Marmara’nın dibindeki tehlike, 23 yıldır çıkarılmayı bekliyor!
1999 yılında, Marmara’da Belize bayraklı “Semele” isimli kuru yük gemisi ile Bulgar bayraklı “Shipka” isimli kuru yük gemisi çarpıştı. Semele isimli gemi, içinde bulunan 6 bin 535 metrik ton çubuk-kangal demir yükü ve orta boy tanker büyüklüğündeki yakıtı ile birlikte battı.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, 23 yıldır batık halde bulunan geminin Düzce depremindeki sarsıntıda ekosisteme zararlı maddeler salarak deniz için risk taşıdığını ve batık gemi içinde tanker büyüklüğünde yakıt olduğunu söyledi.
Semele gemisi, içinde bulunan 6 bin 535 metrik ton çubuk-kangal demir yükü ve yakıtı ile bulunuyor. Yaklaşık 300 metre uzunluğundaki geminin yakıt ve yağlama yağları ile demir yükü, deniz ortamını uzun zamandır kirletiyor. Batık gemi nedeniyle liman giriş çıkışları ve balıkçılık faaliyetleri zor.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, “Bu gemi yaklaşık 23 yıldır Ahırkapı demirleme sahasında kazadan sonra batık durumda duruyor. Üzerinde de taşıdığı yağ yakıt bir risk teşkil ediyor. Bu gemi tam kıtalar arası yük taşıyacakken ve sefere kalkmışken bir kazaya uğradı ve battı. Üzerindeki yağ yakıtı ortalama boy bir tanker kadar yağ yakıt üzerinde bulunuyor” dedi.
Gazioğlu, “Bu geminin boyu yaklaşık 300 metre. Şimdi biz 300 metrelik bir binayı düşündüğümüzde İstanbul'da çok fazla örneği yok” dedi.
Prof. Dr. Cem Gazioğlu, “Bu kadar büyüklükteki bir gemi Ahırkapı demirleme sahasında kırık vaziyette bulunmakta. Bu gemi gibi pek çok gemi Marmara Denizi'nde aslında var. Ve bunların büyük bir kısmının sigortası mevcut. Bu gemilerin uluslararası sigortacılık çerçevesinde bu sigortaları yaptırmaları gerekiyor. O yüzden bu batık gemilerin madem çıkarılmasını karşılayacak olan sigorta firması da var, niye burada kalsınlar. Bir sanayi kompleksi şu anda denizin altında yatıyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Gazioğlu, “Düzce depreminin yaklaşık 40 saniye sürdüğü söyleniyor. Bu tür sarsıntıların denizde stabil durumda bulunmayan bu yapının durumunda değişikliğe sebebi olabilir. Çünkü bu gemi yaklaşık 60 metre derinliğinde yatıyor. 40 metreye kadar da uzanıyor. O yüzden bu tür bir riskin oluşabileceğini değerlendirmek gerekiyor” dedi.