Türk boğazlarında yerli ve milli gemi trafik sisteminde imzalar atıldı
Milli Savunma Bakanı Canikli, "Bu sistemin sağlayacağı istihbaratı elde etmek için birçok ülke çok ciddi bedel ödemeyi gönüllü olarak isteyebilir. O nedenle bu sistemde üretilen bilgilerin, Türkiye'de kalması son derece önemli." dedi.
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, "Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistem Yükseltmesi ve İlave Projesi"ne ilişkin, "Bu sistemin sağlayacağı istihbaratı elde etmek için birçok ülke çok ciddi bedel ödemeyi gönüllü olarak isteyebilir. O nedenle bu sistemde üretilen bilgilerin, bu trafiğin ortaya çıkardığı istihbaratın Türkiye'de kalması son derece önemli." dedi.
Canikli, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile "Türk Boğazlarında Yerli ve Milli Gemi Trafik Sistemi İmza Töreni"ne katıldı.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Canikli, gemi trafik hareketlerinin daha güvenli, emniyetli, sorunsuz ve etkin bir şekilde organizasyonunu sağlayacak olan "Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistem Yükseltmesi ve İlave Projesi"nin Türkiye, bölge ve tüm sektöre hayırlı olmasını diledi.
Projenin en önemli özelliğinin, tümüyle yerli ve milli teknoloji kullanılarak dizayn edilmesi ve hayata geçirilmesi olduğunu belirten Bakan Canikli, Türkiye'nin, kısa süre önce buna benzer sistemleri üretme imkan ve kapasitesinin bulunmadığını aktardı.
Diğer bütün alanlarda olduğu gibi bu konuda da son yıllarda çok ciddi bir gelişme yaşandığını ve atılım gerçekleştirildiğini vurgulayan Canikli, özelikle savunma sanayi şirketlerinin katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimi konusunda, tartışmasız şekilde dünyada hatırı sayılır bir noktaya geldiğine işaret etti.
Bakan Canikli, bu tür projeleri Türkiye'nin geçmişte, yabancı ülkelerden almak durumunda kaldığını anımsatarak, özellikle güvenlik boyutu olan bu tür projelerde Türkiye'nin yerliliği ve milliliği muhafaza etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Canikli, "Bu sistemin sağlayacağı istihbaratı elde etmek için birçok ülke çok ciddi bedel ödemeyi gönüllü olarak isteyebilir. O nedenle bu sistemde üretilen bilgilerin, bu trafiğin ortaya çıkardığı istihbaratın Türkiye'de kalması son derece önemli." diye konuştu.
Bu tür sistemlerin çok ciddi ihracat potansiyelinin de bulunduğunu kaydeden Canikli, dünyada çok sınırlı sayıda ülkede bulunan bu teknolojinin, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra katma değeri yüksek bir teknoloji olduğu için ihracata da katkı sunabilmesi açısından önemli olduğunu ifade etti.
"Proje son derece anlamlı"
Dünyada lojistiğin kapasitesi ve ihtiyacının sürekli büyüdüğünü belirten Canikli, son 10-15 yıllık dönemde lojistiğin küresel ihracatta payının yüzde 147 oranında arttığını kaydetti.
Hayata geçirilen "Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistem Yükseltmesi ve İlave Projesi"ne ilişkin son derece anlamlı değerlendirmesinde bulunan Bakan Canikli, yoğun ticaret artışlarının lojistiğe olan ihtiyacı da beraberinde getirdiğini, Türkiye ekonomisinin en büyük problemlerinden birinin ise çok katma değer içermeyen, konvansiyonel ürünler üretmek durumunda kalması olduğunu aktardı.
"Türkiye her zamankinden daha fazla kendine güvenebilmektedir"
Türkiye'nin, savunma sanayi alanında hatırı sayılır bir küresel oyuncu olmasına yol açacak önemli bazı projelere ilişkin de bilgi veren Canikli, Türkiye'nin, savunma sanayinin çok kritik ve önemli unsurlarını uçaklar, gemiler, deniz altılar, tanklar, silah, füze, hava ve kara sistemlerini ve birçok ihtiyacın tasarımını yerli olarak yapabilme kapasitesine kavuştuğunu belirtti.
Savunma sanayisinde yerlilik oranının her geçen gün arttığını anlatan Canikli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Atak helikopterlerimiz, Hürkuş uçaklarımız, Bayraktar ile Anka İHA'arımız ve SİHA'larımız, denizaltı ve kurtarma gemilerimiz, amfibi gemilerimiz, sismik araştırma gemilerimiz, ada sınıfı korvetlerimiz, Altay tankımız... Altay tankımızın seri üretimiyle ilgili prototip üretimler tamamlandı ve gerekli testler yapıldı, seri üretimine ilişkin ihaleye çıkıldı, teklifler yapıldı. Bu yılın sonuna kadar bu teklifleri değerlendirip seri üretimle ilgili sözleşmenin yapılmasını planlıyoruz ve en genç 2019'un ilk çeyreğinden itibaren de teslimler başlayacak. Zırhlı araçlarımız, milli piyade tüfeklerimiz, Rasat, Göktürk-1 ve Göktürk-2 uydularımız, Bora ve Kasırga hava savunma sistemlerimiz hepimizin gurur duyacağı ürünlerdir. Bunların özelliği, tasarımlarının milli olarak gerçekleştirilmesidir. Aynı şekilde uçak gemimiz TCG-Anadolu'yu da 2021'de karasularımızda inşallah göreceğiz. Kendi savaş uçağımızı da inşallah 2023 itibarıyla havalandırmış olacağız.
Bütün bunlar, kendi ihtiyaçlarımızı ve daha sonra ihracatımızın kapasitesini artırmak amacıyla teknolojinin milli olarak üretilmesi hassasiyeti ve yoğun olarak son 15 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinin bu konuda kararlı, tutumlu, ısrarlı çabalarının sonucudur. Türkiye bu yönüyle her zamankinden daha fazla kendine güvenebilmektedir."
Türkiye'nin, kendisine tehdit olabilecek birçok projeyi, ilave destek almadan kendi imkanları ve sistemleriyle defedilebildiğini ve ortadan kaldırılabildiğini bildiren Canikli, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Eğer Türkiye 2002 şartlarında sahip olduğu, savunma alanında son derece sınırlı o imkanlara bugün sahip olsaydı, başta terörle mücadele olmak üzere ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yöneltilen tehditlerle mücadele etmesi çok zor olurdu. En iyimser yorumla, çok daha büyük bedeller ödemek durumunda kalabilirdik. Ama hamdolsun bugün bunları tamamen kendi kontrolümüzde, güvenliğimizi sağlamak için rahatlıkla kullanabiliyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesinde savunma sanayi şirketlerimizin çok büyük katkıları var. Onların bu çalışmalarına ve hizmetlerine teşekkür etmek istiyorum.”