Dumlupınar şehitleri anıldı
Çanakkale Boğazı'nda, 4 Nisan 1953'te, Nara Burnu önlerinde İsveç bayraklı gemi Naboland ile çarpıştıktan sonra batan Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 denizci, facianın 66. yılında törenle anıldı.
DUMLUPINAR FACİASI NASIL OLDU
1953 yılı…
3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece, Dumlupınar denizaltısı Ege'de katıldığı NATO tatbikatından geri dönüş yolunda, Çanakkale Boğazı'ndan içeriye giriyordu.
Ne var ki saatler 02.15’i gösterdiği sırada, Çanakkale Boğazı'ndaki Nara Burnu dönülürken, Türk denizaltıcılık tarihinin belki de en acı kazası yaşandı. Dumlupınar, İsveç bandıralı Naboland Şilebi ile Boğaz’ın orta yerinde çarpıştı.
Dumlupınar'ın parçalanan baş bodoslamasından hücum eden karanlık sular, baş üstü dikilen koca denizaltıyı 81 denizciyle birlikte birkaç dakika içinde yutuverdi. Denizaltı battıktan sonra battığı yerin bulunabilmesi için aşağıdan bir haberleşme şamandırası fırlatmıştı içinde irtibatı sağlamak için bir de telefon hattı vardı.
Konuşma gemidekilerle bu telefon vasıtası ile yapılıyordu. İlk telefon bağlantısında “Oğlum merak etmeyin... Sizi kurtaracağız...”. Aşağıdan gelen son sesler:
- Alo Dumlu.
- Evet, Dumlu.
- Ben Üsteğmen Suat.
- Evet, efendim ben Selami
- Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
- Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
- Kaç kişisiniz orada?
- 22 kişiyiz
- Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
- Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
- Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
- Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
- Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim.
- Peki efendim...
Denizaltındaki subay ve astsubay ve erlerin tümüne korkunç gerçek söylendi; kendilerini su yüzüne çıkaramayacaklarını buna imkân olmadığı bildirildi.
Artık kendilerine başta söylenen “gerekmedikçe konuşmayın ve sigara içmeyin” telkininin yerine “konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler” denildi. Bunu duyan kahraman denizcilerimizin son sözleri “Sizler sağ olun! Vatan sağ olsun!” oldu. O andan itibaren oksijen bitinceye kadar 72 saat hayatta kaldılar ve “Ah, bir ataş ver cigaramı yakayım, sen sallan gel ben boyuna bakayım…” türküsünü söyleyerek büyük bir tevekkülle son nefeslerini verdiler....