Tehlikeli atık yüklü gemiye karşı hukuk mücadelesi sürüyor
İzmir Barosu, Aliağa’da bulunan tehlikeli atık yüklü gemiye karşı hukuk mücadelesini sürdürüyor.
Yasadışı yollarla Türkiye’ye sokulan ve bu durum ortaya çıkmış olmasına rağmen sınır dışı edilmeyerek aylarca Aliağa’da tersanede bekletilen, mevzuata aykırı olarak gemi söküm belgesi ve yanaşma izni verilen, 12 Mart 2013 tarihli taahhütnameye rağmen taşıdığı tehlikeli atık ülkemizde bertaraf edilen yabancı uyruklu ALBA adlı gemiye ilişkin sorumlular hakkında İzmir Barosu’nun yaptığı başvuru sonrasında açılan davanın ilk duruşması 2 Nisan 2018 Pazartesi günü Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Baro’nun müdahale talebi kabul edildi
Duruşmaya İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muammer Erçoban ile Kent ve Çevre Komisyonu’ndan Av. Saim Akkurt ve Av. Gülşen Sarıbaş katıldı. Duruşmada söz alan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, baroların meslek örgütü olarak sadece avukatların sorun ve mesleki faaliyetleri ile ilgili konularda değil, bir hukuk örgütü olarak çevre, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ülke ile ilgili tüm sorunlara müdahale edebilme hakları olduğunu ifade ederek, İzmir Barosu’nun davaya müdahale talebinin kabul edilmesini istedi. Mahkeme Baro’nun müdahale talebini kabul ederek bir sonraki duruşmayı 4 Haziran 2018 gününe bıraktı.
“Gazete haberiyle harekete geçtik”
Duruşma sonrası bir açıklama yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, 29 Mart 2013 tarihinde bir gazetede yer alan “Çandarlı sahilindeki Çevre Felaketi” ile ilgili haber üzerine, İzmir Barosu Çevre Komisyonu’nun konu hakkında bilgi edinmek amacıyla ilgili kurumlarla yazışmalar yaptığını, yapılan yazışmalar sonunda tehlikeli atık yüklü yabancı uyruklu ALBA adlı geminin yasa dışı yollarla ülkeye sokulduğunu, bu durumun ortaya çıkmış olmasına rağmen geminin aylarca tersanede bekletilerek sınır dışı edilmediğini, mevzuata aykırı olarak Gemi Söküm Belgesi ve Yanaşma İzni verildiğini, Gas-free işleminin yapıldığını gösteren 24.10.2012 tarihli belgenin düzenlendiğini, 12.03.2013 tarihli taahhütnameye rağmen tehlikeli atığın Türkiye’de bertaraf edildiğini söyleyerek İzmir Barosu olarak yetkililer, Gas-free işlemi yapıldığını gösteren 24.10.2012 tarihli belgede imzası olan şahıs ve firmalar hakkında TCK 181.maddede düzenlenen Çevreye Karşı Suçlar, TCK 257.maddede düzenlenen Görevi İhmal suçları ile soruşturma neticesinde ortaya çıkacak diğer suçlar için suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.