Palamar olarak işe başladığı marinada müdür oldu
Halikarnas Balıkçısı’nın “Mavi Sürgün” isimli kitabının etkisinde kalan ve yurt dışına gitmekten vazgeçen Onur Ugan, Muğla’nın koylarıyla dünyaca ünlü Göcek cennetine yerleşmeye karar verir. Kabaağaçlı’nın kitapta geçen “Vakit öldürüyoruz, diyorlardı. Kimin haddine düşmüş vakti öldürmek! ‘Vakit’ onu yaşatmayı bilmeyenleri öldürür; bitkileri, insanları, imparatorlukları, uygarlıkları, çağları hep yok eder” sözlerini hiç unutamadı. Göcek aşkı için yüksek okul diplomasını hiçe sayıp 1999 yılında Port Göcek Marina’da palamar olarak göreve başladı. 2018’de ise şu andaki ismi D Marin olan aynı işyeri zincirinde Türkiye Operasyon Direktörlüğüne kadar yükseldi.
Muğla'nın Fethiye ilçesi Göcek Mahallesinde doğmasına rağmen yurt dışına gitmek için büyük uğraş veren Onur Ugan'ın yaşantısı Halikarnas Balıkçısı'nın “Mavi Sürgün” isimli kitabını okumasıyla değişti. Çocukluğunda dedesinin keçileri ile At Bükü'ne gelerek çadır kurup, bir kışı orada keçilerle getirdiğini belirterek Yörük yaşamının ardından nasıl deniz tutkunu olduğunu SÖZCÜ'ye anlattı.
YÖRÜK VE DENİZCİLİK KÜLTÜRÜYLE HARMANLANDIM
Göçebe yaşamın lideri olan Yörük'lerden olduğunu, Yörük dedesinden dağlarda keçi otlatmayı öğrendiğini, diğer dedesinden kürek ile balığa çıkmayı öğrendiğini belirten Onur Ugan, “Dedem kürekle Göcek Adasını dolaşır, balık tutardı. Yörüklük ve denizcilik kültürünün harmanlandığı bir ortamda büyüdüm. Denize olan ilgimi gören ve Göcek'in ilk sağlık ocağı doktoru olan Cemil Abi'nin önerisi ile üniversitede Su Ürünleri Fakültesini yazdım ve Ege Üniversitesi'ni kazandım. Dalgıçlık ve Kaptanlık ehliyetlerimi de okuldan aldım. Sonrasında 256 m bir ticari gemide önce stajer, sonra 4. ve 3. Kaptanlık yaptım. Askerliğimi komando asteğmen olarak Kayseri Komando Tugayı'nda tamamladım. Kulp, Lice, Cudi, Gabar, Kuzey Irak, Van Gürpınar gibi yerlerde çeşitli operasyonlara katıldım” dedi.
ASKERLİK VE MAVİ SÜRGÜN İSTEĞİMİ DAHA DA ALEVLENDİRDİ
Eğirdir'den başlayıp Van-Gürpınar'a kadar uzanan askerlik serüveninde yaşadıkları gerçekler ile okuduğu Mavi Sürgün kitabıyla çok daha duygu derinliği yaşadığını söyleyen Onur Ugan, “Mavi Sürgün, Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) 1961 yılında yayımlanan anı türündeki kitabında asker kaçaklarının idam edilişini eleştiren bir yazısı yüzünden Bodrum’a sürülüşünü ve orada yaşadıklarını anlatır. Bu kitap ile birlikte, yaşadığım yerde doğa için, kültürel zenginliğimiz için ve gelecek nesiller güzel bir şeyler yapma isteğim daha da alevlendi. Askerde yaşadıklarım da bunları perçinledi. Her geçen gün Göcek'i daha da özledim. Göcek'te çocukluğumda ilk okulumuz deniz kenarındaydı. Hemen yanında muhtarlık iskelesi vardı. Bir tekne geldiğinde başka yabancı kelime bilmediğimizden sadece ‘Hello' deyip kaçardık. Merhaba diyoruz gelenlere ama neden kaçtığımızı bile bilmiyorum. Çocukluk işte. Biz Yörüklerin bir takım güzel değerleri vardır. İnsana saygı, doğaya saygı, yardımseverlik, çalışkanlık bazıları. Bu değerleri doğal güzellikleri ile bilinen Göcek ile birleştirirsek inanılmaz bir yaşam alanı yaratabiliriz. Göcek sadece ülkemizin değil dünyaca özel yerlerinden bir tanesi. Ben de bu değeri yaratmaya karar verdim” diye konuştu.
DEDEMİ ÖRNEK ALDIM
Dedesinin de Göcek'te bir madende çalıştığını ve o dönemlerde dedesinin anlattıklarının hala etkisinde olduğunu da sözlerine ekleyen Ugan, “Port Göcek marina yeni açılmıştı. Marinanın doğal yapısı ve mimari özellikleri ile Göcek'e değer katan bir tesis olmuştu. Marina gibi güzel bir ortamda dünyanın değişik yerlerini gezen yatçılara hizmet etmek, buradaki doğal güzellikleri koruyarak misafirlere sunmak keyifli bir iş olacaktı. Hem de doğup büyüdüğüm yerde bir takım sosyal ve gönüllü faaliyetlerde bulunabilecektim. Tüm bu bileşenlerin 10 Haziran 1999'da bir araya gelmesiyle marinacılık hayatım başladı. Palamar (Teknelerin yanaşma, kalkma vb. sırasında gemiden verilen halatı iskeleye, şamandıraya takma, çıkarma iyi yapan) olarak işe başladım. İşe kabul edildiğim günü unutamam. Benim için yeni ve en güzel bayramdı. Sıkı çalışmam nedeniyle sonrasında ön büro personeli oldum. Sonra sırasıyla kısa süre içinde ön büro şefi, ön büro ve çekek müdürü ve derken 2010 yılında Marina Müdürlüğüne atandım. 2018 yılından bu yana da D Marin Türkiye Operasyon Direktörü olarak devam ediyorum” dedi.
MARİNALAR YENİ MİSYONLAR ÜSTLENMEYE BAŞLADI
Marinalar konuk ve teknelerini ağırlamak dışında yeni misyonlar üstlendiğini de hatırlatan Onur Ugan bu çeşitliliği de şöyle sıraladı:
* Marinalar en az bir yelken yarışına veya deniz ile ilgili bir sosyal etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Biz de Göcek'te 3 büyük yelken yarışı düzenliyoruz.
* Çocuklara yelken öğreten Göcek Yat Kulübü'ne destek oluyoruz.
* Konserler, sergi ve diğer sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapıyoruz. Resim, vitray, ebru, tekne maketi yapımı, voleybol, İngilizce kursları, çocuklar için kişisel gelişim atölyelerine ev sahipliği yaparak üretilenleri sergiliyoruz.
* Deniz dibi temizliği, okullar ile işbirliği yaparak öğrencilere çeşitli çevre bilinçlendirme etkinlikleri düzenliyoruz.
* Dünyayı dolaşan denizcilerimiz ile sohbet programları ve imza günleri yapıyoruz.
* Denizcilik okullarında öğretim gören öğrencilere staj olanağı sağlarken üniversitelerin denizcilik ile ilgili olarak yaptıkları sempozyum, konferans, çalıştay gibi etkinliklerine destek sağlıyoruz.
* Mavi Dalga Projesinin ortağıyız. Burada Deniz Ticaret Odası, Turmepa, Seyahat Vakfı ve Fethiye Belediyesi paydaş kuruluşlardır. Mavi Dalga denizde faaliyet gösteren ticari tekne mürettebatını ve marina çalışanlarını çevre ve deniz kültürü konularında bilinçlendirme faaliyetleri yürüten bir programdır.”
ÇOCUKLARIMIZ VE ÇEVRE ÖN PLANDA
Marina yöneticiliğinin yanı sıra Göcek Kültür ve Turizm Derneği ile Göcek Halk Meclisi Başkanlıklarını da yürüten Onur Ugan çevresinde de sıkı bir çevreci olarak tanınıyor. Göcek Kültür ve Turizm Derneği olarak her yıl Mart ayında Ot Yemekleri Festivali, çevre ve su altı temizlikleri de yaptıklarını belirten Ugan, “20 yıldır düzenlediğimiz 23 Nisan Göcek Çocuk Şenliğinde çocuklar için her şeyin ücretsiz olduğu ortamlar, atadan oyunlar ve yarışmaların olduğu eğlence düzenliyoruz. Şenlikte fener alayı, halk konseri, uçurtma şenliği, çocuk eşyası pazarı, çam kabuğundan gemi, tel arabası, bez bebek atölyesi, sepet örme atölyesi gibi el becerilerini geliştiren atölyeler gibi çok sayıda yer alıyor. Hıdrellez, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, Ağustos ayında Göcekli gençlerin ve misafirlerin katıldığı bir plaj voleybolu turnuvası, Cumhuriyet Bayramında bir fener alayı artık geleneksel oldu. Kasım ayının son pazarı Göcek'te ‘Menne' olarak bilinen doğal mantar toplama yarışması, yılbaşı akşamları da Göcek Meydanı'nda ateş yakarak tüm Göcekliler ve dışarıdan gelen misafirler ile yeni yılı karşılıyoruz.
Halk Meclisi olarak imardan tutun çevreye kadar bir çok sorunu resmi makamlara iletiyoruz ve birlikte çözümler arıyoruz. Ben aynı zamanda Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi Başkan Yardımcısıyım. Burada da deniz turizmi faaliyetlerine destek olmaya çalışıyorum” dedi.