Gemi Personeli

TIR’ı gemiye ve trene bindirene AB para verecek
HERŞEY 1992’den itibaren adım adım gelişen Balkanlar’daki savaşla başladı...

Türkiye’den Avrupa’ya yük taşıyan TIR’lar Yugoslavya üzerinden yol alırken, bölgenin karışmasıyla önce güzergah değiştirmeyi denedi.

Güzergah değiştirmek sorunu çözmeyince, Türkiye’de uluslararası nakliye işi yapanlar çözüm arayışına girdi. O dönemde Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) başında olan Saffet Ulusoy ve ekibi UND Ro-Ro’yu kurdu.

UND Ro-Ro, Türk nakliye sektörüne, ‘TIR’lar gemide, şoförler havada’ modelini getirdi. Avrupa’ya yük taşıyan TIR’lar, İstanbul’dan gemiye bindiriliyor, gemi İtalya’nın Trieste Limanı’na doğru yola çıkınca, şoförler araçlarını orada karşılayacak şekilde uçakla yolculuk yapıyordu.

Model tutunca, UND Ro-Ro gemi sayısını artırmaya başladı. Bu arada Saffet Ulusoy, UND’deki koltuğunu Çetin Nuhoğlu’na kaptırdı.

Bunun üzerine Saffet Ulusoy, ekibini toplayıp, Roder’i kurdu. Bu ekip Türkiye’de ro-ro taşımacılığını geliştirmeyi hedef seçti. Ekip UND’den kopunca, çok ortaklı kurulan UND Ro-Ro’nun adı, UN Ro-Ro şeklinde değiştirildi. UND’de Saffet Ulusoy’u devirenlerin başında yer alan Taner Gürkan da Roder’e katılarak, derneğin İkinci Başkanı oldu.

Roder, hem Türkiye’de, hem de Avrupa Birliği (AB) nezdinde ‘kara-deniz-raylı sistem’i bütünleştirecek model arayışına girdi.

Gürkan, bunun için AB’de ‘Marco Polo’ adıyla planlanan modele Türkiye’nin de dahil olması için devreye girdi. Gerisini Gürkan’dan dinleyelim:

‘Artık tek başına karayolu taşımacılığı yok. Avrupa kombine taşımacılık üzerinde duruyor. Şu anda bizim İstanbul’dan Trieste’ye giden TIR’larımız, bir süre tren yolculuğu yapıyor. Ancak, AB ülkeleri bunu yeterli görmüyor. Avrupalı artık kendi yollarından fazla TIR geçsin istemiyor. Bu yüzden de AB, ‘Marco Polo’ projesini geliştirdi. Bu çerçevede 700 milyon Euro’luk bir fon oluşturulacak. Bu fon, kara yolu taşımacılığını kısaltmayı teşvik edecek.’

Gürkan, esas olarak AB ülkeleri arasında yürütülen ‘Marco Polo’ projesine Türkiye’nin de dahil edilmesi için çaba harcadıklarını belirtip, ekliyor:

‘Bizim Ulaştırma Bakanlığımız da 3-4 milyon Euro ile AB’de oluşturulacak havuza katılsın istiyoruz. İlk aşamada 700 milyon Euro’ya ulaşacağını tahmin ettiğimiz fon, deniz yolu ve raylı sistemi yoğun kullanan TIR’ları teşvik edecek. Yani, deniz yolu ve raylı sistemi kullanan TIR başına o fondan Türkiye’ye de para gelecek. Bu para 100-150 milyon Euro’yu bulabilecek.’

Gürkan, Avrupa’ya dönük ro-ro taşımacılığının araç başına 400 Euro daha ucuz olduğunu ifade ediyor. Gürkan’ın verdiği bilgiye göre, UN Ro-Ro şu anda yılda karşılıklı 170 bin araç taşıyor. Gürkan, UN Ro-Ro’nun Avrupa’da örnek taşımacılık modelleri arasında gösterildiğini vurguluyor.

Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding Genel Koordinatörü Erol Soylu da, karayoluyla orta Almanya’ya gidiş-dönüş 5 bin kilometre direksiyon sallamak gerektiğine dikkat çekiyor: ‘Deniz yolu-raylı sistem-kara yolu bütünleşince bu süre 2 bin saate iniyor. Böylece TIR’ın ömrü uzuyor. Şoförler daha az yoruluyor. Taşımacılık daha ucuza geliyor. Kazalar azalıyor.’

Anlaşılan Avrupalı artık, ‘Karayolumdan TIR’larını geçirip beni rahatsız etme, gemiye, trene bindir, sana prim vereyim’ sistemini benimsiyor.

Acaba Türkiye’de de TIR’ların trene bindiği günleri görür müyüz?

Çırak ’tan ders alan genç işadamları var

ANADOLU Grubu’nun İcra Başkanı Tuncay Özilhan’ın ‘patronluk’ yaptığı Kanal D’deki ‘Çırak’ adlı yarışma pazar akşamları ilgiyle izleniyor.

İlk çekimlerinde epey sıkıntı çektiğini bildiğim Tuncay Özilhan’a sordum:

‘Nasıl gidiyor? ‘Çırak’tan memnun musunuz?’

Özilhan, keyifliydi: ‘Giderek oturuyor. Bazı çalışma arkadaşlarım ‘Çırak’ın Anadolu Grubu’na olumsuz etkisi olabileceğinden endişeliydi. Endişenin yersiz olduğu ortaya çıktı. Aksine olumlu katkısını da görüyoruz.’

Özilhan, ‘Çırak’la televizyon ekranlarında ‘düzeyli’ programların da olabileceğini kanıtladıklarını belirtip, bir de şu bilgiyi payşaltı:

‘Geçen gün havaalanında genç bir işadamı kardeşimiz, ‘Çırak bizim için önemli dersler veriyor, yararlanıyoruz’ dedi. Çok sevindim. Demek ki genç girişimcilere, işadamlarına bu programla katkımız da oluyor. Ne mutlu.’

Hem ‘reyting’ yap, hem ‘ders’ ver... İkisi bir arada... Daha ne olsun?..

Eklenme tarihi: 18.04.2005


	www.gemipersoneli.com		© Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır. Kullanım Şartları Gizlilik Prensipleri İletişim