Denizlerimizde petrol kazası riski
Türkiye'de, petrol arama çalışmalarının artmasıyla petrol kazası yaşanma riski yükseldi.
Yoğun gemi trafiğinin gerçekleştiği Türkiye'de, petrol arama çalışmalarının artmasıyla petrol kazası yaşanma riskinin yükseldiği, bu nedenle önlemlerin arttırılması gerektiği bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ersan Başar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale, Marmara ve İstanbul Boğazı'nın gemi trafiği açısından çok yoğun, yılda 50 bin geminin geçtiği trafik su yolu olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Başar, Karadeniz'de de yoğun bir gemi trafiği olduğunu belirterek,
"Orta Asya petrollerinin Rusya'nın Novoroski Limanı'na boru hatlarıyla getirilmesi, buradan da gemiler yardımıyla petrolün tüketici ülkelere götürülmesi büyük bir gemi trafiği oluşturuyor. Ham petrol taşıyıcısı gemilerin Karadeniz'de yoğun bir trafiği bulunmakta" dedi.
Deniz taşımacılığında petrolün üretim alanından, tüketim bölgelerine taşınmasının çok önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Başar, şöyle devam etti:
"Bu taşınma esnasında tüm önlemler en üst seviyede alınsa dahi kaza olma riski fazla. Karadeniz'de son zamanlarda petrol arama çalışmaları çok yoğun olarak yapılıyor. Petrol sondaj terminalleri çalışmaya başlarsa ki umarız petrol bulunur, çünkü bu ülkemiz açısından çok önemli olacaktır, bulunduğu zaman da petrol üretimi yapılacak ve yine gemiler vasıtasıyla petrol başka noktalara taşınacak. Bunların hepsi petrolün taşıma esnasında oluşabilecek riskleri doğuruyor. Bu riskler de her zaman için bulunmakta."
Doç. Dr. Başar, petrol arama sondajları ve sonrasında çıkabilecek petrolün platformlardan alınıp gemilere yüklenmesi gibi operasyonların, petrol kazaları riskini artırdığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Bunlar için çok büyük hazırlık içinde bulunmamız gerekiyor. Çünkü yoğun gemi trafiğinin olduğu yerde sondaj kulelerinin bulunması, ayrıca bu bölgelerdeki trafiğin de bunu etkilemiş olması, olumsuz bir kazaya sebep olabilir. Kazalar her zaman olabilir, ama önemli olan şey hazırlıklı olmaktır. Deniz yolu taşımacılığını olabildiğince yoğun kullanmak gerekiyor. Çevresel açıdan daha önemli ve ekonomik. Bunun haricinde petrol taşımacılığının özellikle boru hatlarına kaydırılması da petrol kirlenmesini en aza indirmek ve riskleri azaltmak açısından en önemli unsur."
Petrol kirliliğini temizleme maliyetleri çok yüksek
Yaşanabilecek deniz kazalarına karşı uluslararası bir takım önlemler ve kurallar bulunduğunu, aynı zamanda Türkiye'nin de bu alanda çeşitli çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Doç. Dr. Başar, "Ev sahibi olarak yaşanabilecek her türlü olumsuzluğa karşı hazırlıklı bulunmalıyız. Ulusal acil müdahale planlarının hazırlanması ve bu planların uygulamaya konulması yönünde ülkemizde bir takım çalışmalar var. Ancak bunlar çok yeterli sayılmaz. Daha fazla hazırlıklı olmalıyız. Su yollarında kaza her zaman olabilir, bundan dolayı hazırlık seviyemizi en üst düzeyde tutmalıyız" diye konuştu.
Doç. Dr. Başar, kaza olduktan sonra çok fazla yapılabilecek bir şey kalmadığını belirterek, "Kaza sonrasına sadece temizleme operasyonu kalıyor. Petrol kirliliğini temizleme maliyetleri çok yüksek. Uluslararası şirketlerin yapmış olduğu petrol taşımacılığı bu maliyetleri belli ölçüde karşılasa bile, o şirketler dahi çok zorlu bir süreçten geçiyor. Bundan dolayı petrol kirliliğine karşı hazırlıklı olunması çok önemli" dedi.
Ekipman, malzeme, yetişmiş personel ile acil müdahale istasyonlarının kurulmasının çok önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Başar, şunları kaydetti:
"Eğer kaza olduğunda siz hızlı ve uygun şekilde müdahale edemezseniz, sorun büyüyerek karşınıza çıkacaktır. Özellikle gemi kazaları sonrasında denize dökülen petrol canlı yaşamını çok ciddi boyutlarda olumsuz etkilemektedir. Bunlar ekosisteme direk olarak zarar veriyor. Deniz canlılarına, memelilere, deniz kuşlarına olumsuz yönde etki veriyor. Ayrıca özellikle kıyı bölgelerindeki rekreasyon alanlarımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bunlar bizim ilk anda göreceğimiz şeyler. Petrolün ikinci, üçüncü dağılım periyotunda ise ekosistemi direk etkileyen, ileride ciddi sorunlar çıkartabilecek problemler ortaya çıkıyor. O yüzden petrol denize döküldüğünde çok hızlı bir şekilde temizlenmesi gerekir. Eğer bu temizlik yapılmazsa çok ciddi sorunlar ortaya çıkar."