Türk gemileri mülteci kampı gibi
Kuzey Afrika’dan İtalya’ya geçmek isterken Akdeniz’de mahsur kalan mültecileri kurtaran Türk gemileri iyiliğin kurbanı oldu. İtalyan limanları mültecileri kabul etmeyince gemiler âdeta yüzen kamplara dönüştü.
Ege sularında yaşanan mülteci krizi gemilere sıçradı. Türk ticari gemilerin zor durumda bulunan göçmenlere yardım ettiği ancak kurtarılan bu kişilerin limanlara alınmadığı belirtildi. Hâlihazırda İtalya’da uygulanan Salvani Kararnamesi ile düzensiz göçmenleri kurtaran gemilerin İtalya’ya girmeleri ve göçmenleri bırakmalarına izin verilmiyor. Türk bayrağına sahip gemilerin sıkça kullandığı bu rotada göçmen grubuyla karşılaşılması durumunda uluslararası teamüller gereği tartışmasız olarak gemiye almaları gerekiyor. İtalya bu yöndeki talepleri geri çevirmesiyle gemiler adeta mülteci kampına dönüştü. Bu durumun mürettebatın da hayat şartlarını olumsuz etkilediği ifade edildi.
Denizcilik sektörünün problem ve çekincelerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bildirdiği belirtilirken durumla ilgili Dışişleri Bakanlığının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bir yazı gönderdiği öğrenildi. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün denizcilik sektörüne gönderdiği söz konusu yazıda şu ifadelere yer verildi: Denizde zor durumdakilere yardım yükümlülüğünün, uluslararası teamül hukuku kuralı olduğu, ancak denizde kurtarılan göçmenlerin karaya çıkarılması ve nihai teslim yeri konularında görüş ayrılıklarının sürdüğü, bu hususun uluslararası hukukun kesin çözüm bekleyen konuları arasında yer alıyor.
Mevzuata göre kıyı devletlerinin eş güdüm ve iş birliği içerisinde denizde zor durumdakileri kurtaran gemilere rotalarından en az sapacak biçimde göçmenlerin en yakın güvenli yere bırakmaları hükmü bulunuyor. Bir diğer maddede ise iş birliği yapacak ülkeler arasında kurtarılanların güvenli yere nakillerinden nihai olarak kişilerin kurtarıldığı arama kurtarma bölgesinden sorumlu devletin yükümlü kılınıyor. Ancak “güvenli yer” kavramına dair açık bir tanım getirilmeyerek son değişikliklerden de beklenen fayda sağlanamadı. Sözleşmelerde, güvenli yerin tespitinde Dünya Denizcilik Örgütü (IMO)’nün rehber ilkelerinin dikkate alınması gerektiğine yer veriliyor ancak bağlayıcılıktan mahrum kılavuz niteliğindeki ilkelerin ilgili ülkelerce dikkate alınmıyor.