''Gemi acilen karantinaya alınmalı''
Brezilya'dan ithal edilen hayvanları Türkiye'ye getiren NADA gemisi Mersin Limanı’na demirledi. Hayvanların limana ulaşması ile birlikte kentte ağır bir dışkı kokusu yayılmaya başladı. Hayvanların yol boyunca pis bir ortamda, işkence altında ve son derece sağlıksız koşullarda getirildiğini gösteren fotoğraf ve videolar ortaya çıkmıştı. Kamuoyuna yansıyan görüntüler tepki yaratırken, skandalı ortaya çıkaran yazar ve hayvan hakları aktivisti Zülal Kalkandelen Mersin’de açıklamalarda bulundu.
“EZİYET BREZİLYA’DA BAŞLIYOR”
Türkiye’nin ucuz et politikasının hayvanlara işkence, insanlara hastalık ve çevreye felaket olarak döndüğünü belirten hayvan aktivisti Zülal Kalkandelen, Mersin’e getirilen ve içerisinde 25 bin 175 sığır olan NADA isimli geminin Brezilya’da yoğun kamuoyu tepkisi ve davalara konu olduğunu söyledi. Gemiye istiflenen hayvanların yaşadığı eziyetin daha başlangıçta Brezilya’da tırlarla yaptıkları yolculuklarda başladığını vurgulayan Kalkandelen, “Gemiye zorla bindirilen hayvanlara elektroşok uygulandığına dair kanıtlar bulunuyor. Bu koşullarda hastalanan hayvanların bir kısmı yaşamını yitirdiği için, gemide kurulan bir düzenekle öğütülerek bir çöp gibi denize atılıyor. Bu manzara yaşadığımız çağda kabul edilemez. Bu nedenle biz hayvan özgürlüğünü savunan aktivistler olarak, canlı hayvan ticaretinin tamamı ile yasaklanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
“BU GEMİLER, ÖLÜM GEMİLERİDİR”
Hayvanların sağlıksız koşullarda taşınması nedeniyle halk sağlığının da ciddi anlamda tehdit altında olduğunu vurgulayan Kalkandelen şöyle konuştu, “NADA’da tutulan teknik raporda kendi dışkı ve idrarlarına bulanarak seyahat eden hayvanların yeminde bile dışkı kalıntıları tespit edilmiştir. NADA gemisinin limanda demirlemesiyle kenti saran yoğun kötü koku günlerce hissedilmekte, korkunç bir hava kirliliğine neden olan gemiden, etrafa bakteri yayılma olasılığı yüksek görülmektedir. NADA gemisi hakkında, bütün bu nedenlerle Brezilya’da açılan dava sonucunda, mahkemenin durdurma kararı vermesine rağmen, siyaset ve ticaret el ele verip hukuku alt ederek geminin yola çıkması sağlanmış; Türkiye’de ise Mersin Barosu tarafından yapılan suç duyurusu, adli makamları harekete geçirememiş, gemide bağımsız bir heyetin inceleme yapmasına imkan tanınmamıştır. Türkiye’nin taraf olduğu Hayvanların Uluslararası Nakliyat Sırasında Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne açıkça aykırı olan bu ticaret, 21. yüzyılda hayvan köleliğini devam ettirip insan sağlığını da hiçe saymakta, ekolojik felaketlere neden olmaktadır. Bu gemiler, ölüm gemileridir ve ölümden, işkenceden, hastalıktan başka bir şey getirmeyecektir. Yolculuk sırasında kaç hayvanın yaşamını yitirdikten sonra cesetlerinin öğütülerek denize savrulduğu bilinmemekte, bu vahşeti ortaya çıkaracak bir resmi bilgi de kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Bu ne ilk ne de son ölüm yolculuğu olacaktır. 2018 yılı sonuna kadar, 975 bin canlı hayvanın dehşet verici koşullarda farklı ülkelerden Türkiye’ye taşınacağı bilgisi medyaya yansımıştır. Biz, başta Brezilya olmak üzere canlı hayvan ticareti yapan tüm ülkeleri kınıyor ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı bu kanlı ticareti derhal durdurmaya çağırıyoruz.”
“HAYVANLAR BOĞAZLARINA KADAR DIŞKIYLA YOLCULUK ETTİ”
Konunun uluslararası bir krize dönüşmek üzere olduğunu dile getiren Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Veteriner Burak Özgüler, Mersin Limanı’na yaklaşan geminin 93 yılında inşa edildiğini ve uluslararası hayvan taşımacılığına uygun olmadığını belirtti. Türkiye’de adli mekanizmaların harekete geçmediğini ancak Brezilya’da yerel makamların hareket geçtiğini sözlerine ekleyen Özgüler, “Brezilya’da bağımsız teknik heyet geminin içerisinde girmeyi başardı. Teknik heyetin raporunda; hayvanların boğazlarına kadar dışkı ve idrarlarına boğulmuş olduğu, hiçbir şekilde hareket edemedikleri, her hayvanın 1 metrekareden az bir alanda tutulduğu ortaya çıktı. Yine teknik raporda hayvanların tutulduğu ortamda yoğun bir amonyak kokusunun olduğu belirtiliyor. Gemi hayvan sağlığı prensipleriyle uzaktan yakında alakası olmayan bir gemidir, dolayısıyla halk sağlığını ciddi anlamda tehdit ediyor. Brezilya’da olduğu gibi Türkiye’de de adli makamları da harekete geçirmelidir. Çünkü hem insan hem hayvan sağlığı tehdit altındadır” şeklinde konuştu.
“LİMANDA NELER OLUYOR, HAYVANLARIN DURUMU NEDİR BİLMİYORUZ”
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ise, AKP hükümetinin tarım ve hayvancılıkla uyguladığı yanlış politikaların gözler önüne serildiğini söyledi. Brezilya’dan gelen NADA isimli geminin Mersin Limanı’na tekrar yanaştığını ve sabah saatlerinden itibaren özellikle liman çevresindeki mahallelerin dışkı kokusuna maruz kaldığını kaydeden Sağlar, “Türkiye, hayvancılıkla oynanan oyunlar nedeniyle hayvan ithal eder hale geldi. Canlı hayvan ithalatı daha da dramatik boyutlara ulaştı. Mersin’e gelen gemide gelen hayvanlar, ne şekilde geldiler, insan sağlığına ne kadar yararlılar bilmiyoruz. Çevreye nasıl etki ettikleri konusunda da bilgimiz yok. Bundan önce de gemiler gelmiş ve gelen hayvanların eziyet içerisinde geldikleri, 28 gün boyunca kendi dışkıları içerisinde buraya kadar geldikleri, yolda öldükleri, öldükten sonra öğütülerek doğaya bırakıldıklarını biliyoruz ancak bu hayvanların insan sağlığına ne gibi etkisi olacağı konusunda bilgimiz yok. Bir yandaşı zengin etmek adına hayvan üreticimizi yok eden bir anlayış uygulanıyor. Limandaki işlemle ilgili bir bilgi sahibi değiliz. Tarım İl Müdürlüğü, gelen hayvanların nasıl karantinaya alınacağı, sağlık koşullarının nasıl olduğu konusunda bilgilerinin olmadığını söylüyorlar. Aynı şekilde Çevre Bakanlığı temsilcileri geminin çevreye nasıl bir etkisi olacağı konusunda bilgilerinin olmadığını söylüyor” dedi.
“YANLIŞ POLİTİKALAR HAYVANCILIĞI BİTİRDİ”
CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu da, hayvanların eziyet edilerek, sağlıksız koşullarda taşınmasına tepki göstererek şunları söyledi: “AKP insan haklarına olduğu gibi hayvan haklarına da saygı göstermemektedir. Türkiye AKP’den önce gerek tarımda gerek hayvancılıkta kendisine yeten bir ülkeydi ama bugün uygulanan yanlış politikalar ile hem tarım ürünleri hem de et ihtiyacını dışarıdan karşılayan bir ülke haline geldi. Bir taraftan hayvanlara eziyet edilmekte diğer taraftan çiftçi mağdur edilmekte.”
“GEMİ ACİLEN KARANTİNAYA ALINMALI”
CHP İl Başkanı Adil Aktay ise, NADA adlı geminin acilen karantinaya alınması, içindeki büyükbaş hayvanların, bağımsız veterinerler aracılığıyla, şeffaf bir şekilde denetlenmesi gerektiğini belirterek, “27 bin büyükbaş hayvanın, dışkı ve idrar içinde, susuz ve aç şekilde yola çıkarıldığı, daha gemi Brezilya'dayken, resmi raporlarla tespit edilmiş ve geminin boşaltılmasına karar verilmişti. Ancak gıda tekellerinin ve onların Brezilya ve Türkiye'deki işbirlikçilerinin girişimiyle, geminin, mahkeme kararına rağmen yola çıkması sağlandı. Brezilyalı uzmanların hazırladığı teknik rapora göre, gemideki büyükbaş hayvanların maruz kaldığı muamelenin tanımı, işkencedir. Olağanüstü kötü koşullarda, haftalarca taşınan bu hayvanlar hem kendileri hastalanıyor, hem de geminin ziyaret ettiği yerlerde halk sağlığı sorunlarına neden oluyorlar. Şimdi aynı risklerle bizler karşı karşıyayız. Ne var ki, yetkililer konunun üstünü örtmekten, gerçekleri gizlemekten başka hiçbir şey yapmıyorlar. Mersin Barosu'nca yapılan suç duyurusunun gereği yerine getirilmiyor.