Başbakan Binali Yıldırım: Denizcilikteki itibarımızı yükselteceğiz
Başbakan Binali Yıldırım, Türk Sahipli Koster Filosu'nun Yenilenmesi Projesine ilişkin, "Türk bayraklı gemiler Baltık'tan, Kuzey Denizi'nden Batı Afrika'ya, Karadeniz'den Cebelitarık'a kadar denizcilerin 7 denizlerdiye tarif ettiği coğrafyada bayrağımızı dalgalandıracak ve denizcilikteki itibarımızın yükselmesine çok büyük katkı sağlayacak." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, WOW Hotel'de düzenlenen Türk Sahipli Koster Filosunun Yenilenmesi Projesi'nin imza töreninde, projenin uzun sürdüğünü, hazırlıklardan sonra elle tutulur hale geldiğini ancak tamamen bitmediğini söyledi.
Çalışmalar kapsamında kamunun yüzde 49, özel sektörün yüzde 51 ortak olduğu bir şirket kurulduğunu dile getiren Yıldırım, "Bunu bilerek böyle yaptık. Kamu kuralları burada işi yine başlatan. Mevzuat dolayısıyla hedeflerimizi gerçekleştirmemizde engel olan bir rol oynamasın. Dolayısıyla KOSTER AŞ'de özel sektör anlayışı, özel sektörün iş yapma imkan ve kabiliyetleri öncelikli olacak. Ancak devlettekini koruyup, sonra biz bakarız, ederiz öyle bir şey yok. Ortaksak herkes payını verecek. 100 milyon biz veriyorsak, 100 milyon da karşılığını koyacaksınız. Eş zamanlı gidecek, yoksa ortaklık baştan sakat olur. Onu peşinen söyleyeyim." diye konuştu.
Yıldırım, projenin 3,5 milyar dolarlık bir hacmi olduğunu belirterek, proje süresinin 10-15 yıl olduğunu kaydetti.
Projenin, denizcilik, gemi inşa sanayi için önemli bir proje olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Karadeniz'de, Akdeniz'de bir ölçüde hakimiyet kurabilmemiz lazım. Piyasayı kontrol edebilen bir hale gelebilmemiz lazım. Eğer bunu yapamazsak o zaman bu yaptığımız işin de amacına ulaşması zor olur. Bu projeyi hayata geçirince ne olacak? Bir kere çok zor şartlarda faaliyetini sürdüren gemilerimiz devreden çıkacak. Şimdi armatörlerin gözüne uyku girmiyor. 'Gemisi batı mı? Tekneye bir şey oldu mu?' Bu konuda rahat edecekler. Çevre felaketi, can ve mal emniyeti konusu tamamen gündemden çıkacak. Ayrıca gemi inşa sanayimiz küresel krizden etkilendi. Kamu yatırımları var ama yeni inşalara ciddi canlılık gelecek, sektör 15 sene minimum 500 tekne yapacak. Bu da çok büyük bir iş hacmi. Sadece tersaneler değil, yan sanayiciler, tedarikçiler, tepeden tırnağa herkesin muazzam bir işleri açılmış olacak. Bu belki de gemi inşa sanayide yerlileştirme ve millileştirme hedefimizi de büyük oranda destekleyecek. Ana makineden tut, başka dışa bağımlı olduğumuz başka tesisatlara varıncaya kadar kendi imkan ve kabiliyetlerimizle yapma fırsatı verecek."
Yıldırım, toplam yatırımın en az yüzde 70'inin Türk tersaneleri ve yan sanayi şirketleri tarafından karşılanacağını dile getirdi.
İlk paketin 100 gemi olduğunu ifade eden Yıldırım, "100 gemi 4 bin çalışan demek. Doğrudan, tersanelerde 4 bin yeni istihdam olacak. Ayrıca, bunun dolaylı istihdamı da var. Buraya iş yapacak diğer tedarikçilerden kaynaklanan binlerce vatandaşımız da sektörde iş, aş imkanı bulacak. Finansmanın geriye dönüşü için 10 yıllık bir süre ön görüyoruz. Gemiyi yaptık, piyasaya çıktık ve 10 yılda bu finansman dönecek ve yeni gemiler de devam edecek. Projenin tek elden yürütülmesi bir çatı altında KOSER AŞ ile yürütülmesiyle zaman kaybının önüne geçmiş olacağız. Bir de işlerin maliyet kontrolü ve sektörün bu işten azami ölçüde belirli yerlere yığılma yerine herkesin bundan ekmek yiyeceği bir yapıyı da beraberinde getirmiş olacak." şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, şirketin bir gemi inşa şirketi ve tersane sahibi olmadığını ifade ederek, şirketin organizasyonu yapacağını, bütün tersanelere aynı şekilde, eşit mesafede, herkesin işin bir yerinden tutacağı bir organizasyon olacağını anlattı.
Toplu inşaatta maliyeti de yönetme imkanı bulacaklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bir gemi yapsan maliyeti şu, 20 gemi yapsan maliyeti bu. 20 tane ana makine alıyorsan ayrı pazarlık edersin, bir makine alırsan ayrı pazarlık edersin. Dolayısıyla maliyet kontrolü açısından da büyük avantaj sağlıyor. Bir de 3 bin ton, 6 sin ton, 8 bin ton, 10 bin ton, 12 bin ton şeklinde gruplar yaptığımız zaman bu ciddi anlamda hem inşa süresini hem de maliyeti ciddi ölçüde avantaja dönüştürecek. Bu sürede gemi inşa yan sanayi hem inşaat süresince hem de geminin işletme süresi boyunca ciddi bir tedarik imkanına sahip olacak, sürekli bir kaynak akacak bir yapıyı oluşturmuş olacağız."
"FİLONUN YAŞ ORTALAMASI DÜŞECEK"
Başbakan Binali Yıldırım, yenilenen filoyla Karadeniz'de, Akdeniz'de, bu havzada ciddi bir rekabet gücünün sağlanmış olacağını vurgulayarak, piyasada yapıcı bir pozisyona geçilmesinin de önemli bir girdi olduğunu kaydetti.
Başbakan Yıldırım, deniz yoluyla taşınan dış ticarete konu yüklerin yüzde 75'inin KOSTER'le taşındığını belirterek, "Burada atacağımız adım sadece bir filo yenileme değil, aynı zamanda ülkemizin taşıma ve lojistik politikası açısından stratejik karar olduğunu gösteriyor. Türk bayraklı gemiler Baltık'tan, Kuzey Denizi'nden Batı Afrika'ya, Karadeniz'den Cebelitarık'a kadar denizcilerin 7 denizler diye tarif ettiği coğrafyada bayrağımızı dalgalandıracak ve denizcilikteki itibarımızın yükselmesine çok büyük katkı sağlayacak." dedi.
Her sene "Beyaz bayraktan düştük mü, düşeceğiz mi?" stresinin de yaşamaktan kurtulunacağını ifade eden Yıldırım, faydalarının bununla sınırlı olmadığını, elde edilen ilave navlunun cari açığa olumlu katkı sağlayacağını dile getirdi.
Yıldırım, filonun yaş ortalamasının düşeceğini, yeni gemilerin yüke erişiminin daha da kolaylaşacağını belirterek, şunları söyledi:
"Bu bir anlamda da ülkemizin denizcilikteki pozisyonunu uluslararası kuruluşlar nezdinde daha güçlü hale getirecek. Her gemi bir fabrika. 10 ila 14 kişi çalışacak. Böylece 2 bin, 2 bin 500 arasında yetişmiş nitelikli gemi adamı istihdamı sağlanmış olacak. Bu gemiler yapıldı, 2,5 sene, 5 sene sonra tekrar bakıma gelecek. Bütün bu bakımlar, küçük bakım, büyük bakım esnasında da tersanelere sürekli iş imkanı sağlayacaklar. Dolayısıyla denizci öğrencilerimizin de yetişmesi, denizde bizatihi çalışmalarını da bu gemiler teşvik edecek, onlara çok büyük katkı sağlayacak. Böylece denizde bizatihi mesai yapmış uzman kadrolara sahip olacağız. 15 yıllık süre içerisinde yan sanayide 35 bin kişiye sürdürülebilir bir iş imkanını bu proje sağlamış olacak. Projenin faziletleri say say bitmiyor. "