Arabalı vapur faciasında savcıdan itiraz
İstanbul Sirkeci'de 5 yaşındaki Ece Su'nun ölümü ile sonuçlanan vapur kazasının şüphelilerinin serbest bırakılmasına, savcı itiraz etti.
2 gün önce yaşanan acı olayda, Sirkeci-Harem seferini yapan arabalı vapurda bulunan bir otomobil, geminin kapağının açık unutulması sonucu denize düşmüş, 5 yaşındaki Ecem Su, boğularak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından gözaltına alınan 3 kişi, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.
SAVCI, İTİRAZ ETTİ
Savcı, vapur kazası şüphelilerinin serbest bırakılmasına itiraz etti. 1'i gemi kaptanı 3 kişi dün mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı.
ACILI ANNE İLK KEZ KONUŞTU
Sirkeci iskelesi'nde meydana gelen vapur faciasında 5 yaşındaki kızı Ece Su Yılmaz'ı kaybeden anne Ebru Güleren Yılmaz, açıklamalarda bulundu. Ebru Güleren Yılmaz, "Kapağın üzerindeydik, gemi hareket etti." dedi.
Sirkeci Arabalı Vapur İskelesi'nde meydana gelen olayda hayatını kaybeden 5 yaşındaki Ece Su Yılmaz'ın anne ve teyzesi yaşananları anlattı. Oldukça bitkin olduğu gözlenen acılı anne olay anını, "İlk kuyruğa girdik. Kuyruk ilerledi. En son sıraya ben geldim. Oradaki güvenlik arkadaş dedi ki, 'gemiye binemezseniz ilerleyin, almazsa ötekine binersiniz' dedi. Ben de dedim ki 'ben binmeyeyim, gitmeyeyim o zaman. Burada bekleyim' dedim. Tam o sırada telsizine anons geldi 'araba gönderin' diye. Ben de duydum bunu. 'İki araba gönderin' diye anons geldi. Ben gittim. 'Buyurun gidebilirsiniz' dedi. Daha kapağın üzerindeydim yarım... Orada arabaya yer vardı. Oraya gidiyordum. Kapağın daha yarısındayken hareket etti gemi. Arka tekerlek boşa düşünce ben zaten hiç bir şey yapamadım. Gidemedim ileriye daha fazla" diye konuştu.
"KAPAĞIN ÜZERİNDEYKEN HAREKET ETTİ"
Her şeyin çok kısa sürede gerçekleştiğini söyleyen acılı anne, "Zaten 3 saniyede oldu ne olduysa. Kapağın üzerinde bile değildik. Zaten suya gömüldük. Bağırış çağırış.. Camım açıktı benim. Ben oradan çıktım herhalde. Kızım bağırdı. Teyzem bağırdı. Ondan başka da hiçbir şey hatırlamıyorum. Suyun içinden çıktım ben. Emniyet kemerim de takılıydı. Nasıl çıktım bilmiyorum ama. Yüzlerce kez arabalı vapuruna bindim. Hiç böyle bir şey görmedim. Kapak kapanmadan, kapak kapanmayı boş verin daha üzerindeyken hareket etti. Ben hiçbir şey duymadım. Ben tamamen normal seyirde biniyordum gemiye. Sadece bağırtılar duydum. 'Hareket ediyor' diye bağırtılar duydum. 'Hareket ediyor' diye herkes bağırınca ne olduğunu anlamadık zaten. Suda bulduk kendimizi. O anda suya gömüldük zaten. 2-3 saniye bir şeydi. Kızım bağırdı. Teyzem bağırdı. Herkes bağırdı. Biz kendimiz çıktık. Nasıl çıktığımızı bilmiyorum. Aynı anda çıktık herhalde. Ben daha bir şey göremiyordum. Işığa göre çıktım. Annem ve kızım bayağı sonra çıktı. Onları dalgıçlar çıkardı ama çok zor çıktılar" diye konuştu.
"HEPSİ CEZASINI BULMALI"
Gözaltına alınan kaptanın ifadesinde başka bir geminin düdüğünü, kalkış için kullanılan 'NETA' adlı sese benzettiğini söylediği hatırlatılınca anne Ebru Güleren Yılmaz, "Kapak kapalı değilken hareket etti gemi. Yüzlerce kez arabalı vapura bindim. Bir kapak kapanmadan gemi hareket etmez. Ben daha kapağın üzerinden geçmeden, yarı yarıya kapağın üzerindeydim hareket etti gemi. İstediği kadar şey söyleyebilirler. Vicdanlarına kalmış bir şey. Başka da bir şey demiyorum. Ama hepsi cezasını bulmalı. Burada bir tek hatalı varsa onlar. Ben orada bana ne deniyorsa onu yaptım. Beni ilk gönderenin de hatası yok bence. Ondan sonrakilerin hatası. Çünkü onlar beni gönderdiler. Ben de gittim" dedi.
"ANNE, ANNE DİYE BAĞIRIYORDU"
Kızının çok özel bir çocuk olduğunu söyleyen Yılmaz, "Dünyanın en akıllı kızlarından biriydi. Ece hep çok mutlu bir kızdı sadece onu biliyorum. Çok özel bir kız çocuğuydu. Çok mutlu bir kız çocuğuydu. Sapasağlam çocuktu. Gayet sağlıklı, okuluna giden, balesine giden bir çocuktu. Hasta olsaydı eğer, hasta olanın ölmesi mi lazım. Yeğenimin doğum günüydü. Trafik çok diye vapuru tercih ettik. Anne, anne, anne diye bağırıyordu." ifadesini kullandı.
TEYZE: BİZİ RESMEN ÖLÜME ÇAĞIRDILAR
Kaza sırasında arabada olan teyze Mine Dalkılıç da gözyaşları içerisinde, "Anlatılamaz ki o anlar. Anlatılamaz. Zannetmeyle kaptanlık mı oluyor. Bizi resmen ölüme çağırdılar. O yalan yazanların vicdanları yok. Bence vicdanları yok. Demek ki lösemi olunca öldü işte. İnsanlar artık insanlıktan çıkmış. İnsanlıkla ilgileri kalmamış. Ece tüm dostluklarımızı geliştirdi. Onu bir gören bir daha kopamazdı." şeklinde konuştu.