Darbeci Tuğamiral'in savunması
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu 270 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 270 sanığın yargılandığı davaya ilişkin duruşmanın öğleden önceki oturumunda tutuklu sanıklardan eski Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur savunma yaptı. Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tuğamiral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen tutuklu sanık Çamur, savunmasında sıkıyönetim direktifleri çerçevesinde "kendisine bağlı 7 gemiyi deniz hudut kapılarının kapatılması, limanlara hiçbir geminin giriş ve çıkışına izin verilmemesi için seyre çıkarttığı" suçlamalarını reddetti.
18 Temmuz'da haksız şekilde tutuklandığını iddia eden Çamur, darbe girişimi akşamı mesai bitiminde askeri kamptaki moteline geçtiğini, saat 21.00'de kendisini eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ömer Faruk Harmancık'ın arayarak, "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu." dediğini ileri sürdü.
Bu söylemi teyit etmek için Ankara'daki Deniz Kuvvetler Harekat Başkanlığında görevli olan eski Tuğamiral İrfan Arabacı'yı aradığını iddia eden Çamur, Arabacı'nın "Ankara çok karışık. Genelkurmay'dan silah sesleri geliyor." demesi üzerine Kuzey ve Güney Görev Grup komutanlarını aradığını belirtti.
Çamur, şunları dile getirdi:
"Eski Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Halil İbrahim Yıldız'la konuştuk. Karargaha geçince gemi makinelerinin ısıtılmasını söyledim. Böyle bir durumda limanda kalmak güvenli olmazdı. Eski Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığı haberlerini gördüm. Bunun üzerine gemilerin limandan ayrılması için 'Personel çağrı planını uyguluyoruz.' dedim. Limandan ayrılırken sıkıyönetim direktifi geldiğini öğrendim. Ben de son korvetle limandan ayrıldım." Sıkıyönetim listesinde Güney Deniz Saha Komutanı olarak atandığını öğrendiğini anlatan Çamur, gece 03.00'te Donanma Komutanlığından çok çelişkili emirler geldiğini ve personeline bu emirlere uyulmayacağı yönünde direktif verdiğini iddia etti.
Amacının gemilerin ve personelin emniyetini sağlamak olduğunu ileri süren Çamur, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'ndan 16 Temmuz sabahı gemilerin limana girilmesi emri geldi. Ben de uyguladım. Gemilerin seyir yapmaktan başka bir faaliyeti olmadı. Gemiler bekleme sahaları olan Foça önleri, Karaburun açıklarında bekledi. İzmir Körfezi’ne doğru gitmediler. Giren gemiler sorgulanmadı ve deniz trafiğine müdahale edilmedi. Cephanelikten bir tane bile mermi çıkarılmadı. İzmir Limanı'nın kontrol altına alınması, girişinin kontrol edilmesi mümkün değildir.
10 saat süre denizde kaldık. Bana bağlı gemilerin hiçbiri sorgulanmamıştır. O gece yapılanlar savaş durumunda yapılanlar değildir. İddianameye bu suçu yazan askerliğini yapmamış."
Cep telefonlarının toplatıldığı iddiası
Çamur, 15 Temmuz gecesi gemi personelinin telefonlarının gemi komutanının kamarasında toplatıldığı iddiasına ilişkin de personel arasında "darbeci" olabileceğinden şüphelendiğini öne sürerek, "Gemide kimin neci olduğunu bilmiyordum. Gemiyi ele geçirecek durumda olabilirlerdi." dedi.
Tutuklu sanık Çamur, "Ben o gece kimsenin emrini uygulamadım. Gemilerdeki atış kontrol sistemi uzman personel tarafından kullanılır. 5-6 kişi gerekir. Darbe girişimim olsaydı uzman personeli çağırırdım. TCG Heybeliada, TSK'nın en iyi gemilerindendir. Sıkıyönetim direktifindeki talimatları yerine getirebilecek belki de tek gemidir. İstanbul'a göndermezdim." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Çamur, darbe girişimini önceden haber aldığı, gemilerin İzmir Körfezi girişinde Foça açıklarında kendilerine verilen koordinatlar doğrultusunda karakol kurduğu, bu şekilde İzmir Körfez girişinin savaş gemileri ile kapatıldığı ve bağlı komutanları ile "Yurtta Sulh Konseyi'nden" yeni talimatlar beklediği iddiaları üzerine de "15 Temmuz akşamı personelimin ve gemimin emniyeti için limandan ayrıldım. Aynı olay bugün olsa yine yaparım." beyanında bulundu.
İddianame
İzmir'de FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, Fetullah Gülen'in "birinci" şüpheli olduğu 267 sanığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamaları yöneltilmişti.
Daha sonra hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.
Sanıklar arasında tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, "Yurtta Sulh Konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.