Onay verilirse Aliağa’da iki tesis daha Avrupa Birliği listesine girecek
İzmir Aliağa’daki gemi söküm tesisleri, asbest ve çeşitli kimyasal atıkları barındıran gemilerin usule uygun sökülmemesi ve tehlikeli atıkların uygun yönetilememesi nedeniyle gündemden düşmüyor. Yaşam savunucularının tepkisine karşın, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Aliağa’da iki yeni gemi söküm tesisini onaylamak için süreç başlattı. Konuyla ilgili AB Komisyonu’nun başlattığı bir aylık görüş alma süreci geçen pazartesi günü sona erdi. Komisyonun söz konusu tesislere izin vermesi halinde Aliağa’da AB onaylı tesis sayısı 11’e çıkacak.
GÖRÜŞLER ÖNEMLİ
Komisyonun, AB onaylı gemi geri dönüşüm tesisleri listesini her altı ayda bir güncellediğini söyleyen Gemi Söküm Platformu’ndan (NGO Shipbreaking Platform) avukat Ekin Sakin, “Komisyon güncellemenin ardından yeni onaylı tesis listesi öneriyor. AB üyesi ülkelerin katıldığı bir toplantı düzenleniyor ve liste burada onaya sunuluyor. Bu sürece dair herkes, kurum ve kişi fark etmeksizin hukukçular, yaşam savunucuları, sendikalar, demokratik toplum örgütleri ve yurttaşlar görüş bildirebiliyor. Bir ay boyunca toplumun görüşü alınıyor. Her ne kadar karar AB’ye üye ülkeler tarafından verilse de bu mekanizmaya görüş sunmak karar alma sürecine dahiliyet için çok önemli” diye konuştu. Aliağa’daki AB onaylı gemi söküm tesislerinin birçoğunda eksiklikler tespit edildiğine dikkat çeken Sakin, “Onay alan tesislerde de sorunlar yaşanabiliyor. Ancak bu tesislerde ya sorunların çözümü sağlanmadı ya da etkili bir yaptırımı uygulanmadı” dedi.
DENETİMLER YETERSİZ
Öte yandan Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası’nın (DGD-SEN) konuyla ilgili komisyona sunduğu görüşte ise “öncelikle gemi söküm tesislerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarının gerekliklerinin yerine getirilmediği ve denetimin yetersiz olduğu” vurgulandı. AB Komisyonu tarafından gerçekleştirilen denetimlerin de yetersiz kaldığına vurgu yapılan görüşte, “Bu tesisler hem işçilerin hem Aliağa ve İzmir’de yaşayan halkın sağlığı açısından risk oluşturuyor” ifadeleri kullanıldı. Denetimler neticesinde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle etkin bir yaptırım mekanizması olmadığına da vurgu yapılan açıklamada, “Gemi geri dönüşüm şirketleri, asbest, poliklorlu bifeniller (PCB’ler), zararlı boyalar (Tributiltin (TBT) ve diğer ağır metaller dahil olmak üzere birçok tehlikeli maddenin bertarafında işçi sağlığı ve halk sağlığı için uygun koşulları sağlamamaktadır” değerlendirmesine yer verildi.
SAĞLIK İÇİN RİSK
Birçok hukukçu ve yurttaşın konuya ilişkin verdiği görüşte de denetimsizlik vurgusu öne çıktı. Mevcut tesislerin insan ve çevre sağlığı açısından riskli olduğuna işaret edilen açıklamalarda, “Eksikliklerin giderilmesi beklenmeden mevcut tesislere onay verilmeye devam edilmesi ve listeye iki yeni tesisin eklenmesi endişe vericidir” uyarısı yapıldı.