Batan 'Bilal Bal' gemisinden kurtulan personel konuştu
Şile’de batan kaptansız geminin başçarkçısının da olmadığı ortaya çıktı. Kartal’da karaya inip kurtulan makine yağcısı ise “Gemi çok eskiydi, egzozdan duman geliyordu, doğacak çocuğumu düşünüp ayrıldım” dedi.
‘M/V Bilal Bal’ adlı 1974 yapımı koster, Gemlik’ten aldığı 3 bin 100 ton çelik tozunu Ereğli’ye götürürken 1 Kasım’da Şile’de 7 mil açıkta batmış ve dokuz denizciye mezar olmuştu. Yedi denizcinin cenazeleri bulunurken, yağcı Engin Yüksel ve aşcı Vedat Odabaşı’nın cenazeleri çıkarılamamıştı. Kosterin batma nedeni belirlenemezken, savcılık soruşturma başlatmıştı. Kaptanı olmadan yola çıkıp batan kosterin teknik sorumlusu olan başçarkçısının da olmadığı ortaya çıktı. Gemiye hiç binmeden ehliyetini kiralayan başçarkçı Ali Doğan’a yurtdışı çıkış yasağı konuldu. Gemi son yolculuğuna çıkmadan önce 31 Ekim’de Kartal’da inen makine yağcısı Sabri Yıldırım, Milliyet’e konuştu. Yıldırım, “Gemi çok bakımsızdı. Egzozundan duman geliyordu, doğacak çocuğumu düşünerek kazadan bir gün önce indim” dedi.
‘Alev çıkıyordu’
Gemiden son gün inerek hayatta kalan ama arkadaşlarını kaybettiği için psikolojik tedavi gördüğünü belirten Yıldırım şunları söyledi: “Gemi çok eskiydi. 27 Ekim’de Gemlik’ten bindiğimde makine dairesinde sorun olduğunu anladım. İlk çalıştırma anında tribünlerden bacalara giden duman direkt makine dairesine geliyordu. Duman, hatta alev çıkıyordu tribünlerden. Gaz kolu iple tutturulmuştu. Balans varilleri çürüktü, su kaçağı vardı. Yakıt tankındaki hortumlar eski usulde uzatılmış ve güvensizdi. Duman çok rahatsız ediciydi. Üç jeneratörden biri çalışıyordu. Geminin sacı erimiş, 3 milime kadar düşmüştü. Şirkete de güvenemedim. Kaptan Refik Telci ve başçarkçı Ali Doğan yoktu. Başçarkçı gemi için çok önemlidir. Geminin bilirkişisinin olmaması beni çok tedirgin etti.”
Gemide son doğum günü
Gemi mürettebatının 26 Ekim’de düzenledikleri doğum günü partisinin görüntüleri ortaya çıktı. 27 yaşına giren makine yağcısı Engin Selçuk ile 21 yaşına giren güverteci Mahir Sanayır için o gün gemide doğum günü kutlaması yapılmış.
Hamile eşi çağırdı
Denizcilik lisesini bitirdiğini ve yedi yıldır denizlerde olduğunu söyleyen Yıldırım, “Gemi hiç içime sinmemişti ve eşim hamileydi, doğacak çocuğumu düşündüm. Eşim arayınca dönmek istedim. Batacağını bilemezdim ama iş güvenliği olmadığı belliydi. 31 Ekim’de benim inmemle, Engin Selçuk makine dairesinde tek kaldı. Kazanın olması için başlı başına bir davetiyeydi bu. Eşim beni çağırmasaydı ben de ölecektim. Gemiyi seferden men etmemeleri büyük hataydı. Şirket sigortamı da yapmamış. Hiçbir gelirim yok, mağdurum” diye konuştu.
Aileler öfkeli
Makine yağcısı Mahir Sanayır’ın ablası Melis Fırtına, “Kardeşimin son seferiydi. 15 Kasım’da Manisa Kırkağaç’ta komando olarak askerliğe başlayacaktı ve doğum gününden bir gün sonra hayatını kaybetti. Onun ölümüne sebep olanların cezalandırılması için elimden geleni yapıyorum. Sorumluların hapse girmelerini istiyorum” dedi. İkinci kaptan Cüneyt Yedican’ın oğlu Deniz Yedican ise, “Ben de denizciyim. Bu geminin limandan bile çıkmaması gerekirdi. Gemide çalışan tüm mürettebat her işi yaptı, babam kaptan olmasına rağmen şanzıman yağını bile değiştirdi. Hem fazla yükü var hem de başçarkçısı ve kaptanı yok. Bu acıyı yaşamamıza neden olanlar cezalarını çekmeden içimiz rahat etmeyecek” diye konuştu.
'Cinayetten dava açılsın'
‘Bilal Bal’ kosterinin batmasıyla ilgili Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, liman başkanlıkları, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın kazayla ilgili tuttuğu raporlar incelenerek süren soruşturmaya yakınlarını kaybeden aileler de katılmak istedi. Gemide hayatını kaybeden ikinci kaptan Cüneyt Yedican ile Mahir Sanayır’ın yakınları, deniz hukuku avukatı Ömer Faruk Bostancı ile Şile Adliyesi’ne gidip savcılığa dilekçe verdi.
Avukat Bostancı, Gemlik ve İstanbul liman başkanlıkları başta olmak üzere, gemiye binmeden kaptanlık ehliyetini kiralayan Refik Telci, başçarkçı ehliyetini kiralayan Ali Doğan, Üçel Deniz Taşımacılığı gibi sorumluluğu olan herkesten şikayetçi olduklarını belirtti. Bostancı, “Dosyanın ‘kasten adam öldürme’ veya ‘taksirle adam öldürme’ suçlarından görülmesini istiyoruz. Görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik, rüşvet incelemesi de şart. Bulunamayan iki cenaze için tekrar arama yapılması ve geminin batma nedeninin belirlenmesi, ders alınması için çok önemli” dedi.