geliştirme departmanı sorumluluklarını meslektaşım Bahadır Beyin desteği ile yürütmekteyim. Şu an kadromuz da toplam 5 kişi bulunuyor.
SEVESO yönetmeliğini daha birçok tesis ve marka dikkate almazken, yatırımın gerekliliği ve önden yatırım yapmanın avantajlarını Genel Müdürümüz Sn. Hakan ELMAS beye aktardık ve ileri görüşlülükle yatırım için gerekli destek ve bütçeyi sağlayarak tesisimizi şu anda bulunduğu duruma getirmeyi başardık. O dönemde Türkiye’de bu konuda hizmet verebilecek firma bulunmuyordu. Bu konuda çok ciddi sıkıntılar çektik. Halen de ürün aldığımız bazı firmalardan entegrasyon konusun da istediğimiz detay da destek alamadığımız durumlarda kendi ekibimiz ile yaptığımız inceleme ve araştırmalar ışığında çalışmalarımızı tamamlıyoruz.
Devreye aldığımız ve devam eden projelerin neredeyse tamamını işletmemiz bünyesinde kendi ekibimiz ve Burak Bey ile son 5 yıldır birlikte yürütüyoruz. Birçok sıkıntı atlatarak ve yanlıştan dönerek edindiğimiz bilgilerle tesisimizi bu hale getirdik. Son 5 yıldır yaptığımız yatırımlarda geriye dönük bir revizyon ihtiyacımız olmadı veya kullanmadığımız malzemeyi alıp depo da tozlu raflara koymadık. Şu ana kadar her şey planladığımız çerçevede ilerliyor. Bu konuda da ciddi bir birikim elde ettik. Zaten kısmet olur da işletmemiz farklı bölgelerde farklı limanlar edinir ya da yeni limanlar inşa ederse şu noktadan sonra bizim için son derece zahmetsiz bir yapılanma süreci söz konusu olacaktır. Çünkü A’dan Z’ye işletmenin her noktasında kendimizi son derece geliştirdik.
Nasıl bir paylaşım yaşandı proje esnasında, markalar arasında?
BAB Mühendislik Kurucusu ve Genel Müdürü Burak Balcı: Ümit Bey’in insanı zorlayan bir yapısı var ve tesiste bu sebepten dolayı mükemmel bir yapı söz konusu. Bu bizi oldukça zorladı hem de gelişimimizi sağladı.
Devreye alınacak sistem ile ne tür avantajlar elde edilecek?
Ümit Yaşar Demur: Devreye alma çalışmalarına devam ettiğimiz yeni otomasyon ve ilave modüller sayesinde A’dan Z’ye bütün süreçler sistem tarafından takip ve kontrol edilebilecek. Tesiste hemen her şey sisteme entegre edildi ve Scada ile ERP sistemleri arasında ciddi bir entegrasyon gerçekleştirdik. Tesis işlerken oluşan gelirler ve giderler 1 dk. Aralıkla otomatik olarak hesaplanmakta ve tesisin kar / zarar durumunu neredeyse nete yakın doğrulukta anlık takip ve kontrol edebileceğiz. Noktasal olarak çalışan sistem sayesinde kar / zarar noktalarını gözlemleyerek gerekli iyileştirmeleri yapılabilecek ve maliyet ve risk faktörlerini aşağı çekebileceğiz. Sistem aynı zaman da detaylı veritabanı oluşturduğundan ekipman ve personel bazlı performans karşılaştırmaları ve gerekli iyileştirmeleri yapabilmemize imkan sağlayacak.
Burak Balcı: Aslında tesisle ilgili tüm bilgiler 800xA’ya aktarılıyor. Solon yazılım firmasına ait Solonport liman yönetim erp sistemi ile Limaş ‘ın yönlendirme ve desteği sayesinde iki sistemi bir birine entegre etmeyi başardık. 800xa ve solon kendi databaselerinde işledikleri verileri birbirleriyle anlık olarak paylaşıyor ve iki sistem birbirinden aldığı verileri kendi sistemlerine yansıtabiliyor. Bu işi yaparken endüştride kullanılan neredeyse bütün haberleşme protokollerini kullandık. Örnek vermek gerekirse; Opc, ModBus, ModuleBus, Profibus, RS232, Foundation fieldbus, Fieldbus v.s.
Feyza Celik: Limaş tesisinde şansımız Ümit Bey’in öngörülü yaklaşımı ve BAB mühendislik ekibinin esnek çalışması oldu. Tesiste kullandığımız DCS platformu System 800xA’nın esnek sistem mimarisi sayesinde alışılmışın dışında bir proje ortaya çıkardık.
Tüm birimler için ortak bir ekrandan bahsediyoruz sanırım. Fakat ciddi bir veri akışı söz konusu. Gerekli olan veriler bile eğer doğru şekilde okunamazsa bir angarya haline dönüşebilirler.
Ümit Yaşar Demur: Yetkilendirmeler sayesinde her departman kendine ait verilere erişebiliyor ve yetkisi çerçevesinde sisteme veri girişi yapıp müdahalede bulunabiliyor. Örnek vermek gerekirse motor ve pompanın 500-1000-1500 ve 2000 saatte bir farklı şekil de bakımlarının yapılması lazım. Bakımcı arkadaşlarımız 3 ayda veya 6 ayda bir motor ve pompa bakımlarının yapılacağını belirlerler.
Örneğin müşteri 40 nolu tanka bir ürün getirdi ve 3 ay boyunca hiç hareket görmedi ve motor ve pompa 3 ay boyunca toplam 5 saat çalıştı. Diğer taraftan 10 nolu tanktaki motor sürekli çıkış yaptı ve 600 saat çalıştı. 40 nolu tankın bakımı henüz gelmedi fakat 10 nolu tanka ait motor ve pompanın bakımı zamanı geçti. Motor ve Pompa bakımını geç yaptığınızda ekipmana zarar vermiş oluyorsunuz ve risk kat sayınızı arttırıyorsunuz. Diğer tanktan çıkış olmadığı ve motor çalışmadığı halde sırf 3 ay dolduğu için belirli bir masraf yapıp orada hiç kullanılmamış bir ekipmanı değiştirerek maliyetinize zarar vermiş oluyorsunuz. Bu sistem bize motorun ne kadar çalıştığını ve bu motorun ne kadar süre sonra bakıma ihtiyacı olacağının bilgisini vererek önden hazırlık yapma imkanı veriyor. Bu sayede kritik stoku olmayan malzemeler için önceden temin yatırımı yapabiliyorsunuz. Çünkü bu ürünlerin bir çoğunun temin süresi 3 haftayı bulabiliyor. Öncesinde bu planlamanın yapılması gerekiyor.
Burak Balcı: Aslında bu kadar bilginin yönetimi oldukça zor. Bilgiler ulaşılabilir durumda fakat yaklaşan etkinlikler için 800xA bizi uyarabiliyor. Bir anda bütün bilgilere bakmamıza gerek kalmıyor. 800xA sizin yerinize gerekli takibi yapıp size uyarı olarak bildirim yapabiliyor. Aslında bu kadar bilgiyi atlamanız mümkün fakat sistem uyarıları ile bu konuda önlem almış oluyor. Aslında burada yapılan proje ile 800xA, bir Scada olmaktan çıkmış durumda.
Burak Balcı: Anahtar ile emir verilebiliyor. Ümit Bey sahada olmadığında da kritik konularda kendisi SMS ve mail ile alabiliyor. En kritik alarmlar hakkında sürekli bilgilendirme yapılmış oluyor bu sayede. Alarmların ve bakımların tasniflemesini doğru yaparsanız, bilgi içinde boğulmazsınız. Bir kişi tüm verilerle ilgilenmeye çalışırsa o denizde boğulabilir. Burada birimler bazında da, ulaşılabilecek sayfalar bazında da yetkilendirme yaptık. Herkes herşeye müdahil olamıyor. Sadece Ümit Bey ile Bahadır Bey müdahil olabiliyor.
Feyza Hanım ABB Proses Otomasyon Bölümündeki göreviniz ve göreviniz ile ilgili çalışmalarınız nelerdir?
ABB Proses Otomasyonu Bölümü Kontrol Teknolojileri Kanal Satış Müdürü Feyza Celik: Kontrol Teknolojileri olarak isimlendirilen DCS ile kompact PLC ve kompakt SCADA ürünlerinden oluşan ürün gamının yer aldığı bölümde satış müdürüyüm ve 4 yıldır ABB’de çalışıyorum. Kontrol Teknolojileri Bölümünde bize değer katan ABB partnerlerimiz ile birlikte projeleri yürütüyoruz. Kimya, gübre, su, enerji, maden, doğal gaz, petrol, altyapı ve diğer sektörde partnerlerimizle beraber pek çok başarılı çalışmaya imza attık. Bazı uygulamaları ilk kez Türkiye’de gerçekleştirdik, bu kapsamda Türkiye’de bulunan referanslarımız yurtdışından bile ziyaret ediliyor.
Sanallaştırma işleminin başka örnekleri var mıdır? Bu çalışma tesise ne tür avantajlar sağladı?
Feyza Celik: Endüstride sanallaştırma neredeyse pek duyulmamışken bizler 2013 yılında Limaş tesisinde ilk sanallaştırma projemizi devreye aldık. Konfigürasyonumuzda sistem sunucuları dahil tüm sistemin yedekli olmasının yanısıra uzun dönemli arşivleme, web browser aracılığıyla uzaktan izleme, kullanıcıya SMS&e-mail gönderme, SAP entegrasyonu gibi çok sayıda özellik mevcuttu. Tüm bunlar için ayrı server kullanımı hem maliyetimizi ve uzun vadede enerji tüketimimizi artıracaktı. System 800xA’nın sanallaştırma özelliğiyle güçlü bir sunucu kullanarak önemli maliyet avantajı sağladık. Bu anlamda güncel teknolojileri endüstri dünyasında da uygulamanın öncüsü olmak bizim açımızdan heyecan vericiydi.
Burak Balcı: Belki de Türkiye’deki ilk sanallaştırmadan bahsediyoruz. IT çok fazla kullanılıyor fakat bir endüstriyel tesiste sanallaştırma çok alışılagelmiş bir kavram değil. Biz bu proje sayesinde 800 xA’nın nereye kadar ulaşabileceğini de görmüş olduk. Bu yüzden bize sorulan proje sınırı sorularına ‘Hayalinizle Sınırlı’ diyoruz. Limaş bence büyüyen bir çocuk gibi ve durmadan yaşıyor. Yaptığımız bu projeleri de birçok yerde anlatabilme fırsatım oldu. Bir Scada düşünün; SAP entegrasyonu olsun, bir Scada düşünün Third Party bir yazılım ile entegre olsun. Kablosuz veya yapılabilirliği hayalinizle sınırlı olsun.
Ümit Yaşar Demur: Liman otomasyonunda SIS’ler ve SIL konulu operasyonlarımızın tamamın da gerçek server kullanıyoruz. Dolum otomasyonu, enerji otomasyonu, aydınlatma otomasyonu, tek hat izleme, el terminali modülleri, protokol değiştirme yazılımlarının tamamı sanal makinalarda çalışıyor. Level siviçleri, yangın otomasyonu gibi kritik otomasyonların tamamı yönetmelik gereği ayrı bir otomasyon sistemi ile çalışıyor. Burada da sıradan değil özel server’ları, güç üniteleri olan cihazları kullanmak durumundayız.
Burak Balcı: Vinçlerin durumları, Scada ekranlarının tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Küçük bir oda gibi dursa da burası aslında bir ‘üs’. Gerekli birimler ise gereken verilerin gerektiği kadarını öğrenebiliyorlar. Bu konuda da 800xA yetkilendirme konusunda çok başarılı. O yüzden ilgili kişi ilgili yere baktığı sürece herhangi bir sorun söz konusu değil. Böylece kestirimci bakım hem de alarm management anlamında daha öne çıkan bir firma oluyorsunuz.
Feyza Celik: System 800xA’da yetkilendirme tamamen sizin tercihlerinize bağlı. Herhangi bir bilgisayardan mühendislik şifreniz ile giriş yaptığınızda mühendislik arayüzüne, operatör olarak giriş yaptığınızda da operatör arayüzüne erişebiliyorsunuz. System 800xA’da programlama yapılırken kimlerin ne kadar bilgiye ulaşabileceğine dair sınırları siz çiziyorsunuz. Bunun yanı sıra bir bakım uzmanı kendi şifresiyle sisteme giriş yaptığında sadece bakıma dair verileri, muhasebe veya tesis müdürü de yalnızca mali gider ve gelirlerle ilgili kayıtları görebiliyor.
Başka ne tür alanlardaki operasyonlarda performans değerlendirmesi yapılabiliyor?
Burak Balcı: Bir Scada’da yine bir dolum konusunda performans değerlendirmesi görme imkanınız olmamıştır. Ne kadar sürede dolum yapıldığını, aktif sürede ne kadar dolum yapıldığını, pasif dolumun ne kadar sürdüğünü ve toplamda dolum odasının ne kadar süre işgal edildiğini görebilirsiniz. Biz bu performans değerlerinin tamamının 800xA’ya hesaplattırıyoruz. Bu yüzden 800 xA’nın bize sağladıkları sayesinde performans konusunda bilgiler alabilmek için de sistemden faydalanabiliyoruz. Bu sayede bir önceki ya da bir sonraki dolum ile ilgili verileri alabiliyorsunuz. Dolum süresi uzadığında bunun için gerekli araştırmalar yapabiliyorsunuz.
Dolum işlemi esnasında olası riskleri önleyici ne tür sistemler kullanılıyor hatta?
Ümit Yaşar Demur: Dolum istasyonlarımız da kullandığımız bütün ekipmanlarımız Atex ve ex-proof zone 1 sertifikalıdır. Kapalı ve açık dolum sistemimiz ve scrubber ünitelerimiz mevcuttur. Kapalı dolum sisteminde tanker üzerinde ki taşma siviçleri ile haberleşme kurarak taşma alarmı geldiği esna da dolumu otomatik durdurabiliyoruz, kapalı dolum esnasında tanker gaz çıkışını scrubber sistemine aktarıyoruz ve sistem tarafından otomatik olarak devreye alınıyor. Tanker kantarda olduğu süre boyunca topraklama pensesi ile topraklanıyor ve topraklama doğrulaması sürekli yapılıyor, dolum esnasında topraklama pensesi çıkartılırsa dolum otomatik olarak duruyor.
Bütün dolum operasyonları ex-proof el terminali üzerinde kendi geliştirdiğimiz özel bir yazılım ile yapmakyatız. Solonport Erp sisteminden gelen dolum emrinde belirtilen Antrepo, Beyanname, Tank No, Miktar, Kantar No, Araç plaka ve Şöför adı bilgileri ışığında dolumlar yapılmakta ve gerçekleşen dolum verileri Solonport a aktarılarak dolumlar tamamlanmaktadır. Dolum esnasında araç gözlerinin mühürlenmesi zorunluluğu var ve kullandığımız mühürlerikapı çıkış fişinde ve irsaliyesinde belirtmelisiniz. Bizim sistemimizde kullandığımız mühürlerde barkod kullanıyoruz ve mühürlenen araç gözü el terminalindeki lazer borkod okuyucu ile okunarak solonport a aktarılıyor ve solonport bunları kapı çıkış ve irsaliyeye otomatik olarak yazılmasını sağlıyor. Dolum istasyonlarımızda SIL3 gaz ve alev algılama sistemlerimiz ve olası alarm durumlarında dolumları durdurarak hidrant ve köpük springlerini algılama yapılan noktada birkaç saniye içerisinde devreye alabiliyor.
800 xA globalde de birçok projede kullanıldı ve yapılabilecekleri tecrübe edildi. Entegratörlerinize bilgi konusunda ne tür destekler veriyorsunuz ürünle ilgili yeni ve zorlu projeler için?
Feyza Celik: Türkiye ABB’de teknik anlamda oldukça güçlü bir ekibimiz var. Ekibimiz ürünlerimiz ile proje ve uygulamalar yapmış kişilerden oluşuyor. Bundan dolayı ürünlerimiz ile ilgili herhangi bir desteğe ihtiyaç duyulması durumunda kısa sürede uzaktan erişim veya 24 saat içinde yerinde müdahale ile entegratörlerimize destek veriyoruz. Sadece Türkiye’de değil, globalde de dinamik bir teknik destek ekibimiz mevcut. Entegratörlerimiz bizimle bağlantılı olarak global ekip ile görüşebiliyorlar. Yılda en az bir kere yurtdışından ürün geliştirme ekibinden uzmanlar Türkiye’yi ziyaret ediyor ve entegratörlerimizin ürünlerle ilgili istek ve taleplerini dikkate alıyor. Bu noktada ürünlerimizi geliştirirken en büyük ilham kaynağımız entegratörlerimizin görüş ve düşünceleri oluyor. Tüm bunların yanısıra entegratörlerimiz kendi şifreleriyle girdikleri portal üzerinden ürün uzmanları ile görüşerek ürün ve uygulamaları ile ilgili sorularını sorup, destek alabiliyorlar. Dünyanın dört bir yanında ürünlerimizi kullanan diğer entegratörlerle görüş ve düşüncelerini paylaştıkları AKS (Application & Knowledge Store) isimli bir forum sitelerimiz de mevcut.
ABB markasının çalışmalarını nasıl gözlemlediniz proje esnasında?
Ümit Yaşar Demur: Aslında projeye başladığımız da başka bir firma ile ABB ürünlerini kullanarak bu işi yapacaktık, fakat firma bu konuda yeterli kabiliyeti gösteremediği için biz ABB ile direkt olarak iletişim kurduk. Yeni bir projeye başladığımızı fakat projeyi ilerletemediğimizi dile getirdik. ABB Türkiye organizasyonunun yanımızda olup olmadığını sordum. Sabah 8’de ofise geldiğim de ABB ’den bir ekibin geldiğini ve beni beklediklerini söylediler. Sonrasında hiçbir şekilde bir mağduriyet yaşatmadılar. Takdir edersiniz işletmeler de projeler belirli bir bütçe ile yürütülmektedir. Anlaşmanın üzerine bir şeyler eklemek benim yetkim dâhilin de olan bir konu değil. ABB ’de bu hassasiyetleri bildiği için elinden gelen tüm desteği bize sundu. Firmayı aradan çıkardı ve başka bir partnerini bize yönlendirdi ve yeni partner firmaya ciddi bir destek verdiler. Şartlar değişip Burak Bey kendi firmasını kurdu. Genç ve dinamik bir firma olduğundan ve maddi hırsları olmadığından dolayı uygun koşullarla birlikte çalışma fırsatımız oldu.
Burak Balcı: Yeni markanın kuruluşu ve Limaş projesinin başlaması noktasında bu süreç benim için oldukça zorluydu. Ortada bir sözleşme var ve toparlanması gereken bir proje var. Biz bu işi toparlamak için elimizden geleni geceli gündüzlü çalışmalar yürüttük. Cumartesi gelip Pazartesi günü ayrıldığımız zamanlar oldu projenin başından. Anlatması çok kolay gerçekleştirmesi oldukça zor 3 yıl süreli bir çalışma gerçekleştirdik. Çok ciddi paralar harcandı fakat ortaya güzel bir çalışma çıktı. Daha halen belirli insanlarla bir araya geldiğinde projelerin gereklilikleri tartışılıyor. Firmalar ve tesisler yeni yatırımlara ön yargılarla ve yüzeysel olarak bakıyorlar. Fakat işin içine girip bir kademe fazlasına gittiğiniz zaman yeni yatırımların faydalarını görebiliyorsunuz. Bunu anlatmak ve göstermek gerekiyor.
Bu konuda ABB’nin müthiş bir gücü de var bildiğim kadarıyla. ABB University bu konuda size büyük faydalar sağlıyordur, değil mi?
Feyza Celik: Biz eğitimlerimizi, son kullanıcılar ve partnerler için olmak üzere iki kategoride yapıyoruz. Bunun için de ABB Üniversitesini ve demo setlerimizi kullanıyoruz. Son kullanıcılarımız bizden eğitim talebinde bulunduklarında, onlara uygun olan zaman aralığını ve istedikleri içerikleri belirleyerek eğitim programını yapıyoruz. Partner eğitimlerimiz, son kullanıcı eğitimlerine göre çok daha detaylı oluyor, sadece ürünlerin belli özelliklerine yönelik eğitimler gerçekleştiriyoruz. Ürünlerimizi ilk kez kullanacak olan kullanıcı veya entegratöre her türlü danışmanlık hizmeti veriyor ve projelerinin tüm aşamalarında destek veriyoruz. Teknik ekibimizden ilgili kişiler devreye alma süreçlerinde, grafiklerin oluşturulmasında, lojik sayfalarının yazılmasında mutlaka yanlarında oluyor. Çünkü ABB’nin prensibine göre bir proje için yazılım gereklilikleri var. Tüm bu gereklilikleri partnerlerimize aktarıyoruz ve partnerimizin projelerinin de ABB proje disiplininde olmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Sistemin, yeni hat, ünite veya tesis yatırımının entegrasyonu konusunda sağladığı avantajlar nelerdir?
Feyza Celik: Bildiğiniz üzere çalışmakta olan bir tesisin modernizasyonu veya yeni bir ünite eklenmesi gibi durumlar söz konusu olduğunda yazılım ve devreye alma süresi oldukça önemli hale geliyor. System 800xA entegre yapısı sayesinde yazılım ve devreye alma sürelerini ciddi anlamda kısaltıyor. Bunun yanısıra entegre sistem bize uzun vadede güncelleme kolaylığı sağlıyor. Tesisiniz için herhangi bir duruş gerektirmeden birkaç saat içinde tüm sistemin güncellenmesi mümkün oluyor. 800xA OPC temelli ve entegrasyona açık bir sistem; bu sebeple ABB, 800xA platformunu amiral gemisi olarak tanımlıyor. 800xA bir DCS platformu olarak Profibus, ModuleBus, Ethetnet/IP, DeviceNet, Modbus, IEC61850, Profinet gibi popüler protokollerle saha cihazlarına doğrudan erişim sağlıyor. Bu da tek bir sistem ile tesisin tamamı için farklı PLC ve SCADA sistemlerine ihtiyaç duymadan kontrol ve izleme işlemlerini gerçekleştirmemize ve ciddi maliyet avantajı sağlamamıza yardımcı oluyor.
Önümüzdeki dönem için sahada ABB veya BAB mühendislik tarafından Limaş A.Ş’de bir personel istihdam etme durumu olacak mı?
Burak Balcı: Haftanın en az iki günü burada bulunuyoruz. Limaş’a gelirken, artık bir müşterimize geliyor gibi düşünmüyoruz, tesisi kendi tesisimiz olarak düşünüyoruz. Herkes bir şekilde bu çocuğu büyüttü ve büyütmeye de katkıda bulunuyor. 3 boyutlu tasarımlar, drone projesi ve Scada ile entegrasyon konuları burada yapmayı planladığımız projelerden. 800xA, esnekliğinden dolayı bir limanda, bir enerji santralinde, bir su tesisinde, Botaş tesisinde görebileceğiniz bir yapı. Çok üst düzey bir sistem olduğu için sizin proses beceriniz kadar uygulama imkanı sağlıyor. İster kendi kütüphaneniz isterseniz ABB’den satın alabileceğiniz bir kütüphane ile çalışmalarınızı sürdürebilirsiniz. Buradaki know-how’ın tamamen buraya ait olması için burada kalmasını istiyoruz. Bu yüzden kütüphane ve yazılım tamamen buraya uyumlu olarak tasarlandı.
Ümit Bey SEVESO konusunda Limaş A.Ş. ne kadar ileride?
Ümit Yaşar Demur: SEVESO için 2011 yılından itibaren yatırım yapmaya başladık. SEVESO’nun istedikleri arasında: Yangın otomasyonları, seviye otomasyonları, emisyonla ilgili gaz ölçümleri, dolum yapılan manifolt noktalarında gazın çıkabileceği alanlar olması sebebiyle gaz ve alev ölçümleri, tank sahalarında gaz ve alev ölçümleri, topraklama otomasyonları, kapalı devre dolum sistemleri, dolum otomasyonunun sistemle ve ERP ile entegre olması konuları gibi daha birçok sistemin ve entegrasyonun gereklilikleri var. Bizim işletmemiz çok tehlikeli kimyasallar sınıfına girdiği için hiçbir şekilde SEVESO yönetmeliğinden kaçma ihtimalimiz yoktu. Bu yüzden bu çalışmalara en ağır şekilde başladık. 2011 yılından beri yaptığımız çalışmalarda; dolum otomasyonunu devreye aldık, Burak Bey ile birlikte. Yangın otomasyonu çalışmalarımız bitmek üzere, enerji izleme otomasyonlarını tamamladık.
Aydınlatma ve kompanzasyon otomasyonlarını tamamladık. Maliyet modülleri ve maliyet analizleri ile ilgili modüllerimizi oluşturduk. Radar seviye sistemlerini kurduk, tank taşma otomasyonu ile ilgili çalışmalarımız sürüyor fakat bu çalışmalarımız da 2016 yılında tamamlanacak. İskeledeki gemilerin topraklama sistemleri ile ilgili gerekli çalışma ve yatırımları gerçekleştirdik. Bütün saha içerisindeki Zone alanları içerisinde gerçekleştirdiğimiz bütün bu çalışmaları, yürütebileceğimiz el terminalleri üzerinden gelişen bir modül hazırladık. Bu kendi yazdığımız bir yazılımdı.
Son dönem projeleriniz nelerdir, birlikte yürüttüğünüz?
Önümüzdeki dönemde tamamen 3 boyutlu tasarıma geçiyoruz. 3 boyutlu gözlüklerle de uyumlu bir sistem olacak bu. Bir masayı sanal bir limana da çevirebileceğiz. Tesis genelinden aşağı yukarı veri alamadığımız bir nokta yok. Biz bunların tamamını 3 boyutlu bir görsel üzerinde online olarak alabileceğiz. 3 boyutlu yönetim konsolunda aynı zamanda maliyetlerin dışında tesisteki bütün ekipmanları da bu konsol üzerinde tanımlayacağız. Bir arıza oluştuğu veya bir bakım süresi geldiği zaman, bu konsol üzerine ilgili ekipman üzerinden ilgili sinyaller gelecek. Sahaya gitmeden de o ekipmanın çalışma durumu, vibrasyon durumu, sıcaklığı ve alabildiğimiz değer her neyse tamamını bu konsol üzerinden alabileceğiz.
Aynı zamanda 3 boyutlu gözlüklerle de sahada bir ekipmana, araca, tanka ya da alana baktığınızda GPS Tag’ler ile gerekli verileri görme imkanına sahip olacaksınız. Sesle komut üzerine de çalışıyoruz şu anda. Belirli komutlar çerçevesinde rapor, gelir, tartım durumu gibi konuları sistem arka planda zaten hali hazırda bu verileri hazırladığı için biz yalnızca ekrana yansımasını isteyeceğiz. Bunlar şu an bizim belirli bir noktaya taşıdığımız çalışmalar. İnsansız hava araçları üzerinde de bir takım çalışmalar yürütüyoruz. Termal kameradan gelen görüntülerle, 3 boyutlu görüntüleme teknolojisinden gelen görüntüleri birbirine bindirerek bize görüntü sağlayacaklar. Drone’lar, tesiste belirli bir hava sıcaklığına ulaşıldığında kapalı istasyonlardan havalanarak tesisin bir üç boyutlu termal haritasını çıkaracak. Bunu sadece sıcaklığı ölçmek olarak düşünmeyin. Çünkü bazı kimyasallar yandığı zaman bunun herhangi bir şekilde dumanı oluşmayabiliyor. Sadece havada o dalgalı radyasyonu görme ihtimaliniz var. Drone’lar bize ısı haritası yönlendirerek bize müdahale koridorlarının yolunu açacaklar. Biz de bu bilgileri yer ekipleri ile paylaşarak ve elektronik gözlükleri onlara vererek tanka nereden müdahale edilebileceğiyle ilgili soğuk alanları göstereceğiz. Bunun dışında, tankın dış sıcaklığı cidardan dolayı çok yüksek olabiliyor. Emisyonları düşürüp buharlaşmayı önlemek için tanklarda soğutma yapılması gerekebiliyor. Bununla ilgili otomatik olarak devreye atacaklar biz de buradan gelen verilerle tank soğutmalarını devreye alıp çıkaracağız ve bununla ilgili da modüller hazırlıyoruz. Kablolu drone’lar da özel silikon kablolar ile enerji alabilecek ve pil ağırlığı olmadığı için de üzerin de ekstra özel ekipmanlar taşıyabilecek insansız araçlar olacaklar. Bu drone’ların servo sistemleri de özel ve hava da daha uzun süreler kalabiliyorlar. Bu drone’ların suya karşı, toza karşı ve belirli bir rüzgara karşı mukavemet gösterdiğini de belirtmeliyim. Kablolu modeller de gerektiğinde bir gün süresince havada kalarak o alandan bize görüntü aktarabilir olacaklar. Ülkemiz böyle projelerde belirli bir noktaya ulaşırsa biz de bu tip projelerde dışa bağımlılıktan kurtulmuş oluruz, umarız. Birçok şeyi yapabilecek aşamadayız.