Rektör Prof.Dr. Oral Erdoğan: Denizcilik medeniyettir
Denizcilikle beraber işletmecilik ve finansı harmanlayan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan’ın başarılı bir eğitim hayatı olmuş.
İlkokuldan üniversite doktora mezuniyetine kadar derece ile mezun olan Erdoğan, İTÜ Gemi İnşaatı Mühendisliği’ni bitirdikten sonra, yüksek lisans ve doktorasını İşletme Mühendisliği alanında yapmış.
21 Mayıs 2014 tarihinden bu yana Piri Reis Üniversitesi’nin Rektörlük koltuğunda oturan Prof. Dr. Erdoğan rektörlük teklifinin kendisine beklenmedik bir anda geldiğini söylüyor.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Nerede doğdunuz, çocukluğunuz nasıl geçti?
Kimlikte doğum tarihim 1 Ocak 1969. Ancak esas doğum tarihim 5 Ekim 1968. Antalya’da doğdum. Çocukluğum Antalya’da geçti. O yıllar Antalya çok güzeldi. Genelde bahçeli evler vardı. 6 yaşımda iken iki katlıdan 5 katlı, 20 daireli, bahçeli bir apartmana taşındık. Oturduğumuz apartmanda 60’ın üzerinde çocuk vardı. O sebeple çok sayıda arkadaş edindim. Ayrıca Antalya’da yaşadığım için sürekli denize de girebiliyordum.
Aileniz ne işle meşguldü?
Annem ve babam terziydi. Çok sayıda kişinin çalıştığı bir atölyemiz vardı. Annem halk eğitimde dikiş nakış öğreticiliği de yaptı. Ayrıca Antalya’da şoför eğitimlerini ilk veren bayandır.
Ailenizde sizin gibi akademik kariyer yapan kişiler var mı?
Evet, var. Baba tarafından dedem Lütfü Erdoğan’ın sekiz torunundan üçü Profesör, biri Doçent oldu.
Eğitim hayatınıza değinelim biraz da. Nasıl bir eğitim hayatınız oldu? Nerelerde okudunuz?
İlkokulu Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda, ortaokulu Faruk Tugay Ortaokulu’nda okudum. Ardından Antalya’nın en gözde lisesi Antalya Lisesi’ne devam ettim.
Başarılı bir öğrenci miydiniz?
Disiplinli çalışmanın her zaman faydası olduğuna inanırım. İlkokulda matematik yarışmalarına beni seçerlerdi. Ortaokulda 9,09 ortalamayla üçüncü oldum. Liseyi 8,54 ortalama ile bitirdim. Lisans, yüksek lisans ve doktora programını birincilikle tamamladım.
EN ÇOK FİZİK ve MATEMATİĞİ SEVDİM
Eğitim hayatınızda en çok sevdiğiniz ve başarılı olduğunuz dersler hangileriydi?
İlkokulda matematiğim çok iyiydi. Ben de neden yapılamasın ki diyerek üstüne zevkle düştüm matematiğin. Lisede ise fizik dersi beni çok etkilemiştir. Dersin hocasını çok severdim. Yaşlı bir hocamızdı. Okulun daha ilk haftası bize şöyle demişti: “Müfredata göre 20 kusur bölümümüz var ama ben size en fazla 8 bölüm anlatabilirim. Şikayet etmek isteyen varsa gitsin şikayet etsin milli eğitime.” Dediği gibi, 8 konu anlattı; ama o 8 konuyu tam anlamıyla öğrendik.
Lisedeki fizik hocanız dışında unutamadığınız başka hocalarınız da oldu mu?
Benim için ilkokul öğretmenim Hüsnü Yıldız çok özeldir. Fırsat buldukça ziyaret ederdim ama geçtiğimiz yıl kaybettik. Bir diğeri de rahmetli Noyan Arsan hocamdır. Doktora çalışması yapmak için Atlanta’daki West Georgia Üniversitesi’ne kabul edildiğimde Noyan Hocam kendi evinde kalmamın onu mutlu edeceğini söyledi. Beşiktaş takımını tuttuğumu da öğrenince “Kesinlikle bekliyorum” dedi. Yurtta ya da evde kalmak yerine onun evinde kaldım. Aşırı mütevazı ve sabırlı, gerçek bir öğretmendi. Sorulan basit bir soruya bile “Çok güzel soru, bunu hemen şöyle anlatayım” diye yaklaşırdı.
Hayatımda en önemli yeri olan bir diğer isim ise Niyazi Berk hocamdır. Yüksek lisans ve doktora tezimi onunla çalıştım. Finans sektöründe güçlü adım atmamda, hatta evlilik anlamında da önemli rolü olmuştur. Eşimle beni tanıştıran kişidir.
Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü’nde tamamlamışsınız. Üniversiteye giriş hikayenizi anlatabilir misiniz? Neden bu alanda eğitim görmeyi tercih ettiniz?
1985 yılıydı. O zamanlar üniversite sınavına girmeden tercih listesi hazırlanırdı, sınav günü dosya ile teslim edilirdi. Tercih listemde İTÜ Uçak Mühendisliği yer alıyordu. Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği yoktu listede. Ailem ise tıp istiyordu. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni de hemen altına yazdım. Sınavdan bir gün önce İstanbul’a gittim. İTÜ’de okuyan abim listeye baktı, “Ne işin var Uçak Mühendisliği’nde? Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği’nde okuyan arkadaşlarım daha 3. sınıfta projelere, işlere giriyorlar” dedi. Böylece Uçak Mühendisliği’ni listeden sildik ve Gemi İnşaat’ı yazdık. Ertesi gün sınava girdim. Kabus, karanlık bir amfide, bir de tüm salon fazladan bir saat bekletilerek sınava alınmıştık.
Sınavı kazanamadığınız için mi tekrar girdiniz?
Hayır, o sınavda İTÜ Gemi İnşaat’ı kazandım, kayıtta yaptırdım. Üniversiteye devam ederken Kasım ayında futbol oynarken düşüp sağ bileğimi kırdım. Bileğim alçıya alındı. Ardından teknik resim dersimden sınavım var. ‘Beni başka gün sınava alın’ dedim. Kabul etmediler. “Final sınavına girmezsen kalırsın. Bütünlemeye girersin” dediler. Ben Antalya’ya gidebilmek için bütünlemeye kalmak istemiyordum. Sonunda sınava aldılar. Tabi bir çizim sınavı ve kolum alçılı. Çok zorlandım. Benim için sadece süreyi biraz uzattılar. Neticede geçtim, ama bu durum beni üzdü. Bir de sınava girersem çok daha yüksek puan alabileceğime de inanıyordum.
Sınava başvurduktan sonra finalleri geçtim. Ara dönemde Antalya’daydım. İkinci dönem rahatladım. Üniversitede yavaş yavaş arkadaş ortamım genişledi. Bölümüme de alıştım. Bu arada da hiç üniversite sınavına hazırlanmadım. Ancak yine de tercih yapıp sınava girdim. Bilkent Bilgisayar Mühendisliği’ni başa yazdım. Ardından sırasıyla ODTÜ Makine ve İTÜ Elektronik’i yazdım. Bilkent’i kazandım. Artık karar vermem gerekiyordu. İTÜ Gemi İnşaatı’nın o zamanki dekan yardımcısı (aynı zamanda Piri Reis Üniversitesi’nin benden bir önceki rektörü) olan kıymetli hocam Osman Kamil Sağ’a durumu anlattım. Bana dedi ki: “Sen, Gemi İnşaat 1. sınıfı üçüncülükle bitirmişsin. Başarılı bir öğrencisin, burada kal. Sana burs bulmaya da yardımcı olayım.”
Sonrasında beni ABS (American Lloydu) Genel Müdürü Behçet Tuğlan’a gönderdi. Burs vermek istediklerini söyledi. Ben de böyle olunca Bilkent’e gitmedim. İTÜ’de Gemi İnşaat’a devam ettim. 3. sınıfa geçerken Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nden de burs almaya başladım. Yüksek lisansa başladığımda da bursum devam etti.
İTÜ İşletme Mühendisliğinde Doktora Yaparken tez çalışmaları için Atlanta’da bulundum.
Daha sonra yüksek lisans tezini daha iyi araştırıp yazabilmek için iki aylığına Londra’ya gittim. City Üniversitesi’nin imkanlarını kullandım. Doktora tezimi yazma aşamasında da Amerika’ya gittim. Georgia State ve West Georgia Üniversitelerinin eğitim ve kütüphane imkanlarını burslu dersler de alarak etkin bir şekilde kullandım.
1994 yılının Haziran ayında Amerika’dayken bana West Georgia Üniversitesi’nden araştırma görevliliği teklifi oldu. Ardından Niyazi Hocam aradı “Borsa’nın yeni başkanı araştırma bölümü kuracak. Sermaye piyasalarına yatkın, sektörlerden de anlayan tanıdığınız var mı diye sorunca biz de seni önerdik, görüşmeye bekliyor” dedi. 27 Haziran 1994 Cuma günü görüşmeye gittiğimde Borsa’nın o zamanki başkanı, rahmetli Tuncay Artun beni karşıladı. Beklenmedik şekilde ilk olarak “Sen ne iş yaparsın, ne yaptın Amerika’da?” diye sordu. “Piyasa etkinliği ile uğraşıyorum” deyince “Onunla uğraşsan ne olur biz yaptık da ne oldu?” dedi. Ben de ‘Haklısınız. İlk defa böyle bir soru ile karşılaştım, ben de aynı düşünüyorum. Ama sayısal yönden birçok şeye de katkı sağlıyor bu çalışmalar’ dedim. “Ne mesela?” diye sordu. ‘Türkiye’de Borsa’ya yabancıların yatırımı hemen hemen hiç yok. Bu konuda bir araştırma yapmaya çalıştım. Yabancı yatırımcılar portföy mantığıyla bizim borsamıza %5 civarı yatırım yaparsa hem riskleri artmaz hem de getirileri daha fazla olabilir’ dedim. “Emin misin?” dedi. “Eminim, hocalar ile de görüştüm” dedim. “Pazartesi işe başlar mısın?” dedi. Kabul ettim ve böyle başladı oradaki görevim. Borsa’nın Araştırma Bölümü’nün ilk uzmanıyım. Hatta Tuncay Bey “Müdür Yardımcısı olur musun?” demişti. Ben idari bir görev istemediğim için reddetmiştim. Uzman olarak destek vermek istedim. İMKB’nin ilk yayınlarını hazırlama ve çıkarma, edit etme süreçlerinde bulundum. Sonrasında Yıldız Teknik Üniversitesi‘nin kıymetli rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış vardı. Beni hemen kadroya atamak istedi. Tuncay Bey’in vefatının ardından kurum bu konuda sorun yarattı. Bir de Koç Üniversitesi’nde dersler veriyordum. Koç Üniversitesi’ne tam kadro beklerken rektör tarafında görev sonlanmaları oldu. O sıralarda bir yıllığına askere gittim. Hayatımın önemli bir kısmını da deniz kuvvetlerinde asker olarak yaşadım. Gölcük’te Donanma Komutanlığında çok güzel günlerim geçti. Bir şey dışında: Keşke beraber kaldığımız Yıldızlar Su Üstündeki çok sayıda arkadaşı 17 Ağustos Depreminde kaybetmiş olmasaydım. Askerden sonra üniversiteyi iyice kafaya koymuştum. Ama doçentlik gerekiyordu. 2000 yılında finans alanında doçent oldum. O dönem çok kıymetli hocalarım Prof. Dr. Taner Bersoy ve Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu Bilgi Üniversitesi’ne davet etti. “Burası bir aile, sen de bizimle ol” dediler. Diğer üniversite olma ihtimallerini düşünmeden Bilgi Üniversitesi’ni tercih ettim. Bilgi Üniversitesi’nde 2005 yılında profesör oldum. Orada finans alanında lisansüstü programlarının açılması ve sermaye piyasaları ve yatırımlara yönelik 4 binin üzerinde kişiye uzmanlık eğitimleri verilmesini sağladık.
Rektörlüğe ne zaman geldiniz? Göreve gelişiniz nasıl oldu?
Piri Reis Üniversitesi’nde önce Mütevelli Heyeti Başkan Danışmanı olarak başlayıp hemen ardından Profesör kadrosuna kabul edilip Rektör Yardımcısı atandım. İlk iş olarak İkisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı olarak fakültenin oluşumunu sağladım. Çok mutluyum o konuda da. Türkiye’nin en saygın hocaları beni kırmayıp geldiler. Önceki Rektör hocamızın 2014’ün Nisan ayında ayrılmasıyla Mütevelli Heyet benim devam etmemi rica etti. Rektörlük teklifi aslında hiç beklemediğim bir anda geldi.
Hobileriniz nelerdir? Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
8 yaşında bir oğlum var. Boş zamanlarımda eşim ve oğlumla vakit geçirmeye çalışıyorum. Ayrıca fırsat buldukça bilimsel yayınlar dışında da kitaplar okuyorum. Satrançla ve bazı deniz sporları ile ilgileniyorum. Bunun yanında sinemaya da ilgim var. Aksiyon ve komedi filmlerini severim.
Piri Reis Üniversitesi’ni Dünya denizcilik eğitim ve öğretiminde, bilimsel çalışmalarda ve projelerinde en öne çıkarmak istiyoruz.
Üniversitemiz modern kampüsü ve eğitim olanakları; Deniz Ticaret Odası ve Denizcilik Camiasının tam desteği ve çok saygın akademik ve idari kadrosu ile öğrencilerinin en iyi şekilde yetişmesi, nitelikli bilimsel çalışmaların gerçekleştirilmesi, uygulamaya yönelik projeler yapılması yönünde nicelik ve nitelik açıdan en iyi çalışmalara odaklanmıştır.