Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Fırkateyni'nde alıkonulan eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele, İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Müşteki Kösele, saat 00.35 sıralarına TCG Yavuz'da alıkonuldukları kamaradan Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e telefon edip yaptığının yanlış olduğunu izah ettiğini ve eylemlere derhal son verilmesini emrettiğini söyledi.
Öztürk'ün kendisine, "Komutanım ben emirleri farklı bir makamdan almaktayım. Sizi burada misafir edeceğiz." yanıtını verdiğini anlatan Kösele, Öztürk'ün, emrindeki gemileri seyre çıkarıp kendisi seyre çıkmaktan korkan Ayhan Bay gibi birinden emir aldığını dile getirdi.
Kösele, alıkonuldukları ilk anlarda muhabere için cep telefonlarını kullanabildiklerini aktararak, "(Öztürk) Cep telefonları aracılığıyla emir verdiğimizi anlayınca gemiyi cep telefonu kapsama alanı dışına çıkarmıştır. Darbeye karşı koymak için gösterdiğimiz çabayı zorlaştırmak için elinden geleni yapmıştır. Geminin kapsama alanı dışına çıkması nedeniyle 04.00-08.00 saatleri arasında cep telefonuyla iletişim tesis edemedik." diye konuştu.
Öztürk ile yaptıkları telefon görüşmesinin ardından kamarada rehin tutulduklarını anladığını belirten Kösele, "Bu şekilde kamarada oturup olanları televizyondan izledik. Bu aykırı faaliyete katılanlar açısından durumların kötüleşmeye ve faaliyetlerin sonuçsuz kalacağına kanaat getirdikten sonra gemi komutanına kamaradan telefon açtım. Kendisine 'Ben senin komutanınım, ikinci defa ikaz ediyorum, emir komuta sisteminin dışına çıktın, bana inanmıyorsun, televizyonu aç olanları izle ve kararını ver.' diyerek görüşmeyi sonlandırdım." ifadelerini kullandı.
"Cep telefonuyla 55 görüşme yaptım"
Kösele, sabaha karşı saat 06.30 sıralarında Gemi Komutanı Öztürk'ün, kamaranın kapısına gelerek "Komutanım bir yanlış anlaşılma oldu, özür dilerim. Ben tekrar sizin emrinize girmeye hazırım." şeklinde yanlışını söyledikten sonra, Gölcük'e intikal edilmesi yönündeki son emrini kendisine verdiğini anlattı.
Gemidekilere güvenmedikleri için kamarayı açıp dışarı çıkmadıklarını söyleyen Kösele, saat 12.30-13.00 sıralarında Gölcük Poyraz Limanı'na giriş yaptıklarını ve askeri savcıların gemiye gelmesinin ardından gemiden çıkış yaptıklarını bildirdi.
Kösele, saat 13.40'da gerekli tahkikatın yapılması için işlemleri başlattığını ifade ederek, gün boyunca ve devam eden günlerde mahalli idareciler, adli makamlar ve emniyetle etkin bir koordinasyon içerisinde olduğunu anlattı.
Donanma Komutanı olarak kalkışmanın başladığı 22.41'den 13.40'a kadar geçen periyotta resmi cep telefonuyla ilgili kişilerle 55 görüşme yaptığını kaydeden Kösele, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nu, 6 defa aradım, Bostanoğlu da beni 4-5 defa aradı. Gece boyunca Milli Savunma Bakanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, İstanbul'daki amiraller, Kocaeli Valisi ve Emniyet Müdürü ile görüştüm. Darbenin önüne geçilmesi amacıyla emir aldım, emir verdim. Cep telefonuna ulaşılamamasının tek nedeni, aşırı kullanım nedeniyle meşgul olmasıdır. Bana cep telefonuyla ulaşmak isteyen, biraz uğraşsa muhakkak ulaşabilirdi."
"Atış yapılmasının amacı asla koruma değildir"
Kösele, 15 Temmuz gecesi TCG Kemalreis Savaş Gemisi'nden top atışı yapılmasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eğer bu atış beni korumak amacıyla yapıldıysa, saat 05.50 sıralarında Kalamış açıklarında bulunan TCG Kemalreis ile alıkonulduğum TCG Yavuz arasındaki mesafe 60 kilometredir. Bu atış diğer gemileri korumak için yapıldıysa en yakın gemi 30 kilometreyle TCG Büyükada'dır. Ayrıca, bu sırada TCG Fatih ve TCG Salihreis 60, TCG Gökova 35, TCG Göksu 32, TCG Oruçreis 30, TCG Tufan, TCG Kalkan ve TCG İmbat hücumbotları 55 kilometre mesafededir. Gemilerin bu kadar dağınık olduğu bir ortamda caydırıcı atış yapamazsınız. Bu mesafelerden Donanma Komutanı'nın, lojistik bota karşı korunması anlamsızdır. Saat 05.51'de her şey belli olmuşken halen atış yapılmasının amacı asla koruma değildir. Kullanılan mermi, eğitim mermisidir ama kullanılan hartuç harp mermisinin hartuçunun aynısıdır ve gerçek mermiyle aynı sesi çıkararak insanlar üzerinde psikolojik etki yaratır. TCG Kemalreis'ten yapılan atışın darbecilerin kararlılığını göstermek ve insanlarda psikolojik baskı kurmak için yapıldığını düşünüyorum."
Mahkeme Heyeti Başkanı Hakim Yusuf Sevimli'nin, özel olarak şikayetçi olduğu kişi veya kişilerin olup olmadığını sorduğu Kösele, "Darbe girişimine karşı koyma çabasını engellemeye çalışan TCG Yavuz Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ten şikayetçiyim. Gerek şahsıma ve personelime kurşun sıkmak suretiyle görev yapamaz hale getirmeye çalışmıştır, bu nedenle şikayetçiyim." dedi.
Başbakanlık Avukatı Halit Çokan da Kösele'ye "Hayrettin İmren'e karşı ortaya konulmasını istediğiniz tavır bana yumuşak geldi. Ömer Halisdemir örneğinde olduğu gibi başka yerlerde daha sert tedbirlerin alındığını görüyoruz. Siz neden sadece 'Hayrettin İmren'in emirlerini dinlemeyin.' demekle iktifa ettiniz?" şeklinde soru yöneltti.
Kösele, soruyu şöyle cevapladı:
"Hayrettin'in kimlerle hareket ettiğini, kendisine kimlerle müdahale etmek gerektiğini muhakeme etmem gerekiyordu. Gölcük'te olsaydım bunu daha rahat yapabilirdim. Hayrettin İmren'le hareket eden subayların çoğu kendisine bağlı Güvenlik Tabur Komutanlığı personelidir. Güvenlik Tabur Komutanı'nın bölgeye intikal etmesini bekledim. Şehit olan arkadaşım (Ömer Halisdemir) o müdahaleyi yapmasaydı çok önemli bir komutanlık darbecilerin eline geçmiş olacaktı. Hayrettin İmren ise zaten emrinde olan kapıları ele geçirmek gibi boş bir gayret içerisindeydi. Eğer Halisdemir örneğindeki gibi bir durum söz konusu olsaydı o zaman ben de benzer tedbirleri almaktan çekinmezdim."
*************
11 SAATTE ANLATTI
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davada 15 Temmuz'da TCG Yavuz Fırkateyni'nde alıkonulan eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, o geceyi 11 saatte anlattı.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 19 Ocak'ta verilen aranın ardından Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile yakınları hazır bulundu. Celseye müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Gül Gülmez, Abdullah Yürük, Emre Arık, TBMM avukatı Ömer Burak Barış ile AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatı Hüseyin Coşkun katıldı. Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bazı vatandaşlar da duruşmayı izledi.
ESKİ DONANMA KOMUTANI O GECEYİ ANLATTI
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Fırkateyni'nde alıkonulan eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele müşteki olarak dinlenildi. İzmir 18. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılan Kösele, 11 saat süren celsenin son bölümünde sanık ve avukatlarının sorularını yanıtladı.
"KOMUTANLAR BANA DANIŞMADAN GEMİ KALDIRAMAZLAR"
Avukat Numen Çetin'in, "müvekkili tutuklu sanık eski Güney Grup Görevi Komutanı tuğamiral Nazmi Ekici'nin, darbeyi destekler bir emri olup olmadığını" sorması üzerine Kösele, "Darbe girişimi öncesinde terör saldırısı ihbarları alınıyordu ama hiçbirinde gemilerin kalkması emrini vermedim. Dalış timlerini görevlendirerek denizden gelecek tehditlere karşı koymaları ve emniyeti sağlamaları emrini verdim. TÜPRAŞ'ta yangın çıktı, gemilerin kaldırılması emrini vermedim. Dolayısıyla görev grubu komutanları bana danışmadan gemi kaldıramazlar. Eğer bunu yapıyorlarsa amaçları farklıdır." yanıtını verdi.
Kösele, sanık avukatı Burak Yabacı'nın, "Sizin gemide olduğunuzdan bihaber olan personel çok fazla. İddianamede ise genelleme yaparak tüm personelin bahriye geleneğine aykırı hareket ettiği belirtiliyor. Sizin gemide olduğunuzdan haberi olmayıp, komutanının sergilediği tutum nedeniyle tutuklu olan askerler var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusunu ise şöyle cevapladı: "Orada olduğumu bilmeyen personelin suçlanmasına vicdanım el vermiyor. Gemi personeli, gemi komutanının emrine uymak mecburiyetindedir. Gemi personeli komutanın emrini sorgulayamaz, geminin çalışma sistemi budur. Gemi komutanının emirlerini sorgulayan personelin o gemide yeri yoktur."
Avukat Çiğdem Eren, Kösele'ye, müvekkili tutuklu sanık eski Donanma Komutanlıgˆı Harekat Bas¸kanı kurmay albay Mustafa Bardakçı'nın nasıl bir subay olduğunu sordu. Bunun üzerine Kösele, şunları kaydetti: "Benim takdirim ile Donanma Harekat Başkanlığına atanmış bir subaydır. 15 Temmuz'da sözde sıkıyönetim mesajını ilk görenlerden biridir. Mesajda beklenmedik görev değişiklikleri var. Donanma komutanı size o mesaja itibar etmemenizi söylüyor. Benim kendisinden beklentim, 02.30'dan sonra kollarını sıvayarak gemilerin hepsine tek tek ulaşmasıydı. Eğer Bardakçı 'O benim görevim değil' diyorsa kendisi hakkındaki kanaatim olumsuzdur. Ben bile gemi komutanlarına ulaşmaya çalışıyorum, Bardakçı ise makam odasına geçmiş 'Benim görevim değil' diyorsa kanaatim olumsuzdur."
Bir sanık avukatının, "Ben gemide derdest edildim. Gemiye müdahale edin." diyerek birileriyle konuştunuz mu sorusunu ise Kösele, "Bu konuda kimseye emir vermedim. Beni derdest eden gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk geminin sahibidir. Gemi komutanını, ben veya yanımdaki emir ve koruma astsubayları etkisiz hale getirebilirdi ancak gemi komutanının derdest edilmesi gemide isyan çıkmasına neden olurdu. Gemi komutanı ile benim emirlerime uyması konusunda defalarca konuştum, ikna etmeye çalıştım." ifadeleriyle yanıtladı.
Müşteki Kösele, Donanma Komutanlığı'nda irtibat halinde olduğu subaylara, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in derdest edilmesini emrettiğini belirterek, "Gerekirse silah kullanın dedim ama beklenmedik olaylar yaşanmasından endişe duyduklarını söylediler. Gölcük Başsavcısı, 'Kan dökülmesin, bekleyin' demiş." diye konuştu.
"ONLAR BENİ KAHRAMANCA KORUDULAR"
İmren'in emir astsubayı İsmet Coşkun'un, "Şimdiye kadar dış görevde koruma ve emir astsubaylarınızı yanınızda götürmemiştiniz ama darbe girişimi günü İstanbul'a giderken yanınızda geldiler. Bunun nedenini açıklar mısınız?" sorusuna Kösele, şu cevabı verdi: "Şimdiye kadar dışarı çıkarken hiçbir güvenlik tedbiri aldırmamıştım ama o gün Allah'ın hikmeti, koruma ve emir astsubaylarımı yanıma aldım. Onlar beni kahramanca korudular. Sizin ve birçoğunuzun yapmadığını yaptılar. Darbecilere direndiler, karşı koydular."
Veysel Kösele, gemilerin seyre kaldırılması emrinin alt rütbelilerce sorgulanamayacağını dile getirerek, "Ama sonraki faaliyetlerde gemilerin geri dönmesine çağrılarına uymayan, top atışı yapanlar darbenin içindedir" dedi.Kösele'yi etkisiz hale getirerek kamaraya kapatan TCG Yavuz Komutanı Sezayi Özgür Öztürk, "Bulunduğunuz kamaraya isteseydim rahatlıkla girebilecek durumdaydım. Benim sizin kamaranıza girmek istediğimi nereden çıkardınız?" sorusuna Kösele, "Kimse kapının önünde iki el silah atışı yapıldıktan sonra bunu kabullenmemi beklemesin. Girseydiniz o zaman." karşılığını verdi.
"KAÇAK BİR AMİRALDEN EMİR ALDINIZ"
Öztürk'ün, "Gemiye gelene kadar hiç emir verdiniz mi? Sizin sergilediğiniz tutum nedeniyle biz bu şekilde hareket ettik." demesi üzerine Kösele, "Yanlış yerden emir alıyorsanız, şaşırabilirsiniz. Kaçak bir amiralden emir alıyorsanız, sizin şaşırmanızı normal karşılıyorum. O gece en şanslı gemi TCG Yavuz gemisidir. Sözde sıkıyönetim mesajını alan ilk gemilerdendir. Dolayısıyla TCG Yavuz gemisi komutanının muhakeme yapma şansı vardı. Komutan saat 03.00'e kadar muhakemelerini daha iyi yapabilirdi. Televizyonlar açıktı, buradan haberleri izleyip ülkede neler olduğunu anlayabilirdi." ifadelerini kullandı.
Kösele, "Kamaranıza kadar size eşlik ettim. Bana emir verdiniz mi, darbeye ilişkin görüşlerinizi paylaştınız mı?" diyen Öztürk'e hitaben, "Verdiğim ilk emri Komodor Kerim Uça'ya ilettim. Size de emir verdim. 03.05'te 'Yanlış komutandan emir alıyorsunuz, personelinizi ikaz edin. Kaçak bir amiralden emir almak yerine benden emir alın' dedim. Daha ne istiyorsunuz ki? Hatta size yardımcı oldum, 'Açın televizyonu ülkedeki duruma bakın' dedim. Siz gittiniz darbeci Ayhan Bay'ın emirlerini dinlediniz." diye konuştu.
"MAKSADIN, GEMİLERİN EMNİYETE ALINMASI OLMADIĞI ÇOK AÇIK"
Öztürk'ün, "Gemiye bindikten sonra imzaladığınız ve göndermediğim mesajda darbe girişiminin yasa dışı olduğuna dair bir ifade yoktur. Bunun darbe karşıtı bir mesaj olduğunu nasıl anlaşılabilir?" sorusunu Kösele, "Hiçbir subay benim emrimi sorgulayamaz. Size düşen görev, bu mesajın çekilmesini sağlamaktır. Sergilediğiniz tutum kalkışmaya katılmaktır." ifadeleriyle yanıtladı.
Sezayi Özgür Öztürk'ün, sabah kendisine kahvaltı getirildiğini söylemesi üzerine Kösele, "Evet, kahvaltı getirildi fakat ben istemedim. Biz oradayken siz kahvaltı derdindeydiniz. Siz geminin köprü üstünde tostlarınızı yerken biz vatanı kurtarma derdindeydik." dedi Eski TCG Salihreis Savaş Gemisi Komutanı deniz kurmay yarbay Arif Çırtlık, "TCG Kemalreis'ten yapılan atışın darbecilerin kararlılığını gösterme maksatlı olduğunu düşündüğünüzü söylediniz. Somut bir belge sunabilir misiniz?" sorusunu Kösele, şöyle yanıtladı:"Kemalreis'in 16 Temmuz 2016 tarihli jurnal kayıtlarını okuyun. Burada kullandığınız mermiden, merminin çapının yetkinizi aştığınızı söylüyorum. Siz Kalamış'ın bin metre açığında top atışı icra ediyorsanız, bunun maksadının gemilerin emniyete alınması olmadığı çok açıktır.?"
11 SAAT SÜRDÜ!
Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, suçlamayla ilgili olmayan ve tekrar edilen sorular sorarak, yargılamanın uzamasına neden oldukları gerekçesiyle sanıkları sürekli uyardı. Kösele'nin anlatımı tam11 saat sürdü.